Dünya Edebiyatı

Ahlak-i Celali – Celaleddin ed-Devvani Konusu, Özellikleri, Hakkında Bilgi

AHLÂK-I CELÂLİ

Celâleddin ed-Devvânî’nin (ö. 908/1502) ahlâk felsefesiyle ilgili Farsça eseri.

Kelâm, felsefe ve tasavvuf âlimi Ce­lâleddin ed-Devvânî’nin, Akkoyunlu Hü­kümdarı Uzun Hasan’ın isteği üzerine oğlu Sultan Halil için (ö. 882/1477) ka­leme aldığı ve Levâmi’u’l-işrâk fî mekârimi’l-ahlâk adını verdiği eser. sonra­ları Ahlâk-ı Celâli diye tanınmıştır. Nasîrüddîn-i Tûsi’nin Ahlâk-ı Naşiri’sin­den sonra Farsça ahlâk kitaplarının en meşhuru olup Devvânî’nin en beğenilen eseridir. Ahlâk-ı Celâli, başlıkların de­ğişik olması, yapılan bazı ekleme ve çı­karmalar, kendine has ifade tarzı istis­na edilirse, şekil ve muhteva yönünden Ahlâk-ı Nâşiri’nin bir kopyasıdır. Bu sebeple ahlâk psikolojisi bakımından bü­yük ölçüde Tûsî vasıtasıyla İbn Miskeveyh’in Tehzîbü’l-ahlâk’ına, tasavvufî düşünceler açısından Gazzâlî’nin İhyâ’ü ‘ulûmi’d-dîn’ine, devlet ve siyaset ah­lâkı konularında Fârâbî’nin el-Medînetü’l-fâzıla ve es-Siyâsetü’l-medeniyye’sine dayanır.

Eser, bir mukaddime ile üç bölümden meydana gelmiştir. “Tehzîbü’l-ahlâk” başlığı altında ahlâkın düzeltilmesi ve güzelleştirilmesi konusuna ayrılan ilk bölüm, on “Lem’a’dan oluşur. “Tedbîrü’l-menzil” başlıklı aile ahlâkı ve idaresinin işlendiği ikinci bölüm altı lem’a, “Siyâsetü’l-müdün” adlı siyasî ve sosyal ah­lâk konularının işlendiği üçüncü bölüm ise yedi temadır. Ahlâk-ı Celâli’nin so­nunda Eflâtun, Aristo ve diğer bazı filo­zofların hakîmane öğütlerini ihtiva eden ifadeler bulunur.

Selefleri İbn Miskeveyh ve Tûsî gibi. Devvânî de dünya hayatının düzeni için üç şeyin gerekli olduğunu belirtir: Ka­nun, siyasî yönetici ve servet. Ona göre kanun şeriattır; siyasî yönetici (imam) ise insanları her bakımdan mükemmel olmaya sevkedebilecek kabiliyette seç­kin kişidir. O, Allah’ın yeryüzündeki hali­fesi ve Peygamber’in vekilidir. Fârâbî’nin faziletli olan ve olmayan ülke (medîne) ayırımı Ahlâk-ı Celâlî’de de yer alır. Adaletin hüküm sürdüğü faziletli ülke­de rütbe ve mevkiler ehliyet ve liyakat esasına göre dağıtılmalıdır. Âdil bir yö­netimde her insan kabiliyetine göre ula­şabileceği en yüksek mertebeye çıkabi­lir. Âdil olmayan iktidar ise baskıya daya­nır. Devvânî’ye göre toplum âlimler, as­kerler, tüccar sanatkâr işçiler ve çiftçi­lerden oluşan dört zümreye ayrılır. Eserde insanlar, daha önce Gazzâlî’de görül­düğü üzere, ahlâkî tabiatları ve eğitime yatkınlıkları bakımından beş zümreye ayrılmıştır: Tabiatları tamamıyla iyi olup iyiliği yaşatma kudretinde olanlar, iyi ta­biatlı olmakla birlikte tesir gücü olma­yanlar, iyilik ve kötülüğü eşit derecede müsait tabiatlılar, kötü olmakla birlikte başkalarına kötü tesiri olmayanlar, kö­tü ve tesirli olanlar.

Sanatlı ve ağdalı bir dille yazılmış olan eser, İran’da ve İran dışında birçok defa basılmış ayrıca W. T. Thompson tarafından İngilizce’ye çevril­miştir.

TDV İslam Ansiklopedisi