Edebi Şahsiyetler

Arnold van Gennep Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

VAN GENNEP, Arnold (1873-1957)

Fransız, etnolog ve halkbilimci. Bireyin bir toplumsal konumdan ötekine geçişi sırasında yapılan kuttörenlere ilişkin incelemeleriyle tanınmıştır.

Charles-Arnold Kurr Van Gennep 23 Nisan 1873’te Almanya’da Ludwigsburg5da doğdu, 7 Mayıs 1957’de Fransa’da Bourg la Reine’de öldü. Babası Hollandalı, annesi Fransız’dı. Babasının ölümünden sonra Fransız bir doktor tarafından evlat edinildi. Öğrenimini tamamladıktan sonra kısa süreler için Neuchatel, Oxford ve Cambridge üniversitelerinde çalıştı. 1903-1910 ile 1919-1921 arasında Fransız hükümeti adına görev yaptı, 1952’den 1957’ye değin Fransız Etnografya Demeği başkanlığını sürdürdü. Van Gennep, çağdaşı H.Hubert, M.Mauss ve E. Durkheim gibi genel toplumsal yasalara yalnızca deneysel gözlemlerle varılabileceğini düşünmekteydi. 19.yy’ın sonları ve 20.yy’m başlarında dünyanın bilinmeyen bölgelerinde yapılan sistemli etnografik araştırmalar Van Gennep’in ilgisinin bu yöne kaymasında önemli etkenlerden biri oldu. Bu çalışmalardan özellikle din ve kuttörenlere ilişkin olanlarıyla ilgilendi. A. Lang, W.R.Smith, E.B.Tylor ve J.Frazer gibi araştırmacıların dinle ilgili derlemeleri Van Gennep’in çalışmalarına ivme verdi.

Les rites de passage (“Geçiş Kuttörenleri”) adlı ünlü yapıtını 1909’da yayımladı. Bu yapıt, bireylerin toplum içindeki bir konum ya da durumdan bir başkasına geçişi sırasında yapılan büyü ve törenlerin ilk sistemli çözümlemesiydi. Bu tip kuttörenlerin en önemlileri doğum, ergenlik, evlilik ve ölüm nedeniyle gündeme gelenlerdi. Van Gennep, bu tür kuttörenlerin birbirinden ayrı üç aşaması olduğunu öne sürdü. Bu evrelerin ilki bireyin önceki konumundan “ayrılma”sı (seperation), ikinci aşama önceki konumunu terketmiş, ancak yeni bir statü kazanmamış olan bireyin içinde bulunduğu “geçiş” (marge) evresiydi. “Birleşme” (agregation) olarak adlandırdığı üçüncü evrede ise birey yeni konumunu edinmekteydi. Van Gennep, ilgisini özellikle ikinci evre üzerinde yoğunlaştırdı. “Geçiş” aşamasında bireyin toplumsal bağlarının kesildiğini, normal denetim alanının dışına çıktığından hem kendisi, hem de çevresi için tehlike yarattığını savundu. Geçiş dönemleri için yapılan kuttörenlerde ölüm ve yeniden doğuş simgesel olarak sergilenmekte, böylece evrenin temel yasası olan yeniden oluşum (regeneration) canlandırılmaktaydı.

İlgili Makaleler