Bursalı Fahri Dede Kimdir, Hayatı, Sanatı, Hakkında Bilgi
(ö. 1020/1611 [?]) Osmanlı kat’ sanatının en meşhur sanatkârı.
Kat (kâğıt oyma) sanatının Batı’da da tanınmış olan bu büyük üstadının hayatı hakkında yeterli bilgi yoktur. Bursa’da doğduğu için Bursalı Fahrî diye meşhur olmuştur. Bir eserine “Fahreddin Burû-sevî” olarak imza attığına göre adı Fahreddin, mahlası Fahrî’dir. Eserlerinde genellikle Fahrî mahlasını kullanmıştır. Medrese tahsilini zamanının âlimlerinden Kemalzâde (Edirneli Ali Çelebi) Efendi’den (ö. 1005/1597) tamamladığı bilinmektedir. A. Süheyl Ünver onu Mevlevî dedesi olarak kaydetmişse de diğer kaynaklarda bu bilgiye rastlanmamaktadır. Kat sanatını nerede ve kimden öğrendiği tesbit edilemeyen Fahrî’nin sanatında ulaştığı seviye onun hat, tezhip, cilt ve minyatür dallarında da iyi bir eğitim görmüş olduğunu göstermektedir. Fahrî’nin ölüm tarihi kesin olarak belli değildir. İsmail Belîğ ve Bursalı Mehmed Tâhir 1020 (1611), G. Jacob 1027-1028(1618-1619) ve A. Grohmann 980 (1572) yıllarını kabul etmişlerdir. Hayatının büyük bir kısmını geçirdiği İstanbul’da vefat eden sanatkârın Edirnekapı Mezarlığı’nda Hattat Abdullah Kırîmî yakınına gömüldüğü bilinmekteyse de kabri bugün mevcut değildir.
XVII. yüzyılın başlarında sanat hayatının en verimli devrini yaşayan Fahrî’nin müzelerde bulunan eserleri onun kâğıt oyma sanatında elde ettiği mevkii ispat edecek niteliktedir. Âlî Mustafa Efendi Menâkıb-i Hünerverân’da Fahrî’den, “Rûmiyan’dan Bursalı Fahrî ki kıta katında lâ nazîr-i âlem ve bahçe tertibinde ve şükûfe ve ezhârın envâını kesmekte gösterdiği eşsiz sanat kudreti her yerde makbul ve müsellemdir” diye bahseder. İsmail Belîğ Güldeste-i Ri-ydz-i İrfân’öa, “Elinden ince işler çıkardı. Kısa zamanda bir hüsn-i hat kıtasını maharetle keserdi” demektedir. Fahrînin günümüze intikal eden eserlerindeki müennes (oyuk kalan kısım, dişi] ve müzekker (oyulup çıkarılan kısım, erkek) manzara oymaları, ta’lik kıtaların oyma zemin süslemeleri çok hassas ve pürüzsüz kesilmiştir.
Fahri, I. Ahmed için Sa’dî-i Şîrâzî’nin Gülistan adlı eserini başından sonuna kadar rengârenk kâğıtlarla, ince motifler, çiçekler, resimlerle süslemiş, yer yer geçen şiirleri de ta’lik hatla keserek hazırlamış, fakat padişah bunu beğenmemiştir. Fahrî günlerce emek sarfederek meydana getirdiği eserine sultanın itibar etmeyişine üzülmüş, ancak Dârüs-saâde Ağası Mustafa Ağa’nın tekrar huzura kabul edilmesi için vasıta olması üzerine padişah sedefkârî küçük bir sandukayı kendisine hediye ederek gönlünü almıştır. Daha sonra aynı eseri IV. Murad çok beğenmiştir. Eserin bugün nerede olduğu bilinmemektedir. Ancak Viyana Millî Kütüphanesi’nde III. Murad’a takdim edilmiş 1572 tarihli bir albüm veya murakka’ bulunmaktadır. Bu albümde erkek ve dişi oyma ta’lik kıtalar, çiçek ve bahçe manzaraları vardır. Albümde bulunan bir tablo da yeşilin bütün tonlarının verildiği ağaçlar, rengârenk lâle, karanfil, gül, yasemin ve bülbüllerle en ince teferruatına kadar iki bahçe tasviri resmedilmiştir. Bu eserler üzerinde G. Flügel. J. von Karabacek ve Sahabettin Uzluk araştırma yaparak albümü yayımlamışlardır.
British Museum’da Fahrînin satır araları çiçek motifleriyle süslenmiş nestalik bir kıtası bulunmaktadır. Ayrıca Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde erkek ve dişi on yedi adet kıtası vardır. Bunlardan ikisi Bağdat Köşkü’nde. on beşi de Hazine Kitaplığı’ndadır. Fahri’nin Ankara Türk Ocağı teşhir salonunda erkek-dişi iki kıtası mevcuttur. Bursalı Mehmed Tâhir, Said Halim Paşada Fahrî oyması enfiye kutusu, Keçecizâde Reşad Fuad’da bir keşkül. Bursalı Hacı İbrahim Efendi’de “nasîhatü’l-ulemâ”, Prens Abbas Halim Paşa’da bir kıtasını gördüğünü yazıyorsa da bunların bugün nerede olduğu bilinmemektedir.
Fahrînin bunlardan başka Kubbealtı Kültür ve Sanat Vakfı Ekrem Hakkı Ayverdi hat koleksiyonunda müennes bir ta’lik kıtası, Halim İbrahim Arda’da erkek-dişi karışık bir ta’lik kıtası, Hasan Fehmi Enata’da iki ta’lik kıtası, Nureddin Rüştü Büngül koleksiyonunda yer aldığı Eski Eserler Ansiklopedisi’nde neşredilen fotoğrafından anlaşılan, fakat halen nerede olduğu bilinmeyen bir çiçek resmi tesbit edilmiştir. Onun kat’ sanatından başka fildişi, bağa, ahşap ve maden üzerine oymaları da “Fahrî oyması” diye meşhur olmuştur.
Hattatlık, mücellitlik ve müzehhiplik-le sıkı bir ilgisi olan ve XV. yüzyılda Herat’ta müstakil bir sanat kolu olarak gelişen kaf sanatının XVI. yüzyılda Osman-lılar’da diğer İslâm sanatları gibi gelişmesi yolunda en ciddi adımlar atılmıştır. Bursalı Fahrî’nin de kat’ sanatının gelişmesinde önemli rol oynadığı anlaşılmaktadır.
TDV İslam Ansiklopedisi