Tarihi Şahsiyetler

Ali Münşi Kimdir, Hayatı, Eserleri

Ali Münşi, (ö. 1146/1733) XVIII. yüzyılın tanınmış Osmanlı saray hekimlerinden.

İstanbul’da doğdu. Daha çok Bursa’da oturduğundan Bursalı Ali Efendi adıyla tanınmaktadır. Kaynaklarda biyografi­sine rastlanmayan Ali Münşî hakkında Salim, Tezkiresi ‘nde kısa bir bilgi vermektedir. Burada onun, Bursa’nın ilim adamları yetiştirmekle tanınan ailele­rinden Menteşzâdeler’e mensup olduğu ve medrese tahsilinden sonra Bursa’daki Yıldırım Bayezid Dârüşşifası’nda Mev­levi hekimlerden Ömer Sifâî Dededen tıp tahsil ettiği bildirilmektedir.

Bazı medreselerde müderrislik yaptık­tan sonra İstanbul’da hekimlikteki maharetiyle kısa zamanda şöhret kazanarak saray hekimi oldu ve Galata Sarayı Hastalar Dairesi başhekimliğine getirildi. Doğu ve Batı dillerini de bilen Ali Mün­şî genç yaşta vefat etti.

F. N. Uzluk 1954’deki bir yayınında, Müstakimzâde tarafından Üsküdar’da Himmet Dede Tekkesi civarında olduğu kaydedilen Ali Münşi’ye ait mezarı bulup tamir ettirdiğini zikretmektedir. Zeynep Kâmil Hastanesi karşısındaki küçük kab­ristanda buluna n bu mezar ve kitâbeli mezar taşı daha sonra hastanenin önün­deki yolun genişletilmesi sırasında Karacaahmet Mezarlığı’na taşınmıştır. Me­zar taşı kitabesinden, ölüm tarihi ve sa­ray hekimi oluşundan başka, filozof mi­zaçlı ve şair olduğu da anlaşılmaktadır. Bursa’da öldüğü ve üstadı Hekim Şifâî’nin kabri civarında gömülü bulunduğu­na dair bazı kaynaklardaki bil­giler yanlış olmalıdır.

Ali Münşi’nin İstanbul kütüphanele­rinde telif ve tercüme birçok eseri var­dır. Dârüssaâde ağası Beşir Ağa’ya ithafen dokuz bölüm halinde kaleme al­dığı Cerrahnâme adlı eserin yazmaları Nuruosmaniye ve Süleymani­ye kütüphanelerindedir. Bu eserin şişlerden bahsedilen bölümünde Paracelsus’un adı da geç­mektedir. Birleşik ilâçlara ait Bidâatü’l-mübtedî adlı eserini 1731 yılında kale­me alan Ali Efendi, bu eserinde alfabetik sıraya göre ilâçların terkip ve tariflerini de vermektedir.

Eserin tıp tarihi bakımından önem­li bir özelliği de maden sularının şifalı hassalarından bahsetmişidir. Ali Münşî, Alman hekimi Adnan von Mynsicht’in bir eserini Kitâb-ı Münsiht Tercümesi adıy­la Türkçe’ye çevirmiştir. Ayrıca diğer bir Alman hekimi olan Michael Ettmüller’in ilâçla­ra dair Chemia experimentalis atque rationalis curiosa adlı eserini de Kurâdatü’l-kimya adıyla ter­cüme etmiştir. Ali Münşrnin Risâle-i Pâdzehir adlı eserin­den başka, Madagaskar ve Kunuri ada­ları halkının “Taverkaze”, Fransızların “Coco-demer” dedikleri, Latince ismi “Lodoicea seychellarum” olan “Nârcîl-i bahrî” (deniz hindistancevizi) hakkında Risâle-i Fevâid-i Nârcîl-i Bahrî adında küçük bir eseri daha vardır. Bu risalenin yazma bir nüshası, Ali Münşrnin, kına­kınanın (quinaquina) özelliklerine dair ka­leme aldığı ve Sadrazam Hekimoğlu Ali Paşa’ya ithaf ettiği Tuhfe-i Aliyye ad­lı eseri ve ipecacuanha (özellikle amipli dizanteri tedavisinde kullanılan bir bitki) üzerine yazdığı diğer monografisi ile bir­likte İstanbul’da Millet Kütüphanesinde kayıtlıdır. Tuhfe-i Aliyye’nin başka bir yazma nüshası ise Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunmaktadır.

Ali Münşi İpecacuanha Risâlesi’nin ilk bölümünde, Güney Amerika’dan gelen ipecacuanhanın 1690’lı yıllarda hekim Helvetius tarafından Fransa’da hasta­nelerde tecrübe edilip tanıtılırken daha 1686’da İstanbul’da bilindiğinden bah­setmekte ve bu eserini 1733’te kaleme aldığını belirtmektedir. Buna göre risa­lesini ölümünden kısa bir süre önce ta­mamlamış olmalıdır.

Diyanet İslam Ansiklopedisi

İlgili Makaleler