Psikolojide Yaklaşımlar

Bilişsel Yaklaşım

Bilişsel Yaklaşım
Bilişsel psikoloji yaklaşımı, 1970’lerde davranışçılığın bir eleştirisi olarak ortaya çıkmıştır. Davranışçı yaklaşımın doğrudan gözlenemediği için zihni bir kara kutu olarak ele alıp inceleme dışı bırakması bu eleştirilerin temel kaynağı olmuştur. Bilişselciler, düşünme, hatırlama, anlama, problem çözme, hafıza gibi zihinsel süreçlerin incelenmesi gerektiğini bir diğer ifadeyle insanın tüm davranışların öğrenme süreçleri ile açıklanamayacak kadar karmaşık olduğunu savunmuşlardır. Bu tür süreçler doğrudan gözlenememektedir ancak bu süreçleri ortaya koyan problem çözme, hatırlama gibi davranışlar gözlenebilir ve bu gözlemlerden bu süreçlere ilişkin çıkarımlar yapılabilir. Aynı zamandan insan düşüncesi, davranışları üzerinde etkili olan bir etmendir yani davranışlar yalnızca çevreden gelen uyaranların bir sonucu olarak açıklanamaz. Bilişselciler bu temel itiraz noktalarının geçerliliğini deneysel araştırmalarla ortaya koymuşlardır. Bilişsel yaklaşım, insan zihnini modelleme ihtiyacı duymuş ve 20 yüzyıl için çok uygun olan bilgisayar metaforunu kullanmıştır.
Bilişsel hareketin G.Miller (1920-    ) ve U.Neisser (1928-    ) tarafından başlatıldığı kabul edilse bile önceki
yaklaşımlardan biraz daha farklı olarak pek çok araştırmacı tarafından hep birlikte geliştirilip evrilmiştir. Bu anlayış psikolojinin hemen her alt alanında pek çok yeni araştırmaya ve görüşe kaynaklık etmiştir. Bu anlayışın bakış açısıyla gelişim, kişilik, anormal davranışlar, sosyal davranışlar, tedavi uygulamaları gibi pek çok alanda çok sayıda araştırmalar yürütülmüş, kuramlar geliştirilmiş ve hatırı sayılır bir bilgi birikimi oluşturulmuştur.
Ancak adından da anlaşılabilebileceği üzere, bu yaklaşım bilişsel süreçlerin incelenmesin çok fazla ağırlık vermektedir. Aynı zamanda insanın zihninin bilgisayar metaforu ile modellenmesinin insanı anlamakta getirdiği sınırlamalar giderek daha fazla ifade edilmeye başlanmıştır. Günümüzde hala egemen bir anlayış olarak sürmekte olan bilişsel yaklaşım beri yandan eleştirilere maruz kalmakta ve giderek daha fazla insanı açıklamada eksik kalan yönleri ortaya konulmaktadır.