BUNALIM
BUNALIM
Toplumların
gelişimleri sırasında görülen kopukluk ve rahatsızlık dönemleri bunalım (kriz)
diye adlandırılır. Enflasyon veya paranın değer kaybı gibi finansal
bunalımlardan ve iiretim-tüketim dengesizliği şeklinde kendini gösteren
ekonomik bunalımlardan başka, çevrimsel olgular olarak nitelenen çeşitli boyut
ve ağırlıklardakî siyasal bunalımlardan da söz edilebilir.
Bazıları bunalım
terimini M.Duverger’İn ifadesiyle “rejim çatışmalarımla sınırlandırırlar.
Örneğin hükümetin İstifasından kaynaklanan “kabine bunalımı” gibi ki,
o da siyaset oyununun tabiatında vardır. Bunun da ötesinde, Fransa’nın III. ve
IV.Cumhuriyet dönemlerinde rastladığımız gibi kronikleşmiş bir “hükümet
bunalımı”, rejim bunalımına, yani rejim tartışmalarına veya anayasa
değişikliğine yol açabilir. Daha kötüsü devlet bunalımı veya lop-lumsal
bunalımdır. Devlet bunalımında devletin toplumun gelişim sürecine ayak
uyduramaması, toplumsal bunalımda ise toplumsal düzenin alt-yapısım oluşturan
geleneksel değerlerin ideolojik nedenlerle suçlanması sözkonu-su olur.
Ekonomik
Bunalım:
Arz ve talep
arasındaki bir dengesizliği izleyen zamanlarda büyüme döneminden durgunluk
dönemine geçiş ekonomik bunalım diye adlandırılır. Bu geçiş, ülkenin
kalkınmasındaki uygun ortamın aniden yok olma sürecidir ve aynı zamanda
çeşitli olayların birikmesi sonucu meydana gelir.
Bu bunalımın
açıklaması değişik doktrinlerde değişik şekillerde yer alır. Klasiklere göre,
ekonominin doğal kendi kendini düzenleme mekanizmalarının aksatılması bu
dengesizliğin nedenini teşkil eder. Neo-libcrallere göre ise bunun nedeni
ekonomik fenomenlerde gö-
rülen zaman boşlukları
ile ekonominin temci değişkenlerinden sapmalardan kaynaklanan dalgalanmaların
varlığıdır. Marksistler de bunu üretimin talepten fazla olmasının yol açtığı
uyumsuzluk olarak açıklarlar.
XIX. yüzyılın
tamamında buna1 . ılar birbirini kovalamıştır. XX. yüzyılın İlk yarısında da
tarım ürünlerindeki düşük üretimle bazı sektörlerdeki fazla üretimin neden
olduğu bunalımlar görüldü. 1974 bunalımını saymazsak (ki bu bunalım son kırk
yılın en büyük gerilimlerine sebep olmuştur) 1929 Büyük Bunalı-rm’ndan bu yana
batı ekonomileri fazla bir gerileme yaşamadılar. Herhangi bir anda yaklaşan
bir bunalım kokusu aldıklarında hükümetler, bunun durgunluğa yol açmamasına
gayret etliler. İşte bundan dolayı ‘ekonomik çevrimler’ yerine ekonomik
dalgalanmalardan bahsetmek daha yerinde olur.
Daha genel bir anlamda
ise bunalım terimi, ekonominin -bir branş, bir sektör gibi- özel bir alanında
çöküşü İfade etmek için de kullanılabilir.
(SBA)