Tarih

Berkyaruk Kimdir, Hayatı, Dönemi, Hakkında Bilgi

Berkyaruk, (ö. 498/1104) Büyük Selçuklu hükümdarı (1092-1104).

Sultan Melikşah’ın Zübeyde Hatun ad­lı hanımından Muharrem 474’te (Hazi­ran 1081) İsfahan’da doğan oğludur. Sul­tan Melikşah, çok sevdiği veliaht Şehza­de Ahmed’in ölümünden sonra veziri Nizâmülmülk’ün de tavsiyesiyle hayattaki oğullarının en büyüğü olan Berkyaruk’u veliaht tayin etti. Ancak Melikşah’ın ani ölümü üzerine karısı Terken Hatun beş yaşındaki oğlu Mahmud’u sultan ilân et­tirmek için her vasıtayı mubah sayarak harekete geçti. Bu maksatla sultanın ölümünü gizlediği gibi emîrlere büyük paralar vererek oğlunu destekleyecek­lerine dair yemin ettirdi. Sonunda Ha­life Muktedî-Biemrillâh’ı da tehdit ede­rek Mahmud’u sultan ilân ettirip adına hutbe okutmayı başardı 1485/1092), Ba­bası öldüğü sırada İsfahan’da bulunan Berkyaruk’u da Emîr Kürboğa vasıtasıy­la tutuklattı. Ancak Melikşah’ın ölüm ha­berini alan Nizâmülmülk’ün adamları ve­zire ait silâh depolarını yağmalayarak isyan bayrağını açtılar ve hapishanede bulunan Berkyaruk’u kurtarıp on bir ya­şında iken aynı yıl sultan ilân ettiler. Ter­ken Hatun’un İsfahan’a yaklaşması üze­rine de onunla birlikte Rey’e doğru yola çıktılar. Terken Hatun ile Berkyaruk ara­sında Burûcird şehri yakınlarında mey­dana gelen savaşta Terken Hatun ağır bir yenilgiye uğrayarak İsfahan’a çekildi. Şehri bir müddet muhasara eden Berkyaruk Ter­ken Hatun’dan 500.000 dinar alarak ku­şatmayı kaldırıp Hemedan’a gitti. Yapı­lan anlaşmaya göre Terken Hatun ile Mahmud İsfahan ve Fars’a hâkim ola­cak, diğer şehirler Berkyaruk’a bırakıla­caktı.

Anlaşmaya rağmen bütün ülkeye hâ­kim olmak isteyen Terken Hatun, bu de­fa Berkyaruk’un dayısı Azerbaycan Meliki İsmail b. Yâkutî’ye haber gönderip Berkyaruk’u bertaraf etmesi şartıyla ev­lenme vaadinde bulundu. İsmail bu tek­lifi kabul ederek Berkyaruk üzerine yü­rüdü, fakat Hemedan- İsfahan arasında­ki Kerec’de meydana gelen savaşta mağ­lûp oldu (486/1093). Bu zaferden sonra Bağdat’a giden Berkyaruk Halife Muk-tedî – Biemrillâh tarafından Rükneddin lakabıyla sultan ilân edildi ve 14 Mu­harrem 487’de adına hut­be okundu. Ancak onun Selçuklu tahtı­nın yegâne hâkimi olabilmesi için taht­ta hak iddia eden diğer hanedan men­suplarıyla mücadele etmesi ve onları or­tadan kaldırması gerekiyordu. Tahtta hak iddia edenlerin önemlilerinden bi­ri, Suriye meliki olan amcası Tâcüddevle Tutuş idi. Meükşah’ın ölüm haberini alır almaz Selçuklu tahtına sahip olmak için seferber olan ve Rahbe, Musul, Nu­saybin, Antakya, Urfa, Harran ve Rakka’yı ele geçirip adına hutbe okutturan Tutuş, halifeye elçi göndererek salta­natının tasdik edilmesini istedi. Halife Müstazhir-Billâh bunu reddetti, ancak o yılmaksızın mücadelesini sürdürdü. Bir­çok şehri daha ele geçirdiği gibi Berk­yaruk’u destekleyen güçlü emirlerden Halep Valisi Aksungur ile Urfa Valisi Bo-zan’ı öldürttü ve Bağdat’ta adına hut­be okutmayı başardı (487/1094). Daha sonra Terken Hatun ile iş birliği yapa­rak İsfahan’da bulunan Berkyaruk üze­rine yürüdü. Bu sırada Terken Hatun hastalanarak öldü. Tutuş ile araların­da cereyan eden savaşta yenilen Berk­yaruk İsfahan’a sığınmak zorunda kal­dı. Mahmud’un emirleri onu tevkif ederek gözlerine mil çekmeye teşebbüs ettiler, fakat tam bu sırada Mahmud çiçek hastalığına yaka­landı. Bunun üzerine emirler Mahmud’un akıbeti belli oluncaya kadar beklemeye karar verdiler. Mahmud’un ölümü üze­rine de (487/1094) Berkyaruk tarafına geçtiler; ertesi yıl Tutuş. Berkyaruk ile yaptığı ikinci savaşta yenildi ve öldürül­dü. Böylece Berkyaruk, Terken Hatun ve Mahmud’un ölümünden sonra Tutuş en­gelini de aşmış oldu.

