Kimdir

Âşık İlhamî (İlhami Demir) kimdir? Hayatı ve eserleri

Âşık İlhamî (İlhami Demir) kimdir? Hayatı ve eserleri: (1932-1987) Kars’ın Arpaçay ilçesinin Büyükçatma köyünde doğan İlhami, yöredeki âşık­ların atışmalarını, saz ve sözlerini dinleyerek okul görmeden yetişti. İlhami De­mir, babasının karşı çıkmasına rağmen Âşık Gülüstan, Âşık Bayram ve Âşık Der­yami gibi ozanlarla gezip dolaşmaya başladı. Okuyup yazmayı askerlikte öğrenen İlhami Demir vatanî görevini Kore’de yaptı. Dönüşünde geçimini sazıyla ve sözüy­le kazandı. Keskin zekâsı ve şiir söylemekteki ustalığına arkadaşları ona “Kara Şeytan” lakabını taktılar.

İlhami Demir Konya’da yapılan Türkiye Âşıklar Bayramları’na, 1967’den itiba­ren sonuna kadar katıldı. Atışma, taşlama, doğmaca, şiir, hikâyeli türkü, en güzel memleket türküsü ve muamma dallarında birincilikler kazandı. Âşıklık gelene­ğinde usta olan Murat Çobanoğlu, Âşık Reyhanı, Şeref Taşlıova ve Deryamı Baba, İlhami gibi en önde sayılan ve günümüzü temsil eden ozanlardandı.

Âşık İlhamı, âşıklık geleneğinin nişânesi olarak halk hikâyeleri de tasnif et­miştir.

Suhap ile Madina, Sultan Muhammed Şah ile Narmina, Kahraman Kasım ve Pakize Sultan onun düzenlediği hikâyelerinden üçüdür.

 

HEYBE DESTANI

Seni ören güzel örmüş,

Tel nakışın güzel heybe.

Özenerek emek vermiş,

El nakışın güzel heybe.

Örneklerin yıldız çengel,

Kız gelini ettin engel.

Arap at beline yan gel

Yol nakışın güzel heybe.

Dedelerin canı sensin,

Neneler nişanı sensin.

Mor koyunun yünü sensin.

Gül nakışın güzel heybe.

Kaç defa boşaldın doldun,

Ne yıprandın ne de soldun.


Tarihte antika oldun Yıl nakışın güzel heybe.

Konya illerine vardım,

Vitrinde asılı gördüm.

Haşan Halıcı’dan sordum,

Pul nakışın güzel heybe.

Değerin sığmaz satıra,

Alan müzede yatıra Hacı Sabri’den hatıra,

Kal nakışın güzel heybe.

Asıl bir duvara yaslan,

Doyulmaz örnekten, süsten.

Âşık İlhami’den destan,

Al nakışın güzel heybe.

DESTAN

Her şahsı severim sözü pür olsa,

Düşürmem dilinden meharetini.

Kişi her sözü ile er gibi kalsa,

Kirletmez tertemiz asaletini.

Efendim Arif ol kulak ver sese,

Süslenip püslenip girme kafese.

Biri sofra kurup sana gel dese,

Hürmetle arttırır sahavetini.

Sen de aynı insan, sen de aynı can,

Bir damla sudandır temelin, binan.

Arif meclisine girdiğin zaman,

Söz söyle, cem eyle cemaatini.

Kötü söze sahip her kim söylese,

Büyücülük yapıp iplik düğlese,

Gücü yeten sana zulüm eylese,

Sen Allah’a eyle şikâyetini.

Vahid Allah rahmetini bol verdi,

Kullarına ayak verdi, el verdi.

Görmeye göz, söylemeye dil verdi,

Masum görme fikir beşaretini.


Dünya’da kalacak dünyanın varı,

Helâl bul, helâl ye, etme zararı.

Fakire yardım et, düşkünü koru.

Gösterişle yapma sadakatini.

İlhamı sözüne ver ki nihâyet

Mağfiret sahibi kılar inâyet Ehl-i Beyt,

Âl-i Abâ Muhammed Cümlemize kılsın şefaatini.

KAYNAK: TÜRK EDEBİYATI 4. CİLT, AHMET KABAKLI, TÜRK EDEBİYATI VAKFI YAYINLARI, İSTANBUL

İlgili Makaleler