Kimdir

Bion (Boristenli) kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi

Bion (Boristenli) kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi: (İÖ. 300 dolayları) Yunan bilgesi. Sokratesçi Kynik Okulu’na bağlıdır, felsefe sorunlarını düzyazıyla anlatma geleneğini kur­muştur. Dinyeper Nehri yakınlarında Boristen’de doğdu, sonradan göç ettiği Atina’da öldü. Alışverişle uğraşan, varlıklı bir kimse olan babası, satın alınarak özgürlüğe kavuşturulmuş bir köleydi. Kendisi de bir süre köle olarak kalmış, sonra varlıklı bir retorikçiye (Söylev öğretici) satılmış, özgürlüğe kavuşturulmuş, efendisi öldüğünde kendisine büyük bir gelir kaynağı bırak­mış. Bion bunu satarak Atina’ya yerleşmiş. Atina’ya yerleştikten sonra, önce Sokrates ile Theophrastos’un öğretilerini öğrenmiş, bir süre Kynik okuluna bağlı Krates’in etkisi altında kalmış. Daha sonra Theodoros’la anlaşarak onun açtığı okulda yönetici olmuş, Thedoros’un ölümünden sonra okulun başına geçmiş­tir.

Bion’un felsefe tarihindeki önemi, yaşadığı döne­me değin felsefe sorunlarını anlatıma dayalı bir biçimde verme geleneğini bırakıp yerine düzyazıyı kullanmasındadır. Felsefe sorunlarını düzyazıyla an­latırken eleştiriye, tartışmaya, karşılaştırmalı açıkla­maya geniş yer verme geleneğini başlatan odur. “Diatribe” denen bu yöntemle felsefe sorunlarını tekdüzeli anlatımdan kurtarmış, okuyucuya daha geniş boyutlu bir anlama olanağı sağlamıştır. Özellik­le topluma açık konuşmalarda, halkla ilgili söylevler­de (retorik’te) dinleyicinin ilgisini belli bir konu üzerinde yoğunlaştırmak için yardımcı düşüncelere başvurma, söylevi birtakım etkileyici kavramlarla süsleme sanatı anlamına gelen “diatribe”, Bion’la bir gelenek niteliği kazanmıştır. Bion bu yöntemi uygu­larken ele aldığı felsefe sorunlarını en ince ayrıntıları­na dek çok katı bir eleştiriden geçirmiştir. Daha çok erdem konusunu işleyen Bion, değişik görüşleri karşılaştırarak, eleştirerek birleştirici bir sonuç çıkar­ma yolunu benimsemiştir. Ona göre erdem, öğrenci­ye doğrudan doğruya değil, ayrı görüşler arasında eleştiriye başvurarak dolaylı yoldan anlatılmalı, soru­yu öğrenci, dinleyici kendi kendine sorarak istenen sonuca varmalıdır.

Ahlak bir davranış biçimidir, bilgili olmayı gerektirir. Varlıklı olmak, ün kazanmak, tutkuların tutsağı olmak gibi aşırı davranışlar kişiyi erdemli olmaktan yoksun kılar. Mal edinmek iyi bir davranış olmadığı gibi ahlak ilkelerine, erdeme de aykırıdır. “Dostlar arasında her şey ortak olmalıdır”, iyelik yetkisi kişiyi erdemden uzaklaştırır. Yeryüzü varlık­ları pek önem verilecek nesneler değildir. Yaşamı elden geldiğince kolaylaştırmalı, azla yetinmeli, bütün tutkulara egemen olmalı. Kişinin bir “erdem varlığı” olması için bütün tutku eğilimlerinden uzaklaşması gerekir.

Kaynak: Türk ve Dünya Ünlüleri Ansklopedisi, 17. cilt, Anadolu yayıncılık, 1983

İlgili Makaleler