Tarih

Bezmialem Valide Sultan Kimdir, Hayatı, Hayır İşleri, Hakkında Bilgi

Bezmiâlem Valide Sultan, (ö. 1853) Sultan II. Mahmud’un “ikinci kadın”ı ue Sultan Abdülmecîd’in annesi.

Hayatına dair çok az bilgi vardır. Do­ğum yeri ve tarihi kesin olarak bilinme­mekte, hakkındaki bazı kayıtlardan, kü­çük yaşta esirciler eliyle saraya câriye olarak teslim edilen bir Gürcü kızı oldu­ğu anlaşılmaktadır. Sarayda yetiştirilip eğitildikten sonra Sultan II. Mahmud’un hanımı oldu; daha sonra ondan bir şeh­zade (Abdülmecid) dünyaya getirince “ikin­ci kadın”lığa yükseldi.Sultan Mahmud’un vefatından sonra, on altı yaşını henüz bitirmiş olan oğlu Ab­dülmecid tahta geçince Bezmiâlem de Valide Sultan ve Mehd-i Ulyâ-yı Saltanat unvanını kazandı. Da­ha çok Bezmiâlem Vâlide Sultan adıyla tanındı.

Tahta çıktığında Sultan Abdülmecid’in henüz çocuk denecek bir yaşta bulun­ması ve devlet işlerinde tecrübesiz olu­şu, annesinin devlet ve hükümet işle­rinde bizzat yol gösterici ve müessir rol oynamasına yol açtı. Valide Sultan he­men bütün hayatı boyunca bu rolünü ba­san ile yerine getirdi. Padişahın memle­ket içindeki seyahatleri sırasında saray ve devlet işleriyle ilgilendi, gerektiğinde devlet ve hükümet erkânına emirier ver­di, hatta resmikabul ve ziyafetler de dü­zenledi. Valide Sultan yakalanmış olduğu amansız bir hastalık sonucunda 3 Ma­yıs 1853 günü Beşiktaş Sarayı’nda ve­fat etti ve aynı gün Sultan II. Mahmud Türbesi’ne defnedildi.

Bezmiâlem Valide Sultan akıllı, ted­birli, şefkatli ve cömert bir kadın, dünyevi hırs ve gösterişlerden kendini alı­koymaya muvaffak olmuş seçkin bir kim­se idi. Bu özellikleriyle, Osmanlı tarihin­de birtakım entrika ve desiseler yüzün­den birçok fecaate sebep olan bazı ka­dınlardan tamamen ayrı bir şahsiyete sahipti. Oğlu Abdülmecid’in israf ve gös­teriş iptilâsına bir ölçüde engel olabil­miş, gerektiğinde devlet işlerinde ken­disine yardımcı olmuş, fakat mevkiini hiçbir zaman kötüye kullanmamıştır. Oğ­lunun padişahlığı sırasında devletin kendisine tahsis etmiş olduğu maaş ve di­ğer gelirlerini fakirleri doyurmak, ihti­yaçlarını gidermek, rahmet ve şükranla anılmasına vesile olacak pek çok hayır eseri yaptırmak yolunda sarf etmiştir. Bu arada tarikat erbabını gözetmeyi, tekke ve dergâhlara büyük ölçüde ba­ğışlarda bulunmayı da ihmal etmemiş­tir. Bizzat mahalle aralarında dolaşarak fakir ve muhtaçlara yardım elini uzat­ması, yetim ve kimsesiz kızları evlendir­mesi, borcunu ödemeye gücü yetmeyen­lere ve hapse düşmüş kimselere çeşitli malî ve nakdî yardımlarda bulunması, ince ruhlu, şefkat ve merhamet sahibi bir insan ol­duğunu gösterir. Vakıfları ve Hayır Eserleri. Bezmiâlem Valide Sultan ülkenin çeşitli yerlerinde pek çok hayır eseri ve vakıf meydana getirmiş, bunların devamlılığını sağla­mak maksadıyla da gelir getiren çok sa­yıda emlâk ve “nüküd-i mevküfe” bırak­mıştır. Kurmuş olduğu vakıfların bir kıs­mı ile bunların akarları, 1256-1267 (1840-1851) yılları arasında tanzim edilen ve on dört vakfiyeyi ihtiva eden 400 sayfa­lık bir vakıfnamede tesbit ve tescil edil­miştir (vakıfnamenin aslı ile bir sureti An­kara’da Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi’ndedir). Bu vakıfnamede belirtilenlerin dışında Valide Sultan’ın daha birçok hayratı vardır. Ayrıca harap olmuş ve­ya tamamen ortadan kalkmış pek çok eseri de tamir ve ihya ettirmiştir. Hayır eserlerinden önemli olan bazıları şun­lardır:

