BAAS HAREKETİ
BAAS HAREKETİ
Sosyalizmle kaynaşmış
bir kavmiyetçilik ideolojisini savunan, bu ideolojiye dayalı “edebî
görevi olan bir lek sosyalist Arap Milleti” oluşturmayı amaçlayan siyasî
bir hareket. Hareketin yürütücüsü Arap Sosyalist Baas (Dİrİlİş) Partisi’dir
(Hizb el-Ba’s el-Arabî el-İştirakî). Bu Parti, Baas Parti’siyle Arap Sosyalist
Parli-si’nin birleşmesinden meydana geldi (1953). Ona Doğu ülkelerinin pek
çoğunda teşkilâtlara sahip olan bu parti, Suriye ve Irak’ta halen iktidarda
bulunmaktadır. Bu partinin uzun vadeli planı içinde tüm Arap ülkelerinde
iktidarı bir elde toplama amacı baş uçta yeralır.
Marksist bir yolda
yürüyen, kavmiyetçi düşünceye dayanan, laik bir anlayışa sarılan ve Osmanlı
Devlcti’ninyıkılmasından sonra ortaya çıkıp Arap âleminde duyulmaya başlayan
Baas Hareketi, ilk defa Arap kavmiyetçisi Sati Hursî tarafından ortaya atıldı.
Daha sonra bu fikir, Paris’te eğilimlerini tamamlayan ve her ikisi de öğretmen
olan Misel Eflak (Doğu Kilİ-sesi’ne mensup bir Hıristiyan) ve Salah el-Bi-tar (sünnî
bir müslüman) tarafından geliştirildi. 1943’te Misel Eflak, Salah el-Bitar,
Celâl es-Scyyit ve Zeki Arsıızî tarafından, bu harekeli temsil eden Baas
Partisi kuruldu. Daha Önce ise, Ekrem Havranı Arap Sosyalist Parti-i/’ni
kurmuştu. Bu İki partinin 1953’teki birleşiminden sonra hükümetlerdeki roller
daha da etkin olmaya başladı. Ayrıca bu hareket mahallî ayaklanmalara,
komplolara dayardım elti. Bir yandan tarafsızlığını İlân eiü, bir yandan da
Nasır sosyalizmine arka çıktı. Çünkü Nasır, Arap-İsrail savaşında Arapların
yenilmesi üzerine Arap Milliyetçiliği hareketini iyice körüklemiş ve
desteklemişti. Suriye ve Irak’ın dışındaki yerlerde (Libya, Ürdün, Lübnan,
Aden) daha ziyade gizli olarak faaliyet yürüttü. 1955’ten sonra kurulan
hükümetlerde görev almaya başladı. Bu arada Suriye ile Mısır, Birleşik Arap
Cumhuriyeti adı altında birleştiler (1 Şubat 1958). Ürdün ve Irak bu birleşmeye
Arap Birlİği’ylc cevap verdi. 1958’deki ayaklanmadan sonra, Kasım’m,
Nâ-sır’cılar aleyhindeki siyasetinden Ötürü, Baas Hareketi gerileme kaydetti.
Bu arada Suriye’deki Baas’çUar 1959’da Nasır üe ilişkilerini kestiler. Çünkü,
Nasır Suriye’yi Mısır’ın bir eyaleti gibi idare etmeye başladığı gibi, Suriye’deki
bütün siyasî partilerin faaliyetine de son vermişti. 1%1’dc Bağdaı’da bir
hükümet darbesi gerçekleştirildi ve Kasım uzaklaştırıldı. Şam’da ise aynı yıl
içinde Baas’çılar iktidarı ele geçirdiler. Suriye Mısır’dan okptu. Birleşik
Arap Cumhuriyeti de sona erdi. Salah el~ Bitar iş başına getirildi. Buna rağmen
Suriye partisinde birbirine karşıt iki eğilim belirdi: Ekrem Havranî
taraftarları ve Misel Eflak’ın başında bulunduğu topluluk farklı şeyler savunmaya
başladılar. Ekrem Havranî Nasır aleyhtarıydı ve sosyalist eğilimi savunuyordu.
