Tarih

Adi bin Hatim bin Tai Kimdir, Hayatı, Müslüman Oluşu

Ebû Tarîf Adî b. Hatim b. Abdillâh et-Tâî (ö. 67/686) Tay kabilesinin relsi olan meşhur sahâbî.

Müslüman olmadan önce mutaassıp bir hıristiyan ve amansız bir İslâm düş­manı idi. Hz. Peygamber, Tay kabilesi üzerine Hz. Ali kumandasında bir seriyye sevkedince İslâm kuvvetlerine karşı koyamadı ve ailesiyle birlikte hıristiyan Araplar’ın bulunduğu Suriye sınırına doğru kaçtı. Müslümanlar, aralarında kız kardeşi Seffâne’nin de bulunduğu pek çok kişiyi esir alarak Medine’ye ge­tirdiler. Seffâne Hz. Peygamberin hu­zuruna çıkıp müslüman olduğunu söyledi; Hz. Peygamber de onu sadece azat etmekle kalmayıp elbise, yiyecek, at ve harçlık vererek Şam’a kardeşi Adi’nin yanına gönderdi. Seffâne’ye ya­pılan bu muameleden memnun olan Adî, kız kardeşinin de içinde bulunduğu bir heyetle Medine’ye geldi. Resûlullah’la yaptığı görüşme sonunda hicretin yedinci veya dokuzuncu (628. 630) yılın­da İslâmiyet’i kabul etti. Müslüman ol­duğunda yaşı elliyi geçmişti.

Adî b. Hâtim’İn kabile reisliği Hz. Pey­gamber devrinde de devam etti. Başa­rılı çalışmalarıyla kabilesinin tamamen müslüman olmasını ve devlete karşı görevlerini eksiksiz yerine getirmesini sağladı. Böylece, kabilesine ait vergileri devlete tam ödemekle meşhur bir sa­hâbî vasfını kazandı. Arap kabilelerin­den birçoğunun İslâm’dan döndüğü ve devlete baş kaldırdığı Hz. Ebû Bekir’in hilâfeti döneminde kabilesine hâkim olarak en küçük bir kıpırdanışa dahi fırsat vermediği gibi, vergilerini de ek­siksiz ödemeye devam etmelerini sağ­ladı. Hz. Ebû Bekir devrinde Hâlid b. Velîd kumandasında Suriye seferine, Hz. Ömer zamanında da Irak’ın fethine ve Kâdisiyye Muharebesi’ne katıldı. Ce-mel ve Sıffîn vak’alannda Hz. Ali’nin sa­fında yer aldı. Müslümanlığı kabul et­mesine vesile olduğu için Hz. Ali’ye kar­şı ayrı bir sevgisi ve bağlılığı vardı. Cemel Vak’ası’nda bir gözünü ve oğlu Muhammed’i kaybetti. Diğer oğlunu da Haricîler öldürdü. Irak’ın fethinden son­ra Kûfe’ye yerleşti ve orada vefat etti.

Uzun ömürlü sahâbîlerden biri olan Adî, babası Hatim et-Tâî gibi cömert bir insandı. Uzun süren kabile reisliğinin kazandırdığı tecrübeler onda sağlam ve köklü bir devlet adamlığı karakteri oluş­turmuştu. Hz. Ömer’in vefakâr ve sâlih bir insan olarak tavsif ettiği Adî b. Ha­tim, altmış altı hadis rivayet etmiş, bunlardan yedisi Şahîhi Buhârî’de, el­li yedisi de Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde yer almıştır.

İslâm Ansiklopedisi’nin eski ve yeni baskılarında “Adî b. Hatim” maddesini yazan A. Schaade. onun, “Ülkesini kati surette kaybetme tehlikesi karşısında müslüman olduğunu” söylemektedir. Bu iddianın ne derece haksız olduğunu anlayabilmek için Adînin İslâmiyet’i na­sıl kabul ettiğini araştırmak yeterlidir. Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde (IV, 257, 378) ve diğer kaynaklarda bizzat kendisinden nakledilen rivayete göre, Hz. Peygamber’in huzuruna geldiği za­man Resûlullah ona müslüman olması­nı üç defa teklif etmiş, Adî ise her sefe­rinde, “Benim bir dinim var” diyerek İslâmiyet’i kabule yanaşmamıştı. Hz. Peygamber, “Ben senin dinini senden daha iyi bilirim” diyerek Hıristiyanlık ile Sâbiîlik karışımı bir din olan Rekûsîliğe mensup olduğunu söyleyince Adî b. Hatim hayret etmişti. Hz. Peygamber ayrıca ganimetin dörtte birini aldığını, bunun ise Rekûsîliğe göre haram oldu­ğunu hatırlatıp sözüne devam edince o hem utanmış, hem de Hz. Muhammed’in başkalarının bilmediği şeylerden haberdar olduğunu görerek peygam­berliğini kabul etmişti.

Diyanet İslam Ansiklopedisi

İlgili Makaleler