Edebi Şahsiyetler

Ahmed Vefik Paşa Kimdir, Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri, Hakkında Bilgi

AHMED VEFİK PAŞA (1823-1891) Osmanlı tiyatro yazarı ve yönetmeni, devlet adamı. Tanzimat tiyatrosunun önde gelen yazarlarından ve Osmanlı tiyatro geleneğinin kurucularındandır.

İstanbul’da doğdu. Mühendishane-i Berri-i Hümayun (Kara Mühendishanesi) ilk bölümünde başladığı öğrenimini, babasının görevle gönderildiği Paris’ te sürdürdü. 1837’de İstanbul’a dönerek Tercüme Odası’na girdi. 1840’ta elçilik kâtibi olarak Londra’ya gitti. Sırbistan, İzmir ve Memleketeyn’de (Eflâk-Boğdan) görev yaptı. 1847’de mütercim-i evvel oldu. Aynı yıl, Ahmed Cevdet Paşa ve Hayrullah Efendi ile birlikte ilk devlet salnamesini hazırladı. 1851’de kurulan Encümen-i Daniş’e üye seçildi. 1855’te deâvi nazırlığı, 1860’ta Paris elçiliği, 1861’de evkaf nazırlığı yaptı. 1862’de Darülfünun’da hikmet-i tarih öğretmeni ve aynı yıl Anadolu sağ kol müfettişi oldu. 1864’te Bursa halkının şikâyeti üzerine görevlerinden azledildi. Bu dönemde, orta öğretim için Fezleke-i Tarih-i Osmani adlı bir ders kitabı yazdı. Kimi Moliere çevirileri ve Voltaire’in Micromegas kitabının çevirisini yaptı. Mahmud Nedim Paşa’nın sadrazam olduğu 1871 yılından sonra yeniden üst düzey görevlere getirildi. 1872’de yeniden azledildi. 1875’te Peters-burg Bilim Akademisi’ne muhabir üye olarak katıldı. 1878’de “Paşa” rütbesiyle ilk Meclis-i Mebusan’ın başkanlığına getirildi. Aynı yıl, Edirne valiliği, Ayan Meclisi üyeliği, maarif nazırlığı, dahiliye nazırlığı ve başvekillik görevlerinde bulundu. 1879’da Bursa valiliğine atandı. Bu dönemde, ilk il tiyatrosu olan “Bursa Tiyatrosu”nu kurdu. 1882’de bu görevinden de alındı. Aynı yıl üç gün süreyle başvekillik yaptı. Bu tarihten sonra yaşamını Rumelihisarı’ndaki yalısında geçirdi. 1891’de İstanbul’da öldü.

Ahmed Vefik Paşa, Osmanlı siyaset yaşamının çeşitli zamanlarında ilginç konumlarda yer almıştır. Ama, asıl ününü kültür yaşamındaki etkin rolüyle sağlamıştır. İlk çalışmaları olan, Mürıtehâbât-ı Du-rub-ı Emsal kitabında Türkçe atasözlerini ve halk deyimlerini alfabetik olarak derledi. 1863’te Tasvir-i Efkâr gazetesinde tefrika edilen Hikmet-i Tarih, Darülfünun’da okuttuğu tarih felsefesi derslerinin özetiydi. Arapça, Farsça, Fransızca, İngilizce, İtalyanca, Rumca, Almanca ve Latince bilmesininyanısıra, başta Çağatay lehçesi olmak üzere, Türkçe’nin birçok lehçesi üstüne de çalışmalar yaptı. Ebulgazi Bahadır Han’dan çevirdiği Şecere-i Türki’den sonra, 1876’da Lehçe-i Osmani’nin ilk bölümünü yazdı. Bu bölümde Türkçe’ye yerleşmiş Arapça ve Farsça sözcüklerle Türk lehçelerinde geçen sözcükleri ele aldı. İkinci bölümde ise, Osmanlıca sözcüklerin etimolojisini araştırdı. Ahmed Vefik Paşa, ulusal temele dayanan bir Türkiye tarihi anlayışını savundu ve bu tarihin Osmanlı tarihinden ibaret olmadığı görüşünü ileri sürdü. Dil alanına da yansıyan bu yaklaşımı nedeniyle, Ziya Gökalp tarafından, Türkçülük akımının müjdecisi sayılmıştır. Ayrıca, Türk halk edebiyatı ve folkloru üstüne de çalışmış ve derlediği malzemenin bir bölümünü Macar Türkoloğu Ignac Kunos’a aktarmıştır.

İlgili Makaleler