Misel Eflak taraftarları ise kavmiyetçi idiler ve Mısır ile imtiyazlı bir
anlaşma yapılmasından yanaydılar. 1963’de üçlü birlik i)ân edildi. Üçlü
birlkile Mısır, Irak ve Suriye yer alıyordu. Amaçlarını gerçekleştirmek için
mücadeleye girişliler. Ancak iç çekişmeler devam etti. Baas harekeli
Suriye’deki Nâsır’cı elemanları yok elli. Bu arada tacirlerin, işçilerin ve
köylülerin muhalefetiyle de karşılaştı. Çünkü köylüler toprak reformundan
yararlanamamışlar, işçiler iş bulamamışlar, tacirler İse işleri bir türlü
rayına oturtamamışlardı. Salah el-Bitar zamanında sosyalist eğilimlilerle
kavmiyetçiler arasındaki çalışma daha da kökleşti, [ki zıt ku-lup meydana
geldi. Çekişmeler hızlandı. Baas içindeki bölünmeler arttıkça, özellikle dışa
açılma ve destek arama baş gösterdi. Sosyalistler Sovyel Rusya’dan yardım
gördüler. Baas Hareketi büıiin bu iç çekişmeler içinde, İsrail’e karşı ortak
bir poliıika uuturmak için girisimde bulunmak da istediler. Son derece pasif de
olsa, siyasî alanda İsrail’e ve Batılı ülkelere karşı kimi boykotlar da önermekten
geri durmadılar. Ancak gözle görülür bir yol katede-memişl erdir.
Bugün Irak’ta ve
Suriye’de iktidarda bulunan Baas Hareketi’nin temsilcisi partiler, birbirlerine
olan düşmanlıklarını halen ayakta tutarlar. Kendi içlerinde bile bu çekişme
devam etmektedir. İhtilâlci, laik, kavmiyetçi bir parti olanArap Sosyalist Baas
Partisi, her iki ülkede de katı disiplinli, aşın merkeziyetçi, muhaliflerine
göz açtırmayan bir yapıya sahiptir. Tüm laik ülkelerde olduğu gibi, bu
ülkelerde söz sahibi olan Baas’çılar, din konusunda laik düşünceye kayıtsız
öncelik verdiler. Dini gericiliğin sembolü olarak gördüler, ilericiliği tehdit
eden ana tehlike saydılar. 1951’de Misel Eflak tarafından hazırlanan anayasada
yer alan ilkeler bu iki partinin anayasasında da ufak tefek değişikliklerle
yer aldı: Sckülarİst ve marksİst düşünceye öncelik tanınırken, din kelimesine
anayasada yer bile verilmedi. Allah, iman ve İslâm kelimeleri gözardı edildi.
Dış politika konularında İslâm Dünyası ile ilgili hiçbir İlişkiye de değinilmedi.
Arap Birliği’nin gerçekleştirilmesinde öngörülen tek ilke “Arap Kavmiyetçiliği”
ilkesi oldu. Dürzî, Nusayri, İsmâilî ve kimi Hıristiyanî grupların ortaklaşa
elde tuttukları Baas Partisi, devrim ve hürriyet, sosyalizm ve ilericilik
sloganlarıyla ayakta dururken muhalif gruplara hemen hemen hiç söz hakkı
tanımadı. Özellikle Suriye’de Baas Par-tisi’nİ öteden beri tehdit eden tek güç
“Müslüman Kardeşler” hareketidir. Ancak büyük baskılara maruz
kalmakta ve gelişcmcmcktcdir bugün. Diğer ülkelerde de Baas Harckeli’nin
karşısında yer alan güç, dün olduğu kadar bugün de, Baas Harekcti”nin
İslâm birliğini parçalamaya yönelik bir hareket olduğunu savunan sünnî
müslüman topluluklarıdır.
(SBA) [1]