Tarihi Şahsiyetler

Baba İlyas Kimdir, İsyanı, Hayatı, Hakkında Bilgi

Baba İlyas, (ö. 637/1240) 1240 yılında Anadolu Selçuklu Devleti’ne karşı giriştiği büyük siyasî-içtimaî ayaklanma hareketine adını veren ve Anadolu’da ilk gayri Sünnî cereyanların temelini atan Türkmen şeyhi.

Şeyh Ebü’l-Bekâ Baba İlyâs-ı Horasâni, büyük bir ihtimalle, Moğol istilâsı sı­rasında yıkılan Hârizmşahlar Devleti sa­hasından, beraberindeki Türkmenler’le Anadolu’ya göç etmiştir. Anadolu’ya gel­meden önceki hayatı hakkında hiçbir şey bilinmemektedir. Onunla ilgili en eski kaynaklardan biri olan ve torunu Elvan Çelebi’nin 733 (1332-33) yılında kaleme aldığı Menâkıbül-kudsiyye adındaki menakıbnâmeye göre, Anadolu’ya gel­dikten sonra Amasya yakınında bugün İlyas köyü adıyla bilinen Çat köyüne yer­leşmiş, bir zaviye açarak Vefâiyye tari­katını yaymaya başlamış ve etrafına pek çok mürid toplamıştır. Sözü edilen kay­nakta Dede Garkın adında bir Türkmen şeyhinin halifesi gösterilmekle beraber mensup bulunduğu tarikatın adı zikredilmemiştir. Ancak aynı sülâleden gelen ve yine bir şeyh olan Âşıkpaşazâde’nin belirttiğine göre Baba İlyas. Tacülârifın Seyyid Ebü’l-Vefâ Bağdâdî’nin (ö. 501/ 1107] kurduğu Vefâiyye tarikatına men­suptu (bk. Âşıkpaşazâde, s. 1). Bu sebep­le Baba İlyas’ın şeyhi olarak gösterilen Dede Garkın’ın da aynı tarikata bağlı ol­duğu söylenebilir. Vefâiyye tarikatının XIII. yüzyıldan itibaren Anadolu’da özel­likle Türkmen zümreleri arasında yayıl­dığı, Yeseviyye, Kalenderiyye, Haydariyye gibi gayri Sünnî mahiyetteki öteki ta­rikatlarla birlikte XIV. yüzyılda dahi mevcudiyetini sürdürdüğü anlaşılmaktadır (bk. Âşıkpaşazâde, s. 46; Neşrî, I, 47).

Bugüne kadar Baba İlyas’ın Babaîlik adı altında bir tarikat kurduğu ileri sürülmüşse de gerçekte böyle bir şeyin söz konusu olmadığı, bu yanılgının adı ge­çen ayaklanma hareketinin iyi tahlil edil­memesinden ileri geldiği söylenebilir. Ba­ba İlyas kendi adına tarikat kurmamış, bağlı bulunduğu Vefâiyye tarikatının şey­hi olarak Çat köyündeki zaviyesinde, İs­lâmiyet’e girmeleri üzerinden fazla bir zaman geçmediği için henüz eski inanç­larını belli ölçüde koruyan ve okuma yaz­ma bilmeyen yarı göçebe Türkmenler’e yapılarına uygun bir tasavvuf anlayışı sunmuştur. Onun fikirlerinin kısmen İsmâilî tesirler taşımış olması da kuvvet­le muhtemeldir. Çünkü Baba İlyas, çok zor içtimaî ve iktisadî şartlar içinde ya­şayan, gerek yerli halkla gerekse yöne­tim çevreleriyle pek çok problemi olan Türkmenler’i Selçuklu hükümetinin bas­kılarından kurtaracak bir mehdî hüviye­tiyle ortaya atılmış bulunuyordu. Türk­menler onun talimat ve propagandala­rını canla başla benimsemişler, hatta daha da ileri giderek ona Baba Resûlul-lah bile demişlerdi (bk. Ebül-Ferec, II, 539-54Î; İbn Bîbî, s. 498-500; Sıbt İbnü’l-Cevzî, XV, vr. 165a; S. de Saint Ûuentin, s. 61-63],

Baba İlyas 637 (1240) yılında Anadolu Selçuklu Sultanı II. Gıyâseddin Keyhusrev’e karşı iktidarı eie geçirmek maksa­dıyla hazırladığı ayaklanmanın fiilî ida­resini halifesi Baba İshak’a havale etti. Ayaklanmanın ilk zamanlarında başarı kazanarak Güneydoğu ve Orta Anado­lu’yu ele geçiren Babaîier Amasya’da İlk yenilgiye uğradılar. Amasya Kalesi’ne sı­ğınmış olan Baba İlyas burada Mübârizüddin Armağanşah kuvvetleri tarafın­dan kıstırılıp yakalandı ve idam edildi. Buraya gelen fakat şeyhini kurtarmaya muvaffak olamayan Baba İshak yöneti­mindeki diğer grup Konya üzerine yü­rüdü. Ancak Kırşehir yakınlarındaki Malya ovasına geldikleri sırada Babaîier, pa­ralı Frank askerlerinin de bulunduğu Sel­çuklu ordusu tarafından ikinci defa ağır bir yenilgiye uğratıldılar ve Baba İshak öldürüldü. Böylece isyan bastırılmış oldu.

Baba İiyas’ın bu isyanla birlikte baş­lattığı dinî-tasavvufî hareket, asıl onun ölümünden sonra oğlu Muhlis Paşa ve diğer halifeleri vasıtasıyla özellikle Or­ta ve Batı Anadolu’da yayılmış, Osman­lı Devleti’nin kuruluş döneminde abdalân-ı Rûm hareketini ve nihayet Bektaşîliği doğurmuş ve asıl Önemlisi, XVI. yüz­yılda Osmanlı belge ve vekayi’nâmelerinde kızılbaş veya Râfîzî adı verilen zümrelerin teşekkülüne zemin hazırla­mıştır.

Bütün bunlar göz önüne alındığı tak­dirde Baba İlyas’ın Türkiye’nin içtimaî ve dinî tarihinde bugüne kadar en te­sirli rollerden birini oynamış bir şahsi­yet olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır.

Diyanet İslam Ansiklopedisi