Kimdir

Aenesidemos kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi

Aenesidemos kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi: (İÖ 130-80) Yunanlı bilge. Akademia öğretisine karşı çıkmış, Pyrrhon’un görüşlerini yorumlayarak Yeni-kuşkuculuk çığı­rını başlatmıştır. Yaşamı konusunda ayrıntılı bilgi yoktur. Girit’te Knossos’ta doğdu, bir süre İskenderiye’de ders verdi. Başlangıçta Akademia’ya bağlıydı; sonra Platon ve Aristoteles’in öğretisinden ayrıldı. Pyrrhon’un etki­sinde kaldı, kuşkuculuğa yeni yorumlar getirdi.

Bütün düşüncelerini bilgi konusunda yoğunlaş­tırdı. Bilginin kaynağı ve geçerliği üzerinde durdu. Kuşkucu Akademia’ya bağlandı. Sonra Stoacılıkla Kuşkucu Akademia arasındaki yakınlaşmaya karşı çıkarak Pyrrhonculuk’un ilk biçimine döndü. Felsefe­sini dört ana konu üzerine kurdu:

1) Kuşkunun yapısı ve nedenleri,

2) Gerçeğin ve nedenselliğin eleştirisi,

3) Evrenin yapısı (physeus),

4) Aktöre. Düşüncesinin örgüsünü oluşturan bu dört bölüm bilgi kavramında birleşir.

Aenesidemos’a göre, bilgi konusunda, genel ge­çerlik taşıyan, kesin, değişmez bir ölçüt yoktur. Bilginin göreliliğini, değişkenliğini göstermek için on kanıt ileri sürdü:

1) İnsanla hayvan organları arasında ayrım oldu­ğu gibi, insan bireylerinin organları da birbirinin özdeşi değildir. Her türün kendi duyumları olduğuna “öre bunlardan yalnız birinin doğruluğunu söylemek yanlıştır.

2) İnsanlar arasında ruh, gövde ve duyum ayrım­ları vardır.

3) Her insan değişik bir biçimde yetiştirilmiştir, konumların ayrılığı nedeniyle değişik yasalar ve durumlar ortaya çıkar.

4) Delilik, düş, tutku gibi durumlara göre özdeş türde olan duyumlar bile birbirine uymaz.

5) Duyumlar birbirine olan uzaklıklarına göre değişir.

6) Duyumlar başka nesnelerle karıştıkları zaman ayrımlı olabilirler.

7) Nicelik ve nitelik de duyumları değiştirir.

8) Nesnelerin kendi aralarında ve özneyle olan ilişkileri görecelidir.

9) Özne ile nesne arasındaki ilişkinin niceliğine göre duyum değişir. Örneğin insanlar için az olan nesneler daha değerlidir.

10) Nesneler düşünen öznenin durumu karşısın­da görecelidir. Bu yüzden hiçbir yargı gerçek değil­dir.

Bilgi konusunda kesin yargıda bulunmak gerek­sizdir. “Bugüne değin hiçbir şey bilinememiştir, bundan sonra araştırma sürdürülebilir”.

Sekstos Empeirikus’un Hypothyposeis Pyrrboneioi adlı yapıtında bildirildiğine göre Aenesidemos, Pyrrhoncu Söylevler adlı sekiz bölümden oluşan yapıtında, düşüncelerini sergilerken, birinci bölümde Akademiacılarla Pyrrhoncular arasındaki görüş ayrı­lıklarını belirler. İki öğretinin genel bir eleştirisini yapar. Akadcmiacılar’ın bilginin geçerliği konusunda ileri sürdükleri doğru-yanlış ayrımının tutarlı olmadı­ğını söyler. Pyrrhoncular bilgi konusun’da, doğru-yanlış ikilemesine önem vermediklerinden, onlarda bir çelişmenin söz konusu olamayacağı görüşünü sa­vunur, ikinci kitabında ilkeleri, nedenleri, devinimi araştırır. Üçüncüsünde duyumlar ve düşünceleri ince­ler. Dördüncü kitapta imlerin bulunmadığı konusun­da kanıtlar getirir. Beşincisinde nedenlerin bulunama­yacağını sekiz Tropos (kanıt) aracılığıyla açıklar. Altıncı kitapta iyilikle kötülüğü, yedincisinde erdem­leri inceler; sekizincide ise mutluluk ve bilgeliğin insan için çok yüce olmadığını kanıtlamaya çalışır.

Gerçek yalnız duyu ile algılanamaz; duyunun kendisinde akıl yoktur, oysa gerçeğe ancak akıl yoluyla ulaşılabilir.

Nedensellik konusunda bir nesne başka bir nesnenin nedeni olamaz. Bir nesne oluşursa, bu ya kendi kendine bulunarak ya da bir başkasıyla birleşe­rek olur. Kendi kendine olduğu zaman, kendinden değişik bir şeyi oluşturamaz.

Bir başkasıyla birleşerek önceden var olmayan bir üçüncü nesne ortaya çıkmaz.

İm sorunu ise şudur: Nedenler bilinemediğine göre sonuçlar da bilinemeyecektir. Oysa bunun karşıtı olabilir; sonuçların varlığı nedenlerin varlığına birtakım imlerle aracılık edebilir.

Aenesidemos’un kuşkuculuğu, eski Anadolu-Yunan felsefesinin gelişiminde yeni bir çığır açtı. Yalnız deney verilerine, us ilkelerine dayanan, bilgiyi kavramlar arasında kurulan bir bağlantının anlaşılma­sı gibi gören çığırlara karşı güvensizlik başladı.

Gerçeklerin tek ilkeye dayalı genel geçerliliğinin yerini duyu verilerine, us ilkelerine bağlı bilimsel kuşku, bilimsel eleştiri aldı.

Kaynak: Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, 2. cilt, Anadolu yayıncılık, 1983