AHMET RASİM (1864-1932)
Türk yazar, gazeteci. Yakın geçmiş İstanbul yaşamını canlı anlatımıyla yansıtmıştır.
İstanbul’da, Fatih’te doğdu. Babasının o daha doğmadan evi terketmesi yüzünden, annesi tarafından türlü zorluklarla büyütüldü. Öğrenimine Mahalle Mektebinde başladı. 1876’da girdiği Darüşşafaka’yı 1883’te birincilikle bitirince, Posta-Telgraf nazırlığına memur olarak girdi. Ancak daha okul sıralarında başlayan yazı merakı yüzünden bu gibi memurlukları kısa sürdü. İlk yazı denemelerini çeviriler oluşturdu. Yazılarının yayımlandığı Ahmet Midhat Efendi’nin Tercüman-ı Hakikat’ında gazeteciliğe başladı. Güneş, Gülşen, Sebat, Say, Servet-i Fünun, Resimli Gazete, Musavver, Malumat gibi dergilere, ikdam, Sabah, Yenigün, Akşam, Tasvir-i Efkâr, Zaman, Vakit, Cumhuriyet gibi gazetelere yazdığı yazılarla geniş bir ün kazandı. 1927 yılında başlayan İstanbul milletvekilliği görevi ölümüne değin sürdü. İstanbul’da Heybeliada’da öldü.
Ahmet Rasim’in ilk çalışmaları bilimsel konulardaki çeviriler oldu. Bunlardan Fonograf, Elektrik-i Sakine, Teşekkül-i Cihan küçük kitapçıklar biçiminde basıldı. Edebiyata ilişkin çevirileri Edebiyat-ı Garbiyeden Bir Nebze adıyla 1887’de yayımlandı. Bir süre sonra öykü ve roman denemelerine girişti. Okunduğu günlerde çok ilgi gören bu çalışmaları romantik sevgi öyküleri ve yalın aile dramlarını konu alıyordu. Meyl-i Dil (1892), Nâkâm (1899), Hamama Ülfet (1922) gibi romanlarında İstanbul yaşamı olanca renkliliği ile yer aldı. Çalışmalarında şiire de yer veren Ahmet Rasim, kişiliğini daha çok günlük gazetelerde yayımlamaya başladığı söyleşi, fıkra, makale ve anı türü yazılar da buldu. Bunları 1909-1927 arasında on kadar kitabında topladı. Dört ciltlik Resimli ve Haritalı Mufassal Osmanlı Tarihi (1910) gibi kapsamlı tarih çalışmalarına girişti. Ahmet Rasim’in yaşadığı dönem siyasal karışıklıklar ve düşünsel alanda çekişmelerle doluydu. İslamcılar, Batı kültürü yanlıları ve Türkçüler yoğun bir kültür mücadelesini sürdürürken, edebiyatçılar arasında da eskiler ve yeniler çekişmesi sürüyordu. Ahmet Rasim bu akımlar içinde yaşayıp belli polemiklere girdiyse de, hiçbir akımın içinde yer almadı. Ahmet Mithat gibi, Hüseyin Rahmi gibi yazarların yolundan giderek en geniş okur kitlelerinin kültür ve bilgi birikimini artırmaya çalıştı. 140’ayakın basılı yapıtının yanı sıra, gazete sayfalarında kalmış birçok yazısı vardır. Ayrıca günümüzde sık sık seslendirilen klasik Türk müziği besteleri de bulunmaktadır.