Tarihi Şahsiyetler

Ağa Hüseyin Paşa Kimdir, Hayatı, Dönemi, Hakkında Bilgi

Ağa Hüseyin Paşa (1776-1849) Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasında önemli rol oynayan Osmanlı veziri, Asâkir-i Mansûre-i Muhammedİyye’nin İlk seraskeri.

Edirne’de doğdu. Ruşçuklu bir aileye mensup olup babasının adı Hacı Musta­fa’dır. Ailesiyle birlikte Edirne’den Bender’e giderek burada Yeniçeri Ocağı’na girdi. 1203’te (1788-89) İstanbul’a gel­dikten sonra 1807’de yapılan Rusya se­ferine katıldı ve cesaretiyle dikkati çekti. Ardından Sadrazam Silâhdar Ali Paşa’ya intisap etti ve yenilikçi fikirlerle yetişti. Ocak içinde hızla ilerleyerek kısa sürede zağarcıbaşılığa yükseldi. II. Mahmud Ye­niçeri Ocağı’nı kaldırmak için yüksek rüt­beli ocak zabitliklerine kendi fikrinde ye­nilikçi adamlar yerleştirirken Halet Efendi’nin engellemeye çalışmasına rağmen Ali Paşa’ntn tavsiyesiyle Hüseyin Ağa’yı önce kul kethüdâlığına, sonra da yeniçe­ri ağalığına getirdi (1823).

Hüseyin Ağa, yenilik düşmanı olan ocak ileri gelenlerini birer bahane ile ya orta­dan kaldırdı veya iş başından uzaklaştırdı. Ustaların ocak içindeki nüfuzunu iyi bil­diğinden odabaşıları gizlice toplayarak ocak ustalarının tahriklerine alet olma­malarını söyledi. Böylece ustalarla odabaşıların arasını açtı. Aynı şekilde ocaktaki tayın ustaları ile seğirdim aşçı ustalarını da birbirine düşürdü. Amacı, ocak içindeki nüfuzlu kimseleri te­mizleyip yerlerine kendi adamlarını yer­leştirmekti. Bu faaliyetleri esnasında Kethüdâyeri Celâleddin Ağa’nın büyük yardımlarını gördü. Yeniçeri ağalığı sırasın­da ayrıca İstanbul’un Asmaaltı, “fiahtakale. Balıkpazan gibi yerlerdeki işsiz güçsüz takımının barındığı bekâr odalarını ve kahvehaneleri yıktırdı. Böy­lece kısa süre İçinde İstanbul’da büyük te­mizlik yaptı, bu arada çok sayıda düşman kazandı. Bu hizmetlerine karşılık26 Ekim 1823 tarihinde vezirlikle taltif edildi ve bundan böyle Ağa Paşa unvanıyla anılmaya başlandı. Fakat her­hangi bir suikasta uğramaması için yeni­çeri ağalığından alınarak aynı yılın sonla­rında, üzerinde Bursa ve İzmit sancakla­rı mutasarrıflığı da olduğu halde vezirlik­le İstanbul Boğazfnın Rumeli yakası mu­hafızlığına getirildi. İstanbul’dan uzaklaştırılmamasının se­bebi gerektiğinde emrindeki kuvvetlerle hemen yardıma koşması idi.

İlgili Makaleler