Atatürk ve Din, Eğitimi, İslam, Hakkında Düşünceleri, Sözleri,
Mustafa Kemal’in çocukluk ve gençlik yıllarında dönemin geleneklerine uygun olarak ailede, çevrede ve okulda yeterli dinî eğitim aldığı bilinmektedir. Yetişkinlik devrinde de din konusunda yerli ve yabancı kaynaklan incelemeyi sürdürmüş, bu sayede İslâmiyet hakkında geniş bir bilgiye sahip olmuştur. Özellikle Kur’an’ın Türkçe meali, İslâm tarihi ve uygarlığıyla ilgili çok sayıda kitap okumuştur. Notlar düştüğü ve bazı bölümlerini işaretlediği kitaplar arasında Şehbenderzâde Ahmed Hilmi’nin Târîh-i İslâm, Corcî Zeydân’dan tercüme edilen Medeniyyet-i İslâmiyye Târihi, Leone Caetani’den çevrilen İslâm Târihi, M. Şemsettin Günaltay’ın İslâm Târihi, Ziya Paşa’nın Endülüs Târihi ve Stanley Lane-Poole’den tercüme edilen Düvel-i İslamiyye adlı eserler dikkat çekmektedir. Atatürk ayrıca Dolmabahçe Sarayı’nda ilim adamı ve düşünürlerle sohbet ve toplantılar düzenleyerek içtimaî hayatı ilgilendiren dinî konuları tartışmış, bu toplantılarda İslâmiyet hakkında yazılan kitapların ve Kur’an tercümelerinin değerlendirilmesi yapılmıştır.
Hafız Yaşar Okur hâtıralarında Atatürk’ün dinî hassasiyetini şöyle anlatır: “Ramazanların atam için çok büyük bir önemi vardı. Ramazan gelir gelmez ince saz heyeti Çankaya Köşkü’ne giremezdi. Kandil geceleri de saz çaldırmazdı. Sadece beni huzurlarına çağırır, Kur’ân-i Kerîm’-den bazı sûreler okuturlardı. Ben okurken gözleri derin bir noktaya takılır, derin huşu ile dinlerlerdi. Ruhen çok mütelezziz olduğu her halinden anlaşılırdı.” Okur ayrıca Atatürk’ün çocukluğundan itibaren gördüğü. Öğrendiği ve kendi çevresinde yaşanan dinî âdetleri sürdürdüğünü, sevdiklerini kaybedince kabirleri başında Yâsîn okuttuğunu ve her yıl muntazaman Çanakkale şehidleri için mevlid okutma geleneği başlattığını yazar.
Mustafa Kemal’in manevî hayatında Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin önemli bir yeri olduğu anlaşılmaktadır. Yetişme döneminde Mevlevi âyini dinlemek ve semâ izlemek için Selanik’teki Mevlevi Tekkesi”ne yaptığı ziyaretler bu büyük düşünüre olan ilgisini arttırmıştır. Mesnevi ve Dîvân-ı Kebîr tercümelerini okuyarak Mevlevîlik düşüncesinin derinliğini keşfeden Atatürk değişik vesilelerle Mevlânâ’ya olan hayranlığını, Mevlevîliğin Türk geleneklerine ve din anlayışına olan etkisini dile getirmiştir.