Filozof Biyografileri

Anthony Collins Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

COLLINS, J. Anthony (1676-1729)

İngiliz, filozof. Tanrıtanımazlık ve Bilinemezcilik’i eleştirmiştir.

21 Haziran’da Middlesex’te doğdu, 13 Aralık’ta Londra’da öldü. Öğrenimine Eton College ve Cam-bridge’deki King’s College’da başlayan Collins, hukuk eğitimi gördü. Middlesex ve Essex’de hukuk yargıçlığı yaptı, yerel yürütme görevlerini sürdürdü. 1703’te din üzerine yazılarından tanıyıp saygı duyduğu Locke’la tanışmak için Oates kentine gitti. Bu filozofla aralarında derin bir dostluk ve düşünce birliği gelişti. Ustasına olan bağlılığını daha sonra 1708 ve 1720’de Locke felsefesi üzerine yazdığı kitaplarında sergiledi. Yaşamı boyunca özgürlükçü görüşlerini sürdürdü.

Dine tutarlı bir kuşkuculukla yaklaşan Collins, ilk olarak 1707’de vahiy kavramını eleştiren An Essay Concerning the Use of Reason in Propositions, the Evidence zvhereof depends upon Human Testimony’yi (“İnsan Tanıklığına Bağlı KanıtlaraDayananÖnerme-lerde Usun Kullanımı Üzerine bir Deneme”) yazdı. Bu yapıtında Locke’un Hıristiyanlık’ın ahlak ve din ilkelerinin ussalığı konusundaki savlarıyla Cherbury’ li Herbert’in öne sürdüğü, insanlardaki doğuştan “Ortak Kavram”larını birleştiren Collins, kilise dogmalarına karşı çıktı. Ona göre mantık; önermelerin doğruluğu, yanlışlığı, olabilirliği ve olanaksızlığını algılayan bir araçtır. Bir önermenin olabilirliği mantıkla bulunursa görüş, tanıklık (testimony) ile bulunursa inanç biçimini alacaktır. Bu bağlamda Incil, Tanrı’yı insan niteliklerine benzeterek ortaya koyduğu sürece ciddiye alınamaz; ancak bazı parçaları benimsenebilir. 1710’da yazdığı Priestcraft in Perfec-tion’da da (“Yetkinleşme içindeki Papazlık Sanatı”) bu tartışmayı sürdüren Collins, Hıristiyan dogmalarının usa karşı oldukları sürece eleştirilmeleri gerektiğini, gizeme ve usdışı nesnelere başvurarak sorunların çözülmeyeceğini savundu.

Bu görüşleri ağır eleştirilere yol açınca, 171 l’de Hollanda’ya giderek birçok düşün adamıyla görüş alışverişinde bulundu. Buradan dönünce 1713’te yazdığı A Discourse of Freethinking’de özgür düşünce üzerine görüşleri daha da olgunlaşmıştı. Bilinemezci (agnostik) ve tanrıtanımazları (ateist) eleştirmek ereğiyle yazdığı bu yapıtta, tanrıtanımazlığı bilgisizliğin yarattığını ve bu sorunu yalnızca özgür düşüncenin çözebileceğini savundu. Incil yorumlarında çeşitli yanlışlar yapan ve birbirlerini tanrıtanımazlıkla suçlayan papazlara çatarak, Incil’in de diğer eski yapıtlar gibi eleştirel ve akademik bir biçimde ele alınması gerektiğini söyledi.