Tarih

Ahizade Hüseyin Efendi Kimdir, Hayatı, İlk İdam Edilen Şeyhülislam

Ahîzâde Hüseyin Efendi (ö. 1043/1634) İdam edilen ilk Osmanlı şeyhülislâmı

980’de (1572) doğdu. II. Selim devri kazaskerlerinden Ahîzâde Mehmed Efendi’nin oğludur. İlk tahsilinden sonra Ho­ca Sâdeddin Efendi’ye intisap ederek 1589’da mülâzım oldu. Çeşitli yerlerde ve daha sonra da İstanbul’daki Sahn-ı Semân (1599), Şehzade i 1601), Süley­maniye (1601), Süleymaniye Dârülhadis (1603) ve Hâkâniyye-i Vefa (1603) gibi medreselerde müderrislik yaptı. Ardın­dan kadılık mesleğine geçerek 1604-1632 yılları arasında Bursa kadılığı, üç kere İstanbul kadılığı, iki kere Anadolu. üç kere de Rumeli kazaskerliği görevle­rinde bulundu. Bu görevlerden ayrıldığı dönemlerde ise Rodoscuk, Prevadi, Ga­lata ve Gelibolu gibi kadılıklar arpalık olarak kendisine verildi. 1632 yılı baş­larında sipahilerin ayaklanması ve Ha­fız Ahmed Paşa’nın idamı ile sonuçla­nan olaylar sırasında Şeyhülislâm Yahya Efendi azledilerek meşihat Ahîzâde Hü­seyin Efendi’ye verildi (10 Şubat 1632).

İki yıla yakın bir müddet bu makam­da kalan Ahîzâde’nin şeyhülislâmlığı sa­rasında IV. Murad Bursa’ya giderken halkın şikâyeti üzerine herhangi bir so­ruşturma yapmadan İznik kadısını idam ettirmişti. Bu hareketi ilmiye mesleğine ve hukuka ağır bir darbe olarak gören Hüseyin Efendi. Valide Kösem Sultan’a bir tezkire göndererek ulemâya riayet edilmesini, kendisinin bu yolda oğluna nasihatta bulunmasını istemişti. Diğer taraftan Hüseyin Efendi’yi çekemeyen bazı garazkârlar ise onun padişahı hal’ için gizli toplantılar yaptığı yolunda ha­ber yaymışlardı. Bunun üzerine Valide Sultan da Bursa’da bulunan IV. Murad’a şeyhülislâmın tezkiresi ile birlikte bir mektup göndererek İstanbul’da duru­mun karışık olduğunu ve acele gelmesi­ni bildirdi. Haberi alan hükümdar he­men İstanbul’a gelerek şeyhülislâmın ve oğlu İstanbul kadısı Seyyid Mehmed Efendi’nin Kıbrıs’a sürülmesini emretti. Ahîzâde ve oğlu ayrı ayrı gemilere bin­dirilerek yola çıkarıldı. Fakat hiddetini yenemeyen padişah ölüm fermanı vere­rek bostancıbaşıyı arkalarından gönder­di. Gemiden alınan Hüseyin Efendi Büyükçekmece civarında idam edilerek ce­sedinin bulunmaması için kumsala gö­müldü. Oğlu ise bindiği gemi denize açılmış olduğundan kurtuldu. Osmanlı ge­leneğinde ilmiye sınıfında en ağır ceza sürgün iken IV. Murad’ın ilk defa bu ku­ralı çiğneyerek önce bir kadıyı, sonra da bir şeyhülislâmı idam ettirmesi çeşitli huzursuzluklara sebep oldu. İdam kara­rında, şeyhülislâmın askerin ayaklan­ması sırasındaki tutumunun ve özellikle IV. Murad’ın kardeşlerini öldürmeyece­ğine dair verdiği söze asker adına kefil olmasının da etkili olduğu söylenmiştir.

Bilgili ve gayretli bir kimse olan Ahîzâde Hüseyin Efendi’nin devrin siyasî olay­larının devamlı içerisinde bulunması, yıpranmasına sebep olmuştur. Tarihçi Solakzâde. padişahın temayülüne uygun fetvalar verdiğini belirtmekte, sigara konusundaki fetvasını buna misal gös­termekte ve Hüseyin Efendi’yi tenkit et­mektedir. Ahîzâde, Fatih’te Çukur Med­rese adıyla bilinen bir medrese inşa et­tirmiş, ayrıca Balafta bir kiliseyi cami­ye çevirerek buraya çeşitli gelirler tah­sis etmiştir. Aynı zamanda şair olan Hü­seyin Efendi şiirde Hüdâî mahlasını kul­lanmıştır. Kâtip Çelebi bazı eserlere ha­şiyeler yazdığını söylemekte fakat isim beli itmemektedir (bk. Fezleke, II, 162).

Diyanet İslam Ansiklopedisi

İlgili Makaleler