Nedir ?

Başvekil Ne Demek, Görevi, Nedir, Hakkında Bilgi

Başvekil, Osmanlı İmparatorluğu’nda XIX. yüzyılda sadrazamlar, Türkiye Cumhuriyeti’nde ise bir müddet hükümet başkanları için kullanılan resmî unvan.

Sultan II. Mahmud devlet teşkilâtında giriştiği ıslahat sırasında Sadrazam Ra­uf Paşa’nın unvanını 30 Mart 1838 ta­rihli bir hatt-i hümâyunla “başvekil” ola­rak değiştirdi. Bu unvan padişahın ölü­münden sonra 3 Temmuz 1839’da Hüsrev Paşa’nın sadrazam tayin edilmesiy­le sona erdi. Sultan İl. Abdülhamid’in 4 Şubat 1878’de Ahmed Vefik Paşa’yi “baş­vekil” tayin etmesi ise Osmanlı Devle-ti’nde 1876’dan beri yürürlükte bulu­nan Meşrutiyetin bir gereği sayılabilir. Gerçekten Ahmed Vefik Paşa bu maka­mı “mes’ûliyyet-i vükelâ” usulünün mem­lekette yerleşmesi için sadâretin başve­kâlete değişmesi şartıyla kabul etmişti. Ancak padişah 14 Şubat 1878’de Meclis-i Meb’ûsan’ı dağıttığı halde başve­killiği kaldırmadı. 18 Nisan 1878’de Ah­med Vefik Paşa’nın yerine tayin ettiği Sâdık Paşa da aynı unvanı kullandı. 28 Mayıs 1878’de Mütercim Rüşdü Paşa sadrazam tayin edildiği zaman başvekiilik unvanı kaldırıldı. Abdülhamid, Tu­nuslu Hayreddin Paşa’yi “mes’ûliyyet-i vükelâ” usulüne taraftarlığı yüzünden sadâretten uzaklaştırdığı halde halefi Ârifî Paşa’yı 29 Temmuz 1879’da baş­vekil sıfatıyla tayin etti. Ondan sonra ta­yin edilen Said, Kadri, Abdurrahman ve Ahmed Vefik paşalar da başvekil unva­nını kullandılar. Başvekil unvanının kul­lanılması bu üçüncü dönemde öncekile­re nisbetle daha uzun sürmüş ve Küçük Said Paşa’nın 3 Aralık 1882’de sadra­zamlığa tayinine kadar üç buçuk yıl de­vam etmiştir.

I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin yenilmesi üzerine İstanbul hüküme­tinin ülke bütünlüğünü korumada âciz kalması, Anadolu’da Mustafa Kemal Paşa’nın öncülüğünde Millî Mücadele’nin başlamasına sebep olmuştur. 23 Nisan 1920’de Ankara’da Türkiye Büyük Mil­let Meclisi açılmış ve işleri yürütmek için üyeleri meclis tarafından seçilen İcra Ve­killeri Heyeti kurulmuştur. Meclis reisi İcra Vekilleri Heyeti’nin de başıydı. Bu hükümet tarzı, 10 Ocak 1921 tarihli teşkîlât-ı esâsiyye kanunu ile düzenlendi. Millî Mücadele zaferle neticelendikten sonra 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilân edildiği gün Türkiye Büyük Millet Mecli­si teşkflât-ı esâsiyye kanununun bazı maddelerini değiştirdi. 1

2. maddeye gö­re cumhurreisi tarafından seçilecek olan başvekil diğer vekilleri belirleyecekti. 20 Nisan 1924 tarihli anayasada bu hüküm 44. maddede aynen kalmış, 45. madde­de de İcra Vekilleri Heyeti’ne başvekilin başkanlık edeceği açıklanmıştır. 10 Ocak 1945’te anayasanın dili sadeleştirilince başvekil unvanı “başbakan”a çevrilmiş­tir. 1961 ve 1982 anayasalarında başba­kanın görev, yetki ve sorumlulukları çe­şitli maddelerde belirtilmiştir.

Diyanet İslam Ansiklopedisi