İslam Tarihi

Beni Mahzum / Mahzumoğulları Kabilesi, Tarihi, Hakkında Bilgi

Mahzûm (Benî Mahzûm). Kureyş’in en itibarlı kollarından biri.

Lüey b. Gâlib b. Kureyş soyundan olup Kureyş kabilesinin on kolundan birini oluşturur. Mekke’de ekonomik ve siyasî açıdan iyi bir konuma sahiptiler. VI. yüz­yılda çok güçlenmişlerdi ve isimleri ba-zan Kureyş’in müteradifi gibi kabul edili­yordu. İslâmiyet’in gelişi esnasında bu özellikleri devam etmekteydi.

Hz. Peygamber’in dedesi Abdülmuttalib’den sonra Kureyş’in başına Ümeyyeoğulları’ndan Harb b. Ümeyye geçmiş, onun ölümünün ardından idare Mahzûmoğulları’ndan Velîd b. Mugîre’ye intikal etmişti. Kabilenin şeceresi Yakaza b. Mürre vasıtasıyla Fihr’e (Kureyş) ulaşıyor­du. Kabileye adını veren Mahzûm’un toru­nu Mugire b. Abdullah, Abdülmuttalib’in çağdaşı olup Mekke’de Benî Mahzûm’un güç ve itibar kazanmasında en etkili isim­di. Bundan dolayı Mahzûmî nisbesi yeri­ne zaman zaman Mugiri nisbesi de kullanılırdı. Cömertli Meriyle tanınan Mahzûmoğulları zekâ ve çalışkanlıkları sebebiy­le “ateş gibi sıcak” diye tavsif edilirlerdi. Bundan dolayı İslâmiyet’in doğuşu sıra­sında Kureyş ordusunun donatımı ve sü­vari kumandanlığı görevi bu kabileye ve­rilmişti. Nitekim süvari kumandanlığını Bedir’de Mahzûmoğulları’ndan Ebû Ce­hil, Uhud’da ise Hâlid b. Velîd üstlenmişti. Daha önce Adîoğulları’nda olan sefaret görevi Hz. Ömer’in müslüman olmasıyla Mahzûmoğulları tarafından yürütülmeye başlandı. Habeşistan’a hicret eden müs-lümanları geri getirmek için oraya giden iki Kureyşli’den biri olan Abdullah b. Ebû Rebîa Mahzûmoğullan’ndandı.

Kusayy’ın vasiyetine uygun olarak ned-ve, kıyâde, hicâbe, liva, sikâye ve rifâde görevleri oğlu Abdüddâr’a verilmişti. An­cak Kusayy’ın diğer oğlu Abdümenâf in çocukları güç ve itibar bakımından daha üstün olduklarını ileri sürerek bu görev­lerin kendilerine bırakılmasını istediler. Görevlerin paylaşılması meselesi Kureyşliler’in üç gruba ayrılmasına sebep oldu. Benî Mahzûm, Benî Sehm, Benî Cumah ve Benî Adî Abdüddâroğullan’nı destek­lediler ve birbirlerinden ayrılmamak üze­re and içtiler. Bundan dolayı kendilerine “ahlâf”. yaptıkları ittifaka da “hilfü’l-ahlâf” adı verildi. Benî Mahzûm kabilesinin de yer aldığı bu gruba ellerini kan dolu bir kaba batırıp yaladıkları için “leakatü’d-dem” denilmiştir. Daha sonra aralarındaki ihtilâfı çözmeyi başardılar. Sikâye ve rifâ­de görevleri Abdümenâf’a verilirken hi­câbe, liva ve nedve Abdüddâr’a bırakıldı. Resûl-i Ekrem’in de katıldığı ficâr savaşın­da Kureyş’in kumandanı Mahzûmoğul­larfndan Ebû Cehil’in babası Hişâm b. Mugıre idi.