Tarihi Eserler

Atıf Efendi Kütüphanesi Nerede, Tarihi, Mimari, Hakkında Bilgi

Atıf Efendi Kütüphanesi, İstanbul Vefa’da XVIII. yüzyılda kurulan vakıf kütüphanesi.

Defterdar Atıf Mustafa Efendi, önce 1146 (1733) ve 1153’te (1740) hazırlat­tığı vakfiyelerle kütüphanenin gelir kay­naklarını temin etmiş, 1153-1154(1740-1741) yıllarında düzenlediği birkaç vak­fiye ile de kütüphanenin kuruluşunu ger­çekleştirmiştir.

Kütüphanenin personeli ve işleyişiyle ilgili Receb 1154 (Eylül 1741) tarihli vak­fiyeden öğrendiğimize göre, Atıf Efendi Kütüphanesi’nde üç hâfız-ı kütüb, bir şeyhülkurrâ, bir suyolcu, bir mücellit ve bir marangoz görevlendirilmişti. Kütüp­hanenin yanında yaptırılan evlerde otur­maları şart koşulan hâfız-ı kütüblerin haftada beş gün sabahtan akşama ka-dargörev başında bulunmaları istenmek­teydi. Hâfız-ı kütüblere, kütüphanecili­ğin dışında, kütüphanede cemaatle kıl­dırılacak namazlarda imamlık, müezzin­lik gibi ek görevler de verilmişti. Kütüp­hane vakfiyesinde günlük 12 akçe ücret alacak bir şeyhülkurrâ da tayin edildiği belirtilmekte, ancak kütüphanede düzen­li bir eğitim yapılacağını gösteren başka herhangi bir kayıt bulunmamaktadır.

Atıf Efendi Kütüphanesi’nde değerli eserlerden meydana gelen zengin bir ko­leksiyon mevcuttu. Atıf Efendi’nin ka­yınbiraderi Darphâne-i Amire Başkâtibi Hacı Ömer Efendi’nin 1119 (1707) yılın­da vakfedip ölümüne kadar Soğanağa’daki evinde saklanan kitapları da 1156’da (1743) bu evin satılması üzerine Atıf Efendi koleksiyonuna katılmıştır. Şeyhü­lislâm Veliyyüddin Efendi de 117S (1761) tarihinde bu kütüphaneye 150 eser vak­fedip hâfız-ı kütüblerinin de ücretlerine bir miktar zam yapmış, fakat daha son­ra (1182/1769] bu vakıftan vazgeçmiş ve bu kitapları Beyazıt Camii’nin sağ tara­fına bitişik olarak yaptırdığı kütüphane­sine koydurmuştur. M. Zeki Pakalın’ın ailesi tarafından 1973 yılında bağışla­nan zengin kitap koleksiyonu da bu kü­tüphanede ayrı bir bölüm olarak muha­faza edilmektedir. Bugün Atıf Efendi Kütüphanesi’nde toplam 2775 yazma eser bulunmaktadır.

Atıf Efendi Kütüphanesi’nde birçok eserin tek veya nâdir nüshalarının ya­nında önemli sayılabilecek sayıda müel­lif hattıyla yazılmış veya nleşhur âlimler tarafından istinsah edilmiş kitaplar da mevcuttur (bu tür eserlerin bir değerlen­dirmesi için bkz. Sezgin, s. 139-144).

Mimari

Atıf Efendi Kütüphanesi, kütüphane binası ile meşruta evleri ol­mak üzere iki kısımdan meydana gel­mektedir. Vefa ve Sarı Bayezid caddele­ri kenarındaki üç meşruta evin yüksek dış cepheleri üç kat halinde olup en üst katların konsollara oturan çıkmaları bu­lunmaktadır. Kesme taş ve tuğla şeritler halinde yapılan bu cephenin renkli bir görünümü vardır. Ayrıca sokakların kav­sine ustalıkla uydurulan bu hareketli cephe, İstanbul’un eski Türk ev mimari­sinin günümüze kadar gelebilmiş nâdir örneklerindendir. Üzerinde 1289 (1872) tarihi bulunan kemerli kapı bir dehliz­le arkadaki avluya geçit verir. Buradaki esas kütüphane binası dışarıya kemer­lerle açılan bir bodrum üstüne oturtul­muştur. Bu şekilde, üstteki kütüphane­nin altında hava cereyanı sağlanmış olu­yordu. Ancak yakın tarihlerde hatalı bir davranışla bu kemerler örülerek kapa­tılmış ve burası M. Zeki Pakalın’ın aile­si tarafından bağışlanan kitaplara tah­sis edilmiştir. Kütüphanenin girişindeki mihraplı küçük mekân ise bir namazgah olarak düşünülmüştür. Aynalı tonozla ör­tülü büyük bir sofanın üç tarafı tonozlu beş hücre ile çevrilmiş olup bunlar se­dirlerle tefriş edilmiş okuma yerleri idi. Bunlardan ortadaki üç tanesi, sofadan iki sütuna oturan üç kemerle ayrılmış­tır. Sofanın gerisinde yer alan kitap ha­zinesinde evvelce yaldızlı kafesli ahşap kitap dolapları mevcuttu, ayrıca ortada da bir dolap vardı. Yakın tarihlerde bun­lar yok edilerek bu tarihî kütüphanenin aslî hüviyeti bozulmuştur.

Atıf Efendi Kütüphanesi, şehrin eski sokak topografyasına çok güzel uydu­rulmuş plan düzenlenmesi, renkli ve hoş görünüşlü dış mimarisi, kitapları koru­yacak, rutubeti önleyecek yapı sistemi ile gerçekten dünya kütüphanecilik ta­rihine geçecek değerde bir eserdir.

Diyanet İslam Ansiklopedisi