Ahi Benli Hasan kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi
Ahi Benli Hasan kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi: (ö. 923 / 1517) Osmanlı şair ve müderrisi olan Ahi Benli Hasan bugün Bulgaristan sınırları içinde kalan Niğbolu’ya bağlı Tersenik köyünde doğdu. 45 yaşında iken 1517’de öldüğüne göre, doğum tarihi, 878 (1473-1474) yılı civarı olmalıdır. Ahilik prensipleri çerçevesinde yaşadığı için şiirlerinde Ahi mahlasını kullanmıştır. “Benli Hasan” denmesinin sebebi Evliya Çelebi’ye göre yanağındaki “ben”dir. Babası Seyyid Hoca, ticaretle uğraşan zengin bir tüccardı. Muhtemelen Hasan ilk eğitimini aldıktan sonra onun yanında çalışmaya başladı. Babası vefat edince annesi Melek Kadın başka birisiyle evlenmiş, bunun üzerine dükkânı kapatıp doğduğu yerden ayrılmıştır. Bir süre çeşitli yerleri dolaştıktan sonra İstanbul’a gelmiş; tahsil çağı geçmiş olmasına rağmen burada ilim tahsiline kendisini vermiştir. Şiirlerini de bu sıralarda yazmaya başlamıştır.
Ahi Benli Hasan oldukça geç yaşlarda Kara Bâli’den mülâzım oldu. Bu arada yazdığı gazellerle şiirde başarısını ortaya koydu. Yavuz Sultan Selim (1512-1520) şiirlerini görüp beğenince çevresindekilerden kendisiyle ilgilenilmesini istedi. Bunun üzerine Kazasker Kemalpaşazâde (ö. 940 / 1534) ona Bursa’daki Bayezid Paşa Medresesi müderrisliğini teklif etti. Ancak Ahi Benli Hasan bu görevi önemsemeyerek kabul etmedi. Buna kızan padişah, onun uzun bir süre yeni bir görev almasını engelledi. Bir müddet sonra Karaferye Medresesi’ne müderris olarak tayin edildi. Çok geçmeden Karaferye’de 923 (1517) senesinde tahminen 45 yaşlarındayken vefat etti.
Eserleri:
Divân: Necati Sungur tarafından yayınlanan (Ankara 1994) kısmında 136 gazel ve birer murabba, tahmis, kaside ve kıta yer almaktadır.
Hüsrev ü Şîrîn: Şeyhî’nin Hüsrev ü Şirin’ine nazire olarak yazdığı bu mesnevisini bitirememiştir. Eserin bir nüshası Ankara Milli Kütüphane’de yazma bölümünde (FB.471) bulunmaktadır. Mesnevi 423 beyittir. Fatih Köksal tarafından lâtinize edilerek yayımlanmıştır (Klasik Türk Şiiri Araştırmaları, s. 109-164). Hüsn ü Dil. Eserin telif mi yoksa çeviri mi olduğu hususunda bir netlik yoktur. Bazı kaynaklar onun Lamiî’nin Hüsn ü Dil adlı esrine nazire olduğunu söylerler. Bazılarına göre ise Fettahi-yi Nişaburi’nin Hüsn ü Dil adlı eserinin tercümesidir. Ahi Benli Hasan’ın bitiremediği bu eseri kayınbiraderi Haveri tamamlamıştır. Eser, Tevfik Çaylak tarafından neşredilmiştir (İstanbul 1287).
Rıza KURTULUŞ
Kaynak: Ahi Ansiklopedisi, T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Ankara, 2014
Ahî (Benli Hasan) kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi: ( ? – 1517) Osmanlı Divan şairi. Divan şiirinde Anadolu Türkçesi’ni kullanarak 1617. yy şairlerine öncülük etmiştir. Niğbolu’da doğdu, Karaferye’de öldü. Şeydi Hoca adlı bir tüccarın oğludur. Babasının ölümünden sonra bir süre ticaretle uğraştı, istanbul’a gelip medrese öğrenimi gördü, ilmiye mesleğine girdi.
Şeyhi’nin Hüsrev ü Şirin adlı mesnevisinden esinlenerek Hikâyet-i Şirin ü Perviz ve Rivâyet-i Gülgûn u Şehdiz adı ile bir nazire yazmaya başladı. Yazdıklarını gösterdiği Nakşibendi şeyhi Mahmud Çelebi’nin etkisiyle mesneviyi yarıda bıraktı. Söylentiye göre 1. Selim’in bu mesneviden hoşlanması üzerine Bursa’da Bayezid Medresesi müderrisliğine atandı. Kazasker Zeyrekzade, bu görevin ününe uygun olmadığını söyleyince, görevi kabul etmedi. Uzun süre mülazemette kaldı. Kandırıldığını anlayan Ahî,
Ahmed Paşa ile Necati’nin ‘eğri’ redifli gazellerine bir nazire yazarak, padişahın zalim, etrafmdakilerin iki yüzlü olduklarını anlatmaktan çekinmedi. Buna kızan padişah, Ahî’yi Karaferye Medresesi’ne gönderdi. Şair Hâveri’nin kız kardeşi ile evlenen Ahî, kısa bir süre sonra orada öldü.
Divan’ı tam değildir. Divan’da bulunmayan bazı şiirlerine çeşitli şiir mecmualarında rastlanmaktadır. Hıkâyet-i Şirin ü Perhiz ve Rivâyet-i Gülgûn u Şehdiz adlı, Latifi tezkeresine göre’, yazıldığı devirde bile nüshası pek bulunmayan mesnevinin bazı beyitleri Hüsn ü Dil’de de yer almaktadır. Hüsn ü Dil, kişilerin sembollerle belirtildiği alegorik bir yapıttır. Lamii Çelebi’nin iranlı şair Fettah-ı Nişaburi’den çevirdiği Hüsn ü Dıl’e naziredir. Bir bölümü manzum, bir bölümü mensur olan yapıt, Ahî’nin ölümü ile yarım kalmıştır.
Az konuşan, içine kapanık kişiliğinden ötürü “dilsiz danişmend” adı da verilen Ahî’nin divan şiirinde önemli bir yeri vardır. Şiirlerinde ve nesirlerinde Türkçe’yi iyi kullandığı, yabancı tamlamaları en aza indirdiği görülür. 16-18. yy arasında yetişen birçok şair onun gazellerine nazireler yazmıştır. Bâkî gibi büyük bir şair de bunlar arasındadır. Bazı gazelleri bestelen-mıştır.
YAPITLAR:
Divan; Hikâyet-ı Şirin ü Perviz ve Rivâyet-i Gülgûn u Şebdiz;Hüsn ü Dil, (ö.s.),Çaylak Tevfik (yay.), 1870.
Kaynak: Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, 2. cilt, Anadolu yayıncılık, 1983