Fakat aynı yıl diğer amcası Arslan Argun Horasan’da isyan etti. Berkyaruk onun üzerine amcası Böripars’ı gönder­di. Böripars’ın mağlûp olup öldürülmesi üzerine kardeşi Sencer’in kumandasın­da yeni bir ordu şevketti. Ancak bu or­du yetişemeden Arslan Argun bir kölesi tarafından öldürüldü (1097). Berkyaruk’a isyan eden diğer amcası Şihâbüddevle Tekiş de aynı yıl öldürüldü. Sultan Berkyaruk’a isyan edenlerden biri de Çağrı Bey’in torunlarından Emîr-i emîrân Muhammed b. Süleyman’dı. Berkyaruk. Sencer sayesinde onu da bertaraf ederek (1097) ülkenin her tarafında hâkimiyet kurdu. Kardeşleri Muhammed Tapar ve Sencer, Azerbaycan Meliki Mevdüd b. İs­mail, Tutuş’un oğulları Halep Meliki Rıd­van, Dımaşk Meliki Dukak, Anadolu Sel­çuklu Sultanı I. Kılıcarslan ve Kirman Sel­çuklu Meliki Turan Şah onu Büyük Sel­çuklu sultanı olarak tanıyıp itaat arzet-tiler. Böylece Sultan Meükşah’ın ölümün­den beri fetret devrini yaşamakta olan Büyük Selçuklu İmparatorluğu yeniden bir sultanın emrinde temsil edilerek iti­bar kazanmış oldu.

