BAYRAMİLİK
Hacı Bektaş Veli’nİn,
Halveti ve Nakşibendi tarikatlarının genel kural, akide ve törenlerini kendi
görüşleriyle yeniden yorumlayarak kurduğu bir tarikattır.
1352 yılında doğduğu
tahmin edilen Hacı Bayram, çeşitli medreselerde ilim tahsil ettikten sonra
Bursa’da Müderris olmuştur. Fakat yaşadığı devirdeki tarikatlerin yaygınlığı ve
tesiri onu tasvvuf yoluna itmiş, Halveti şeyhlerinden, zamanın ünlü
mutasavvıfı Şeyh Hami-deddin’e bağlanmıştır. Onunla şehir şehir od-laşan, hatta
Hacca da giden Hacı Bayram Veli, şeyhinin ölümünden sonra Ankara’ya dönmüş ve
orada tarikatının temellerini atmıştır.
Sağlığında başka
ülkelere halife gönderme-yen Hacı Bayram Veli telkinleriyle Anadolu’da son
derece etkili olmuştur. Nitekim hakkında söylenen bazı asılsız sözlerden
dolayı JI.Murad tarafından Edirne’ye sürülmüş, daha sonra bağışlanarak
Ankara’ya dönmesine İzin verilmiştir. Yine bu tarikate mensup pek Çok şair
yetişmiştir. İnançları gerek halk, gerekse divan edebiyatına tesir etmiştir.
Bayramiliğİn
kendisinden önceki tarikatler-1c irtibatı ve silsilesi iki ayrı şekilde ele
alınmaktadır. Menahb-t Akşemseddin’de kaydedildiğine göre birinci silsile
Cafer-İ Sadık, Mu-hammed Bakır, Zcync’l-Abidin yoluyla Hz.A-li ve Hz.Muhammed
(s)’c bağlanmaktadır. Bu silsile Ebu Yczid Bİstami’dcn itibaren
Nakşibendî silsilesi
İle birleşir. Aynı şekilde Nakşİbendilerdeki zikr-i hafi’nin Bayramîlik-te de
benimsenmesi aralarında bir ilgi olduğunu düşündürüyor. Fakat bilindiği gibi,
Nakşibendî silsilesinde Selnıan-ı Farisî yoluyla, Hz.Ebu Bekir’e
varılmaktadır. Şiiliğin en az etki yaptığı tarikal olan Nakşibendilik böylece
Hz,Ali yerine, Hz.Ebu Bekir’e bağlanmaktadır. Bu silsilenin Bayramîlik ile
birleşmesi, Hacı Bayram veü’nin tarikatını da Sıddîkî yapmaktadır. Kaldı ki
yukarıda da belirttiğimiz ve Lâlîzade Abdülbaki’nin Mcnakıb-i Mclami-yc-i
Bayraıniyye eserinde ve Sarı Abdullah’ın Cevheretü’l-Bulaye fi
Diiıreli’n-Nihaye eserinde bildirdiklerine göre Bayramîlik, Halvctî ve
Nakşibendî tarikallerinin karışımından ortaya çıkmıştır.
Nevizade
AinyVntnlIadihalü’l-Hattsik’tc belirttiğine göre ise Bayramîlik silsilesi,
Erdebil sufiieri denilen ve tarikat bakımından Halvetî olan zümreye
bağlanmaktadır. Araştırmacılar, Hacı Bayram Velî’nin Melamilikten de el*
kilenmiş olduğunu İleri sürmektedirler. Mesela Gölpınarlı Hacı Bayram’in
zikr-i hafî’yi benimsemesinin “kendisindeki melamet neşesinden doğma bir
halet” olduğunu ve Nakşibendîlikle ilgili olmadığını ileri sürer.
Hacı Bayram Velî’nin
ölümünden sonra Bay-ramîye tarikatı ikiye ayrıldı. Cchrî zikri benimseyenler
Akşemseddin’İn temsil ettiği Şcmsİy-ye koluna, diğerleri ise Ömer Dede’nin
temsil ettiği Melamiye koluna bağlandılar. Tarikal kuralları ve temel inançlar
bakımından aralarında önemli bir fark olmamakla birlikte, Ak-şemscddİn’İn
devam ettirdiği kolun tamamen klasik sünnî bir tarikal olarak kaldığı, Bayra-mî
Melamiliğin aksine şü eğilimlerin görülmediği belirtilmelidir.
(SBA)