Tarihi Şahsiyetler

Ali Sedad Kimdir, Hayatı, Eserleri,

Ali Sedad, (1857-1900) Türk mantıkçısı ve fikir adamı.

Ahmed Cevdet Paşa’nın oğludur. Özel öğrenim gördü; Said Bey’den fizik ve kimya dersleri aldı. Galata Sarayı Sulta­nîsi, Mahrec-i Aklâm ve Hukuk Mektebi gibi önemli okullarda mantık hocalığı yaptı. Kırk üç yaşında öldü ve Fâtih na­ziresinde babasının yanına defnedildi.

Ali Sedad, yüzyıllarca fikir hayatımıza hâkim olan Fârâbî-İbn Sînâ geleneği içinde Aristo mantık anlayışına bağlıdır. Kendisinden önce gelen Türk mantıkçı­larından farkı, mantık ilminin Avrupa’daki gelişmelerinden haberdar olmasıdır. Öncekiler bağlı bulundukları geleneğin kapalı sistemi içerisinde mantık konu­larını işlemişlerdi. Ali Sedad ise gelenek çemberinin dışına çıkarak yeni fikirlerin tartışmasını yapmış, çeşitli akımlara kar­şı bağlı olduğu Fârâbî İbn Sînâ anlayışı içindeki Aristo mantığının şuurlu bir sa­vunucusu ve taraftarı olmuştur.

En önemli eseri Mîzânü’l-ukül fi’l-mantık ve’l-usûl’dür. Bu eserin yazılış sebebi ilgi çekicidir. Ahmed Cevdet Paşa bir mantık kitabı yazmış ve adını oğ­luna izafeten Mi’ydr-ı Sedâd koymuş­tu. Ali Sedad, babasının bu iltifatına te­şekkür etmek ve bir anlamda onun ar­zusunu gerçekleştirmek için Mîzânü’l-ukül’ü kaleme almıştır. Bu kitap Avru­pa’da gelişen mantık akımlarına da yer verdiği için kendi alanında yazılmış ilk telif eserdir. Kitabın birinci ve ikinci bö­lümü klasik mantık konularına, üçüncü bölümü ise metodoloji meselelerine ay­rılmıştır. Ek olarak da o zaman için he­nüz Avrupa’da yeni olan “Cebirsel mantık”a (logique algebrique) yer verilmiştir. Böylece Mîzânü’l-ukül, bizde cebirsel mantığa ve metodolojiye yer veren ken­di türünün ilk orijinal eseri olma hüvi­yetini kazanmıştır. Ali Sedad eserinde Avrupa’da mevcut mantık anlayışlarını aktarmakla yetinmemiş, onların tenki­dini de yaparak bu alanda bir otorite ol­duğunu göstermiştir. Cebirsel mantığa karşı çıkan Ali Sedad mantık alanının cebir sahasından daha geniş olduğunu, bu sebeple mantığın cebire uygulana­mayacağını ve bu yolun çıkmaza gireceğini derin bir vukufla belirtmiştir. Nite­kim mantığın daha sonraki gelişmeleri Ali Sedad’ı haklı çıkarmıştır. Bununla be­raber, yine bir Türk mantıkçısı olan çağ­daşı Salih Zeki’nin hücumlarına uğra­maktan kurtulamamıştır. Mîzânü’l-ukül İstanbul’da basılmıştır (1303).

Ali Sedad’ın söz konusu kitap dışında yine mantığa dair Lisânü’l mîzân ile fizik alanında Kavâidü’t-tahavvülât fî harekâti’z-zerrât adlı Türkçe eserleri kaleme al­dığı bilinmektedir. Fransız matematik­çilerinden Sone’nin eserini de Hesâb-ı Tefâzulî ve Temâmî adı ile Türkçe’ye kazandırmıştır. Muhtelif gazete ve der­gilerde yayımlanan ilmî ve edebî maka­lelerinden başka Arûz-ı Osmânî adlı bir de risalesi vardır.

Diyanet İslam Ansiklopedisi

İlgili Makaleler