İslam Filozofları – Müslüman Düşünürler

Ali Haydar Efendi -Ahıskalı- Hazretleri, Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi

Ahiskalı Ali Haydar Efendi (ö. 1960) Nakşibendî -Hâlidî şeyhî.

Güneybatı Gürcistan’daki Ahıska’da (Ahaltshe) doğdu. Asıl adı Ali Haydar’dır. 1926’da Ankara İstiklâl Mahkemesi’ndeki sorgulaması sırasında altmış yaşında olduğunu belirtmesi dikkate alınarak 1866’da doğduğu söylenebilir. İki yaşın­da iken annesi, dört yaşında da babası Şerif Efendi vefat etti. İlk tahsilini p za­man Rusya’ya bağlı olan Ahıska’da yap­tıktan sonra 1894’te Erzurum’a gidip Bakırcı Medresesi’nde bir süre ders gör­dü. Daha sonra İstanbul’a gitti ve Beyazıt dersiamlarından Çarşambalı Hoca Ahmed Efendi’nin Fâtih Camii’ndekİ ders­lerine devam ederek icazet aldı (1901). Ders Vekâleti tarafından yapılan imtiha­nı kazanarak dersiam oldu ve Fâtih Camii’nde ders vermeye başladı. 1905 yı­lında kendisine 95 kuruşluk müderrislik maaşı bağlandı. Bu yıllarda bir yandan da Mekteb-i Nüvvâb’a (bazı kaynaklarda Medresetü’l-kudât) devam ederek dör­düncü sınıf şehadetnâmesi aldı (1906). 1909’da fetvahane ikinci sınıf müsevvid-ligine, ertesi yıl birinci sınıf müsevvidliğe yükseltildi. Yine aynı yıl İbtidâ-i Hâriç Medresesi İstanbul müderrisliğine geti­rildi. 1914’te 400 kuruş maaşla Sahn Med­resesi fıkıh müderrisliğine, ertesi yıl fet­vahanede teşekkül eden Te’lîf-i Mesâil Heyeti reisliğine tayin edildi. Bu görevi esnasında Mecelle’yi tamamlamak için kurulan heyette görev alarak bu eserin “Kitâbü’l-Büyûc” ve “Kitâbü’l-İcâre” bö­lümlerinin hazırlanmasına katkıda bulun­du. 1916-1919 ve 1922-1923 yılları ara­sında önce muhatap, daha sonra da baş-muhatap olarak huzur derslerine katıldı.

Medresedeki tahsil döneminde tasav­vufa karşı olan Haydar Efendi, bir rama­zan ayında cer için gittiği Bandırma’da Şeyh Bezzaz Ali Efendi’yle tanışarak ken­disine intisap etmek istemiş, o da İstan­bul’da Hacı Ahmed Efendiye gitmesini tavsiye etmiştir. Hacı Ahmed Efendi ise onu Topkapfda ikamet eden Ali Efendi’-ye göndermiştir.

Tarikat silsilesi Ali Efendi, Halil Nûrullah Efendi. Mustafa İsmet Yanyavî ve Ab­dullah Mekkî vasıtasıyla Hâlid el-Bağdâdî’ye ulaşan Haydar Efendi. 1914’te Ali Rızâ Efendi’nin vefatı üzerine Sultan Se­lim Camii yakınında bulunan İsmetullah Efendi Dergâhı’na şeyh oldu. Ancak Meclis-i Meşâyih. Tokat mebusu Şeyh Mus­tafa Hâki Efendi’yi bu göreve tayin etmiş­ti. Bu durum karşısında Ali Rızâ Efendi’­nin Haydar Efendi’yi halife bıraktığını söyleyen müridler Mustafa Hâki Efendi’nin meşihatını kabul etmediler. Tekke men­suplarından Hafız Halil Sami Efendi’nin 15 Muharrem 1338 (10 Ekim 1919) tarih­li arîzasının padişah tarafından gereğinin yapılması isteğiyle şeyhülislâma havale edilmesi üzerine beş yıl sonra tekkenin şeyhliği kendisine teslim edildi (bu arîza ve cevabî metin için bk. Albayrak, Türki­ye’de Din Kavgası, s. 199-203, vesika 17, 18). Haydar Efendi’nin buradaki şeyhliği tekkeler kapatılıncaya kadar (1925) de­vam etti.

Cumhuriyet’in ilânından sonraki döne­mi hapiste ve göz altında geçiren Haydar Efendi, İskilipli Mehmed Atıf Efendi ile birlikte İstiklâl Mahkemesinde yargılan­dı (buradaki sorgulanmasıyla ilgili tuta­naklar için bk. Ankara İstiklal Mahkeme­si Zabıtları-1926, s. 116-118).

Haydar Efendi, kısa süren bir rahatsız­lıktan sonra 1 Ağustos 1960 tarihinde Fa­tih Çarşamba’daki evinde vefat etti. Fâ­tih dersiamlarından olduğu için Fâtih Ca­mii hazîresine defnedilmek istendiyse de askerî yönetimce buna izin verilmedi. Ce­naze namazı Yavuz Sultan Selim Camii’nde vasiyeti uyarınca Mahmut Sami Efen­di tarafından kıldırıldı ve Edirnekapı’da Sakızağacı Mezarlığı’na defnedildi.

Hasib Efendi, Alvarlı Muhammed Lutfi Efendi, Mahmut Sami Ramazanoğlu ve Mehmet Zahit Kotku gibi Hâlidî şeyhle­rinden hürmet gören Haydar Efendi’nin Hüsrev Efendi. İstanbul müftüsü Ömer Nasuhi Bilmen ve Şeyhülislâm Mustafa Sabri Efendi’yi sevip takdir ettiği belirtil­mektedir. İlme ve ibadete önem veren Haydar Efendi sert mizaçlı bir kişiliğe sa­hipti. Haydar Efendi’nin silsilesi halifele­rinden Mahmut Ustaosmanoğlu tarafın­dan sürdürülmektedir.

TDV İslâm Ansiklopedisi