Dünya Edebiyatı

Ahbarü’s-Sin ve’l-Hind Yazarı, Kitabı, Muhtevası, Hakkında Bilgi

AHBARÜ’S-SİN ve’L-HİND

Süleyman et-Tâcir ve Ebû Zeyd es-Sîrâfî adlı iki müslüman seyyah tarafından milâdî IX yüzyıl ortalarında kaleme alındığı kabul edilen bir seyahatname.

Bazı müslüman seyyahların Çin, Hin­distan, Horasan ve Arabistan’ın güney kıyıları ile Zengibar ve diğer bazı ülke­lere yaptıkları seyahatlerin anlatıldığı, iki bölümden oluşan bu eserin orijinal adı ve müellifleri hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Ahbârü’s-Sîn ve’l-Hind başlığı ise eserin muhtevasını yan­sıtması sebebiyle sonradan kullanılma­ya başlanmıştır. Eser, Marco Polo’nun il Milione’sinden önce yazılmış olması bakımından, kendi türünün en önemli örneklerinden biri sayılır.

Eserin 237’de (851) kaleme alınan birinci bölümünde. Süleyman et-Tâcir adındaki bir seyyahın Uzakdoğu’daki ge­zileri anlatılır. Çin’i ve Hint Okyanusu sahil bölgesinin büyük bir kısmını tanı­tan ilk Arapça kaynak olan bu bölümün yazarı hususunda çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Quatremere, eserin bu kısmının Mes’ûdî’ye ait olabileceğini be­lirtirken J. T. Reinaud. Süleyman et-Tacir’e ait olduğu kanaatini benimsemiş. G. Ferrand ve Minorsky de aynı görüşü paylaşmışlardır. H. Yule ve P. Pelliot ise Süleyman et-Tâcir’in sadece eserin müellifine bilgi veren kişi olabileceğine dikkat çekmişlerdir. [483] Eserin ikinci bölümü diğerinden yaklaşık yetmiş yıl sonra. Süleyman et-Tâcir’in naklettiklerini ta­mamlamak gayesiyle, müslüman sey­yahların gezi notlarından faydalanılarak Ebû Zeyd es-Sîrâfî tarafından yazılmış­tır. Bu bölümde, 870’te Çin sarayını zi­yaret eden İbn Vehb’in seyahatinden de bahsedilmektedir.

Birçok yazar doğrudan ve dolaylı ola­rak bu kitaptan faydalanmıştır. Nite­kim Bîrûnî Nübez iî Ahbâri’ş-Şîn ve’I-Hind adlı eserinde. Kitâbü Ahbâriş-Şm’den faydalandığını ifade etmekte­dir. Mes’ûdî de Ebû Zeyd es-Sîrâfî’yle Basra’da bizzat görüşüp kendisinden bilgi aldığını söylemektedir.

Eserin ilk Fransızca tercümesi Eusebe Renaudot tarafından yapılmıştır. Tercümesinde esas aldığı orijinal nüshadan hiç bahsetmeyen Renaudot-tan sonra Deguignes adlı bir Fransız araştırıcı Ahbârü’ş-Şîn ve’l-Hind’in Bib-liotheque Royale’de bir nüsha­sını bulmuş ve 1764. 1788 yıllarında ko­nu ile ilgili olarak iki makale neşretmiş­tir. Eserin bu nüshası halen Bibliotheque Nationale’dedir (nr 2281] Ahbârü’ş-Şîn ve’l-Hind’ın ilk metin neşrini Langles yapmıştır. Bazı biobibliyografik kaynaklarda Langles’nin bu neşri­nin başlığı yanlış olarak Silsiletü’t-tevârih şeklinde geçmektedir. J. T. Reinaud da eserin Fransızca şerhli bir tercümesini yapmış ve buna geniş bir mukaddime ekleyerek iki cilt halinde yayımlamıştır. Gabriel Ferrand tarafından yapılan bir baş­ka Fransızca tercüme, mütercimin yir­mi iki sayfalık bir giriş yazısıyla birlikte yayımlanmıştır. Bu tercüme Fuat Sezgin’in organize ettiği Ûtudes sur la geographie arabo-islamigue se­risi içinde (II, 453-597) tıpkıbasım şeklin­de neşredilmiştir. Ese­rin J. Sauvaget tarafından yapılmış, bi­rinci bölümünün açıklamalı bir Fransız­ca tercümesinin de yer aldığı bir neşri daha bulunmaktadır.

İlgili Makaleler