Ali Nutki Dede Kimdir, Hayatı, Eserleri
Ali Nutki Dede, (1762-1804) Mevlcvî şeyhi, şair ve bestekâr.
5 Muharrem 1176’da İstanbul’da Yenikapı Mevlevîhanesi civarında bir evde doğdu. Babası, adı geçen mevlevîrıanenin şeyhlerinden Kütahyalı Seyyid Ebûbekir Dede, annesi ise Galata Mevlevîhanesi şeyhlerinden Kut-bünnâyî Osman Dede’nin kızı Saîde Hanım’dır. Doğumundan bir müddet sonra, amcası Ömer Dede’nin oğlu semâ-zenbaşı Sahfh Ahmed Dede’nin (ö 1813) himayesine verildi. Daha on dört yaşlarında iken bilhassa dinî bilgilerde yetişmiş bir kişi olarak kendini göstermeye başladı. Babasının 3 Receb 1189’da vefatı üzerine Yenikapı Mevlevi’hanesi’ne şeyh atanarak kendisine Çelebi Ebûbekir Efendi tarafından destar giydirildi. Otuz sene şeyhlik makamında bulunduktan sonra Cemâziyelevvel 1219’da dergâhtaki odasında vefat etti ve aynı dergâhın hazîresine defnedildi. Defteri Dervi’şân’da Afffe adında bir kızının olduğu kaydedilmektedir.
Derin ilmi, mütevazi kişiliği ile herkesin hürmetini kazanarak devrinin belli başlı şeyhleri arasında yer alan Ali Nutkî Dede ayrıca edebiyat ve mûsiki ile de meşgul olmuştur. Çeşitli kaynaklarda, önceleri babasının verdiği Memiş. daha sonra da Nutkî mahlasını kullanarak yazdığı manzumelere rastlanmaktadır. Şeyhliği sırasında dergâha intisap eden, mukabele’ye giren ve çilelerini dolduran dervişler ile Yenikapı Mevlevîhanesi hakkında çeşitli bilgilerin yer aldığı Defter-i Dervîşân adıyla bilinen bir esere başlamıştı. Ancak vefatı üzerine yarım kalan bu eser, kardeşi Şeyh Abdülbâki Nasır Dede tarafından tamamlanmıştır. Ali Nutkî Dede’nin edebiyat ve mûsiki alanında ün yapmış birçok kişinin yetişmesinde de büyük emeği geçmiştir. Bunlar arasında, Konya’da başladığı çilesini İstanbul’da Ali Nutkî Dede’nin yanında tamamlayan Şeyh Galib ile haftanın belirli günleri bu dergâha devam eden Hamrnâmîzâde İsmail Dede, bilhassa zikredilmelidir. Ali Nutkî Dede’nin bestelediği ve ölümünden bir ay kadar önce dergâhta okunan “Şevkutarab Mevlevî Ayini’ni, talebesi olmasına rağmen İsmail Dede’ye ithaf etmesi, aralarındaki samimiyetin bir neticesidir. Ali Nutki Dede’den zamanımıza ulaşan tek eser olan bu Mevlevi âyininin Türkiye’de ayrı zamanlarda yapılan iki nota neşrinde İsmail Dede’nin eserleri arasında gösterilmesinin sebebi anlaşılamamıştır.
Diyanet İslam Ansiklopedisi