Ancak ülkede sağlanan bu birlik uzun sürmedi. Gence Meliki Muhammed Ta­par, Berkyaruk’un eski veziri Müeyyidül-mülk’ün kışkırtmaları sonucu ağabeyine karşı isyan ederek sultanlığını ilân etti. Halife Müstazhir-Billâh da onun hüküm­darlığını tasdik ederek adına hutbe okut­tu. Bunun üzerine Berkyaruk kardeşi Muhammed Tapar üzerine yürüdü ve aralarında Se-fîdrüd’da (Kızılören) cereyan eden ilk sa­vaşta mağlûp oldu (493/1100). Hemedan’da meydana gelen ikinci savaş (494/ 1101) Berkyaruk’un galibiyeti, Rudrâver’de meydana gelen üçüncü savaş ise ba­zı çarpışmalardan sonra anlaşmayla so­nuçlandı. Anlaşmaya göre Berkyaruk “sultan”, Mu­hammed Tapar ise “melik” unvanına sa­hip olacaktı. Gence ve çevresiyle Azer­baycan, Diyarbekir, el-Cezîre ve Musul Muhammed Tapar’a, Horasan hariç an­laşmada zikredilmeyen Selçuklu toprak­ları ise Berkyaruk’a ait olacaktı. Sultan Berkyaruk gerektiğinde Muhammed Ta­par’a askerî yardımda bulunacak, Mu­hammed Tapar da Berkyaruk’a 1.300.000 dinar vergi Ödeyecekti. Ancak bu barış uzun sürmedi. Muhammed Tapar ken­dini barışa ikna eden emîrleri ihanetle suçlayarak onları cezalandırdı ve anlaş­mayı ihlâl edip kendini sultan ilân etti. Rey yakınlarında cereyan eden dördün­cü savaş Berkyaruk’un galibiyetiyle so­nuçlandı (495/1102). Berkyaruk savaş­tan sonra İsfahan’a kaçan kardeşini ya­kalamak için şehri bir müddet muhasa­ra ettiyse de sonuç alamadı. Hoy yakın­larında cereyan eden beşinci savaş da Berkyaruk’un zaferiyle sonuçlandı ve uzun müzakerelerden sonra taraflar arasın­da anlaşma sağlandı. Buna göre Berkyaruk, Mu­hammed Tapar’ın beş nevbet* çalması­na müdahale etmeyecek, Muhammed Tapar’a ait şehirlerde Berkyaruk adına hutbe okunmayacak, askerler diledikle­ri tarafa geçebileceklerdi. Cibâl, Fars, İs­fahan, Rey, Hemedan. Hûzistan ve Bağ­dat Berkyaruk’a; Azerbaycan, Diyarbe­kir, el-Cezîre, Musul, Suriye ve Hille Emî-ri Sadaka’nın hakimiyetindeki topraklar Muhammed Tapar’a ait olacaktı. Bu an­laşma ile yıllardır devam eden ve devlet otoritesini sarsarak karışıklıklara sebep olan, halkı aç ve perişan bırakan fetret devri taht kavgalarına son verilmiş olu­yordu.

Berkyaruk, taht kavgaları ve emîrler arasındaki çıkar çatışmaları sebebiyle Anadolu’yu geçerek Suriye topraklarına giren Haçlılar’ın Antakya ve Kudüs’ü işgal edip küçük devletler kurmalarına engel ola­mamıştı. Bu bakımdan Berkyaruk dev­rinde Haçlı kontları Baudouin ile Joscelin’in esaretiyle sonuçlanan Harran Sa­vaşı (497/1104) müslümanlar arasında sevinçle karşılandı. İç karışıklıklara, taht kavgalarına ve Haçlı istilâsına rağmen Berkyaruk, o devrin iki büyük Türk dev­leti Gaznelilerve Karahanlılar tarafından metbû hükümdar olarak tanınmıştır.

Bütün Selçuklu topraklarında devlet otoritesini yerleştirip huzur ve sükûnu sağladığı bir sırada vereme yakalanan Berkyaruk, bir sedye içinde İsfahan’dan Bağdat’a götürülürken yolda ağırlaştı ve hayatından umut kesince emîrleri ya­nına çağırıp beş yaşındaki oğlu Melikşah’ı veliaht, Emîr Ayaz’ı da ona atabeg tayin etti. Oğlunu emirlerin himayesin­de Bağdat’a gönderirken kendisi de İs­fahan’a dönmek üzere yola çıktı ve Burü-cird yakınlarında öldü. Cenazesi İsfahan’a götü­rülerek atalarının gömülü olduğu türbe­de defnedildi, yerine oğlu Melikşah geçti. Bazı tarihçiler ondan adaletli, fazilet­li, sabırlı ve yumuşak huylu bir hüküm­dar olarak bahsederlerken bazıları da iç­ki ve eğlence düşkünü olduğunu kayde­derler.