33Sosyoloji Sözlüğü

BAŞKANLIK SİSTEMİ

 

BAŞKANLIK SİSTEMİ

 

Devlet başkanının aynı
zamanda icra kuvve­ti, (yürütme gücü) nin başı olduğu ve karar al­ma sürecinde
fiilî katkılarda bulunduğu yöne­tim biçimi. Başkanlık sistemi devlet
başkanı-nıııyalnızca sembolik üstünlüğüyle diğeryetki-Ülerdcn ayrıldığı veya
başbakanı ve diğer hü­kümet yetkililerini atama göreviyle yetkileri sı­nırlandırılmış
sistemlerle zıt yapıdadır. Baş­kanlık sistemi ülkeden ülkeye bir çok farklılık­lar
gösterir, hatta başkan seçiminin genel se­çimlerden ayrı bir zamanda yapıldığı
Birleşik Devletler ve Fransa, sistemin işleyişi bakımın­dan birbirinden
ayrılır. Bu sistemin en İyi örneğini ABD sistemi verir.

Kuvvetler ayrılığı
ilkesiyle kişilik kazanmış si­yasî sistemler İçinde başkanlık sistemi bazan bir
anayasal tahrifat olarak kabul edilir. Çün­kü iktidarın çeşitli kurumlar
arasında tesis edi­len dengeyle kullanılması, kuvvetler ayrılığı il­kesinin
sağlıklı İşlediğinin göstergesidir. Kuv­vetler ayrılığı kabaca
yasama-yürütme-yargı güçlerinin aynı ellerde toplanması demektir. Söz konusu
tahrifatın bir örneği olarak Ameri­ka Birleşik Devletleri verilebilir. Vietnam
Sa­vaşı ve Watergate sırasında Başkanlığın, gücü­nü, yetkisini aşan ölçülerde
kullanıyor olması Başkanlık sisteminin bu ülkede
“empcryal-baş-kunlık” gibi bir tabirin kullanılmasını müm­kün
kılmıştır. Anılan deneylerden sonra bu ülkede kongrenin gücünün artırılması
yoluyla bir çok sakıncanın giderilmesi yoluna girilmiş­tir.

Yasama ve yürütme
güçlerinin görevler ve organ lar bakımından birbirinden kesinlikle ay­rı
tutulması başkanlık sisteminin en belirgin özelliğidir. Bu sisteme zıt kabul
edilen parla­menter sistemde yasama ve yürütme güçleri­nin eylem araçları
karşılıklı olarak güçlerin kullanılmasında işbirliğine gidilmesi yollarını açık
bulundurmaya yöneliktir. Başkanlık siste­minde İse devletin başı aynı zamanda
hüküme­tin başıdır ve parlamentoya karşı sorumlu de­ğildir, buna karşılık
parlamentoyu feshetme yetkisine sahip değildir. Bununla birlikte, ger­çek
uygulamada başkanlık rejimi güçlerin fonksiyonel ayrımı kuralında yapılacak bir
kaç değişiklik düzenlemesine tahammül edebil­miştir. Böylece kuvvetler
arasındaki kısmî İş­birliğini devreye sokarak sistemi yumuşatan müdahalelerin
ortaya çıkmasına neden olmuş­tur. Başkanlık sistemini 1787’den beri yürür­lükte
kalmak üzere anayasaya dahil edenler, Locke’un ve Montesquieu’niin düşünceleri­nin
derin etkisini taşıyan ABD’nİn “kurucu ba­baları” olmuştur.

Bütünyürütme gücü,
doğrudan genel seçim­le dört yıl İçin seçilen bir başkana aittir. Hükü­met
(Devlet) sekreterleri, parlamenter sistem­deki bakanlar kuruluna benzer,
birbiriyle da­nışan (dayanışan) bir organ oluşturmazlar. Bunun yerine doğrudan
ve sadece başkana ba­ğımlı bir heyet görünümündcdirlcr.

Senato ve meclis
temsilcilerinin oluşturduğu kongre, yasama gücünü tam bir bağımsızlıkla
kullanır. Gerek senato, gerekse temsilciler meclisi kendi teşkilatlanması ve
İşleyişi bakı­mından tamamen üstünlüğünü (bağımsızlığı­nı) elinde bulundurur.

Bununla birlikte
Anayasa, kuvvetler ayrılığı ilkesine bazı düzeltmeler getirmiştir. Başka­nın
kanunları veto yetkisi vardır; Senato’nun başkanlıkça yapılan atamaları iptal
etme yetki­si, aynı zamanda başkanı ve yüksek görevliler ihanet veya görevi
kötüye kullanma, kamu aleyhine çalışma gibi konularda İtham etme ve meclis
huzurunda dava açma yetkisi vardır.

Bu durumda senato bir
yüksek mahkeme gibi Çalışır. Uygulamada siyasî, partizanca ve ana­yasal
zorlamalar, çözüme götürmek için Baş­kan ve Kongre arasında bir sürtüşmeye yol
açar. Bu yetki 1842 ve 1843’de John Tylcr’e karşı kullanılmış, meclis davanın
görülmesini reddetmiştir. 1868’de Andrew Jonson’a karşı açılan dava çoğunluğun
sağlanamayışı yüzün­den görülememiş ve 1974’de Watcrgatc Skan­dali sebebiyle
suçlanan Richard Nixon dava açılmasına meydan vermemek için istifa etmiş­tir.

(SBA) Bk. Hükümet;
İktidar; Parlamento.

 

İlgili Makaleler