Edebi Şahsiyetler

Alexandre Handjeri/Hançeri Bey Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

Alexandre Handjeri {1760-1854) Türkiye’de Hançeri Bey adıyla tanınan Rum asıllı sözlük yazarı.

İstanbul’da doğdu. Handjeri lakabı, IV. Mehmed zamanında (1648-1687) sarayın özel hekimi olarak sultana yaptıkları hiz­metlerden dolayı aileye hediye edilen bir hançerden gelmektedir. Romanya voy­vodası seçilen Fenerli ailelerden olduğu için Handjeri’ye “prens” de denmektedir. Yaşadığı devirde Osmanlı kaynaklarında adı “Bükreş beylerinden Hançerî Bey” şeklinde geçmektedir.

Sağlam bir öğrenim gören Handjeri başlıca Batı dilleri yanında Türkçe, Arap­ça ve Farsça da öğrendi. Oldukça zor şart­lar altında bulunduğu resmî görevlerinin tarihlerini tesbit etmek güç olmakla beraber 1806’da önce altı ay kadar kalacağı Babıâli baştercümanlığına (Ağustos 1806-Şubat 1807), 7 Mart-24 Temmuz 1807 tarihlerinde de III. Selim tarafından Rus­ya hâkimiyeti altındaki Boğdan voyvoda­lığına getirildiği anlaşılmaktadır. III. Selim’in hal’inden sonra tahta geçen IV. Mustafa zamanında (1807-1808) İstan­bul’a geri dönmek zorunda kaldı. 1815-1816’da ve 1818’de Eflak voyvodalığı için teşebbüse geçtiyse de 1819’da yapılan yeni bir düzenleme ile Handjeri ailesi böy­le bir haktan mahrum bırakıldı. Gerekçe olarak da Yunan isyanını hazırlayan Philike Hetairia adlı ihtilâl cemiyetiyle gizli ilişkiler kurup ve hareketin liderlerinden Alexandar Ypsilantİ’ye yardım etmiş ol­maları gösterildi. Handjeri. 1821’de Yu­nan isyanı patlak verince ailesiyle birlikte Odessa’ya kaçtı. Rusya’da Novorossiysk genel valisinin yanında Doğu dilleri ter­cümanlığı yaptıktan sonra Moskova’ya yerleşerek 12 Haziran 18S4’te ölümüne kadar orada yaşadı.

Handjeri, Türkoloji alanında Dİction­naire français-arabe-persan et turc, enrichi d’exemples en langue turque avec des variantes et de beaucoup de mots d’arts et de sciences (1-111, Moscou 1840-1841) adlı sözlüğü ile tanınmış­tır. Üzerinde otuz yıldan fazla bir süre ça­lıştığı eserinin malzemesini, Fransız elçi­si General Guilleminot’nun tavsiyesiyle 1806 yılında toplamaya başlamıştır. Mü­ellifin, İstanbul’da müslüman Türkler ara­sında doğup büyümesinden dolayı her ye­re rahatça girip çıkabildiği ve bu sebeple Osmanlı içtimaî hayatıyla ilgili geniş bilgi edinme imkânı bulduğu anlaşılmaktadır. Osmanlı şairi ve nâsiri İzzet Molla ile de yakınlık kuran, hatta bir tesadüf sonucu onu intihardan vazgeçiren Handjeri’nin İzzet Molla ile birlikte Târih-i Vâssâf’ı okuduğu, ayrıca onu Halet Efendi’ye tak­dim ederek ikbal kapılarının açılmasını sağladığı kaydedilmektedir. Eserinde, esas aldığı Fransız Akademisi sözlüğü­nün 1798 baskısındaki kelimelerin Türk-çeler’i yanında Arapça ve Farsça karşılık­larını da veren müellif en çok Âsim Ef en-di’nin Kamus Tercümesinden faydalan­mıştır. Fransız Türkologu Thomas -Xavier Bianchi, uzun süre Avrupa’da rakipsiz ka­bul edilen Dİctionnaire français- turc adlı sözlüğünü (Paris 1843-1846). özellik­le Handjeri’nin eserinden istifade etmek suretiyle son şekline kavuşturmuştur.

Alexandre Handjeri eserinin önsözün­de, edebiyatçılara olduğu kadar tüccar­lara da faydalı olmak amacıyla sanat ve teknik terimleriyle sözlüğünü zenginleş­tirmeye çalıştığını ve kitabının daha ön­ceki sözlüklerden farklı özellikler taşıdı­ğını belirtmektedir. Eserin “Fransızca-Arapça-Farsça-Türkçe sözlük” adını ta­şımakla birlikte yalnız Türkçe’yi esas al­dığını, Arapça ve Farsça’dan Türkçe’ye pek çok kelime girmiş olmasından dola­yı esere böyle bir isim verdiğini söyleyen Handjeri, kendisinden önceki sözlük ya­zarları içinde daha çok Meninsky’e yakın bir anlayışı benimsediğini açıklar. XIX. yüzyılın ilkyarısında yaşayan Osmanlı mü­elliflerinin kaynak olarak kullandığı eser daha sonra gelen sözlükçüler tarafından tenkit edilmiştir. HandjĞri’yi eleştirenle­rin başında gelen Şemseddin Sami, söz­lüğü Fransızca kelimeler bakımından ye­tersiz bulduğu gibi bunların karşılıkları­nın da düzensiz bir şekilde verildiğini ile­ri sürmüştür.

İlk cildi neşredilmeden önce baskı ör­neği gözden geçirilmek üzere İstanbul’a gönderilen sözlüğün Takvîm-i Vekâyi’-de tanıtımı yapılmıştır. Eser yayımlandı­ğında Sultan Abdülmecid şahsı adına 200 nüsha ısmarlamış, ayrıca Türk dili ve kül­türüne yaptığı hizmetten dolayı Handje­ri’ye hediye olarak mücevherle süslü bir kutu göndermiştir.

TDV İslâm Ansiklopedisi

İlgili Makaleler