Tarih

Belazuri Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

Ebü’l-Hasen Ahmed b. Yahya b. Câbir b. Dâvûd el-Belâzürî (ö. 279/892-93) Tarihçi, nesep âlimi.

Yaşamı

Doğum yeri ve tarihi bilinmemektedir. Farsça’dan Arapça’ya tercümeler yaptı­ğı için çağdaş araştırmacılar genellikle onun İran asıllı olduğunu söylerler. Nesebi hakkında bilgi bulunmaması ve bü­yük dedesi Dâvûd’dan önceki ataların­dan hiç bahsedilmemesi bu kanaati güç­lendirmekte ve onun en azından Arap asıllı bir aileden gelmediğini göstermek­tedir. Dedesi Câbir’in, Abbasî Halifesi Hârûnürreşîd zamanında Mısır haracına bakan Hâsib’in kâtibi olduğu dışında aile­si hakkında bilgi yoktur. Künyesi de kay­naklarda Ebü’l-Hasan, Ebü’l-Abbas ve Ebü Ca’fer şeklinde farklı olarak geç­mektedir.

Belâzürî Bağdat, Dımaşk ve Humus’ta Ali b. Muhammed el-Medâinî, İbn Sa’d, Ali b. Medînî, Affân b. Müslim, Abdüla’lâ b. Hammâd ve Abdullah b. Salih el-İclî gibi muhaddis ve tarihçilerle Mus’ab ez-Zübeyrî gibi nesep âlimlerinden fayda­lanmıştır. Hayatı ile ilgili olarak kaynak­larda bulunan bilgilerin büyük bir kısmı Abbasî halifeleri ve vezirleriyle olan mü­nasebetleri hakkındadır. Halife Mütevekkil-Alellah’ın huzurunda yapılan ilmî ve edebî sohbetlerde bulunmuş ve onun on yıl kadar nedimliğini yapmıştır. Halife Müstaîn-Billâh da Belâzürî’ye yakınlık göstermiş ve ihtiyaçlarını karşılamak üzere ihsanlarda bulunmuştur. Halife Mu’tez oğlu Abdullah’ın eğitim ve öğre­timini ona bırakmıştır. Mu’temid – Billâh zamanında hayatının en sıkıntılı ve kötü günlerini yaşayan Belâzürî genellikle ka­bul edildiğine göre 279’da (892-93) Bağ­dat’ta seksen yaşlarında vefat etmiştir. İbnü’n-Nedîm, onun hafızasını kuvvet­lendirmek için hindistan cevizine benzer bir meyve olan belâzür (semacarpus ana-cardium, anacard) içtiğini ve bundan dola­yı hafızasını kaybedip perişan bir halde akıl hastanesinde öldüğünü söyler. Bazı kaynaklar ise bu olayın dedesi Câbir ile ilgili olduğunu ve Belâzürî nisbesinin ken­disine bu sebeple verildiğini kaydeder.

Eserleri

1- Ensâbü’l – eşraf. Günümü­ze gelebilen iki büyük eserinden biridir. Hz. Peygamber’in hayatı ile Hulefâ-yi Râşidîn, Emevîler ve Abbâsîler’in ilk dö­nemleri için önemli bir kaynak olan bu eser tabakat ensâb ve ahbâr üslûpları­nın birleştirilmesi suretiyle kaleme alın­mıştır. Tamamı henüz basılmamış olan Ensâbü’l-eşrafin yazılış sırasına göre yayımlanan kısımları şunlardır: Siyer; Benî Hâşim-Ebû Tâlib oğulları; Benî Hâşim-Abbas b. Abdülmuttalib oğulları; Abdüşems (Benî Ümeyye) oğulları; Hz. Osman-Abdullah b. Zübeyr arası; Mus’ab b. Zübeyr-Abdülmelik devri. Eserin eksiksiz bir yaz­ma nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’n-de bulunmaktadır.

2- Fütûhu’l-baldan. Hz. Peygam­ber zamanından hicrî III. yüzyıla kadar ilk fetihleri bölge ve şehir esasına göre anlatan eserin birçok baskısı yapılmıştır, Eser ayrıca çeşitli dille­re tercüme edilmiştir.

Belâzüri’nîn bu iki eseri dışında gü­nümüze ulaşmamış Kitâbü’l-Büldöni’s-şağirve Kitöbü ‘Ahdi Erdeşir adlı eser­leri bulunduğu kaynaklarda belirtilmek­tedir. Farsça’dan Arapça’ya tercüme et­tiği bu sonuncu eseri daha sonra man­zum olarak yeniden kaleme almıştır. Ay­rıca elli varak hacminde olduğu söylenen çoğu Abbasî halife ve vezirleri hakkında methiye ve hicviyeleriyie bir kısmı bazı kaynaklarda yer alan şiirleri de vardır.

Diyanet İslam Ansiklopedisi

İlgili Makaleler