Felsefe Akımları

Adalet Nedir? -Felsefe ve İslam açısından- (Felsefe Konuları)

Herkese hakkı olanın verilmesini öngören ahlakî ilke. Toplum örgütlenmesinde malların, hakların ve görevlerin veya şereflerin aritmetik bölüşülmesine adaletin yerine getirilmesi denir. Adalet herkesin yeteneğine ve toplumda oynadığı role uygun olarak dağıtıldığı zaman doğru dağıtılmış kabul edilir. Aynı zamanda, neyin doğru, neyin yanlış (ya da haklı veya haksız) olduğunu karara bağlamak da adalet olarak adlandırılır. Bu, ya haksızlığa uğrayanın (mağdur) zararını telafi etmek, ya da haksızlık yapanı cezalandırmak suretiyle yerine getirilir.

Genel anlamda “adalet” kelimesi, hükümran devletin kendi uyrukları arasındaki uyuşmazlıkları veya anlaşmazlıkları kanuna göre bir hükme bağlama işiyle ve toplum aleyhine tutumları olan yurttaşları kanunlar temelinde engelleyici tedbirler alma İşiyle uğraşan belli bir güvenilir organa bırakma fonksiyonu olarak anlaşılır. Bu anlamda adalet terimi, “yargı gücü”nü ifade eden diğer kelimelerle karıştırılır. Çünkü modern toplumlarda adalet hem bir faaliyet (adalet dağıtma faaliyeti) olarak, hem de bir teşkilât (bir ülkedeki mahkemeler ve yargı görevlileri) olarak algılanır.

Aynı zamanda siyasî adaletten de bahsedilmektedir. Bir anlamda bülün adalet siyasîdir. Çünkü adalet ister islemez toplumun örgüt­lenme biçimini yansıtır. Fakat terimin özel anlamı bunun dışında şekillenmiştir: Bir ülkenin siyasî iktidarına verilecek zararları karara bağlayacak şekilde adlî organların uzmanlaşması. Siyasî adalet, siyasî kişiliklere karşı olduğu kadar siyasî rejime ve onun unsurlarına karşı İşlenen suçlara da yönelmiştir.

İlgili Makaleler