Hastahaneler

  • Gurebâ-yi Müslimîn Hastahanesi. İstanbul’da Şehremini semtindeki Yenibahçe mevkiinde bugün de faaliyetini sürdüren bu hastahane, zamanına göre modern bir şekilde inşa ve teçhiz edilmiştir. “Has­tahane” tabiri ilk defa bu müessesede kullanılmaya başlanmıştır.
  • Mekke’deki Gurebâ-yi Müslimîn Hastahanesi. İnşasına Valide Sul­tan’ın sağlığında başlanan, ancak vefa­tından sonra yarıda kalan bu eser Sul­tan II. Abdülhamid tarafından tamam­lanmıştır.

Mektepler

  • Dârülmaârif (Valide Mek­tebi). Osmanlı Devleti’nde planı mektep olarak çizilip inşa edilen ilk büyük bina­dır.
  • Bezmiâlem Valide Mektebi. Beykoz Çubuklu’da yaptırılan bu mek­tep hakkında. Evkaf İdaresi tarafından kiraya verileceğine dair 15 Şubat 1332 tarihli Takvîm-i Vekâ-yi de yer alan resmî ilân kaydından baş­ka bilgiye rastlanmamıştır.
  • Bezmiâ­lem Sıbyan Mektebi. İstanbul’da Edir-nekapı Molla Aşkî mahallesinde 1844’te üstü ahşap ve bir dershane ile bir hoca odasından müteşekkil olarak inşa edil­miştir.
  • Bezmiâlem Sıbyan Mektebi (Yeşii Mektep). Dârülmaârif Mektebi’nin ya­nında ve onunla birlikte 20 Nisan 1850′-de açılmıştır. Dârülmaârif idâdîsi ola­rak kurulan bu mektebin asıi adı Yeşil Mektep’tir.

Camiler

  • Dolmabahçe Camii (1853). İstanbul’da Dolmabahçe Sarayı’nın ya­nında empire tarzında inşa edilen bu ca­mi, Bezmiâlem Valide Sultan’ın vefatın­dan sonra oğlu Sultan Abdülmecid tara­fından tamamlanmıştır.
  • Gureba Hastahanesi Camii (1845). Gurebâ-yi Müsli-mîn Hastahanesi’nin hemen yanında ve ahşap çatılı olarak inşa edilen bu cami, 1845’te adı geçen hastahane ile birlikte aynı günde ibadete açılmıştır.

Köprüler

Galata Köprüsü (Cisri Cedîd veya Valide Köprüsü). Eminönü ile Ka-raköy’ü birbirine bağlayan bugünkü Ga­lata Köprüsü’nün ilk kurucusu da Vali­de Sultan’dır. Köprü 1844’te ahşap du­balar üzerinde “sabin” (yüzer) olarak yap­tırılmış ve on sekiz yıl hizmet gördükten sonra günümüze kadar çeşitli tarihler­de yenilenmiştir.

Çeşmeler

Bezmiâlem Valide Sultan’ın yaptırdığı veya tamir ettirdiği çeşme ve sebiller, geç devir Osmanlı hayır eserleri arasında önemli bir yer tutar. Bunlar­dan tesbit edilebilen on iki çeşme İstan­bul’da, üç sebilin de ikisi Medine’de, bi­risi Kerbelâ’dadır.

Diyanet İslam Ansiklopedisi