Nedir ?

Batıl Nedir, Batıl İnanç/Din Ne Demek, Kur’an’da Batıl Kelimesi Hakkında Bilgi

Batıl, Gerçeğe uymayan inanç, hüküm ve düşünceleri ifade eden terim, hakkın karşıtı.

“Boşa gitmek, temelsiz ve devamsız olmak” anlamındaki butlan kökünden tü­reyen bâtıl, türevleriyle birlikte Kur’ân-i Kerîm’de otuz altı defa geçmektedir. Söz konusu yerlerde “yalan”(Mü’min 40/ 78; Fussilet 41/42), “boşa çıkan amel”(Bakara 2/264), “çirkin, faydasız ve ga­yesiz iş”(ÂI-i İmrân 3/191), “Allah’ın dı­şında ilâh diye tapınılan put”(Lokman 31/20), “hakkı örten perde”(Âl-i İmrân 3/71), “hakkın zıddı”(Şuarâ 42/24), “gerçek bilgiye dayanmayan delil”(Mü’min 40/5) gibi birbirinden farklı an­lamlarda kullanılmıştır. İlgili âyetlerde sellerin veya ateşte eritilen nesnelerin üzerindeki köpüğe benzetilen(Ra’d 13/17) bâtılın hak karşısında varlığını sürdüremeyeceği ve kısa zamanda yok olup gideceği bildirilmiş(İsrâ 17/81), Ehl-i kitabın bile bile hakkı bâtıla karış­tırıp gerçeği gizlediği açıklanmış ve on­lar böyle davranmamaları için uyarılmış­lardır(Âl-i İmrân 3/71; Bakara 2/42). Yine bu âyetlerde Kur’an’a bâtılın hiçbir şekilde yaklaşamayacağı, Allah’ın ona karışacak bâtılı yok edip hakkı devam ettireceği belirtilmiş(Fussılet A1/42;Şuarâ 42/24), meşruiyet sınırları dışına çıkarak birbirlerine ait malları bâtıl yol­larla yememeleri için insanlar uyarılmış,(Nisâ A/29) göklerin, yerin ve arala­rındaki varlıkların bâtıl olarak (boşu bo­şuna) yaratılmadığına işaret edilmiştir(Sâd 38/27). İlgili âyetlerde ayrıca bâtı­lın (ilâh dîye tapınılan varlıklar) hiçbir şe­yi ilk defa yaratamayacağı gibi yok olu­şundan sonra da onu tekrar diriltemeyeceğine dikkat çekilmiş(Sebe’ 34/49), kendilerine gökten ve yerden rızık veren Allah’ı bırakıp da bu nevi işlerin hiçbirine gücü yetmeyen putlara tapan bâtıl inanç sahipleri kınanmış(Nahl 16/72-73) ve neticede bunların hüsranda kalacakları haber verilmiştir(Ankebût 29/25).

Bâtıl, hadislerde de Kur’an’dakine ya­kın anlamlarda kullanılmıştır. İlgili ha­dislerde Allah’tan başka her şeyin bâtıl olduğu, Allah’ın ehl-i hakkı ehl-i bâtıla mağlûp olmaktan ko­ruduğu, müslümanların hakkı, gayri müslimlerin ise bâ­tılı temsil ettiği ve dinî konularda bilgi almak için Ehl-i ki­tap âlimlerine başvurulması halinde bâ­tıl olan bir akîdeyi tasdik etme veya bir gerçeği yalanlama ihtimali bulunduğu bildirilerek bâtıla genel­likle hakkın zıddı bir anlam verilmiştir. Hz. Peygamber ayrıca bazı hadislerinde şiirleri bâtıl diye nitelendirmiştir. Hadis yorumcuları bundan şiir sanatının övgü veya yergi vesilesi olamayacağı sonucu­nu çıkarmışlardır.

Âyet ve hadislerdeki anlamlarından ha­reketle İslâmî kaynaklarda bâtıl şu şe­killerde tarif edilmiştir: Şeriatın yasak­ladığı her şey, gerçekliği bulunmayan her şey. yalan ve yanlış olmasa bile plan­lanan hedefe ulaştırmayan her türlü fay­dasız iş. söz ve davranış, genellikle ka­bul edilmiş inançlara uygun olmayan hükümler. Bazan da “hükmün gerçeğe, düşüncenin de kendi reel konusuna ay­kırı bulunması” diye tanımlanarak bâtı­lın sadece inanç ve hükümleri değil ta­savvurları da içine alan bir terim oldu­ğu kabul edilmiştir. Buna göre bir hüküm veya tasavvurun gerçeğe aykırı oluşunu ifade ettiği için bâtılın kesin hiçbir delile dayanması mümkün değildir. Bununla birlikte ko­nusunu daha çok duyu verilerinin dışın­da kalan inanç ve düşünce problemleri oluşturduğu veya bâtılın hak suretinde görünme, hakkın da bâtılla karıştırılma imkânı bulunduğu yahut da toplumda bâtılın lehinde, hakkın ise aleyhinde bir dayanışma içine girildiği için insanlar çok defa bâtılı hak, hakkı da bâtıl telakki edebilmişlerdir.

Bâtıl İslâmi” literatürde yanlış, asılsız ve ilâhî kaynaklı olmayan din ve mez­hepler için kullanıldığı gibi farklı mez­hepleri benimseyen hak din mensupla­rınca çeşitli grupları kötülemek maksa­dıyla da sık sık başvurulan bir terim ol­muştur. Tasavvufta ise Allah’ın dışında kalan bütün varlıklar değişkenlik ve fâ­nilik özellikleri taşıdıklarından bâtıl ka­bul edilir.

Diyanet İslam Ansiklopedisi