Acaibül-asar Kitabı, Yazarı, Özellikleri, Hakkında Bilgi
ACÂİBÜ’L-ÂSAR
Abdurrahman el-Cebertî’nin (ö. 1825) XVIII. yüzyıl ile XIX. Yüzyılın ilk çeyreğini içine alan Mısır tarihine dair Arapça eseri.
Tam adı Acâ’ibü’l-âşâr ti’t-telâcim ve’l-ahbâfdır. Eser Osmanlı dönemi Mısır mahallî tarihi açısından büyük bir öneme sahiptir. Müellifin verdiği bilgilerden anlaşıldığına göre, ilk üç cildi 1220-1221 (1805-1806). dördüncü cildi ise ihtiva ettiği dönem olan 1221-1236 (1806-1821) yılları arasında kaleme alınmıştır. Eserin başında, tarih ilmi. tarihin mahiyeti, faydası. İslâm’da tarih ve takvim başlangıcının tesbiti ile ilgili kısa bir girişten sonra İslâm-tarihi alanında kaleme alınan belli başlı eserler zikredilmektedir. Mukaddime kısmında ise bir nevi adalet felsefesi yapılarak adalet ve adaletin uygulanmasıyla İlgileri bakımından insanlar gruplara ayrılıp değerlendirilmekte ve devlet yöneticilerine öğütler verilmektedir. Devamında başlangıçtan XII. yüzyılın başlarına kadar Mısır tarihinin bir özeti yapılmakta, mukaddimeden sonra da kronolojik sıraya göre olaylar ele alınmaktadır. Olayların yıl. ay ve günlere göre verilmesinin ardından her yılın sonunda o yıl vefat etmiş kimselerin biyografileri yer almaktadır. XII. yüzyılın başından 1190 (1776) yılına kadar geçen olaylar birinci ciltte. 1190-1212 (1776-1798) yıllan arasındaki olaylar ikinci ciltte, 1213-1220 (1799-1806) yıllan arasındaki olaylar üçüncü ciltte, bu tarihten 1236 (1821) yılına kadar geçen olaylar da dördüncü ciltte anlatılmıştır.
Ceberti’nin kaydettiğine göre, eserin kapsadığı dönemin ilk kısmını kaleme almak için yaptığı kaynak araştırması pek olumlu sonuç vermemiş, bu yüzden müellif 1100-1170 (1688-1757) yıllan arasındaki olayların tesbiti için şifahî malumata, resmî kayıt ve sicillere, hatta türbe ve mezar taşlarındaki bilgilere müracaat etmiştir. 1170-1190 (1757-1776) yılları arasında geçen olaylara ise bizzat şahit olmuş, ancak zamanla bunları unutmuş olduğundan, eseri yazmaya başladığında hafızasını yoklayarak hatırladığı bilgileri kaydetmiştir. 1190 (1776) yılından telif zamanına kadar geçen süre içinde ise düzenli notlar tutmuştur. Son ûç cildin 1190 (1776) yılından sonraki olayları kapsadığı göz önüne alınırsa, eserin tamamına yakın kısmının düzenli tutulan notlara dayandığı anlaşılır. Cebertî, eserin telifiyle ilgili olarak, yukarıda verilen bilgiler yanında daha başka açıklamalarda da bulunmaktadır. Siikü’d-dürer fî a’yâni’l-karni’ş-şânî ‘aşer adlı eserin müellifi Şamlı tarihçi Murâdî. eserinin telifi için İslâm dünyasının çeşitli yerlerindeki birçok âlim yanında Tâcü’l-arûs’un müellifi Murtazâ ez-Zebîdi’den de yardım isteğinde bulunmuştu. Talebesi Ceberi’nin de yardımıyla bilgi toplamaya başlayan Zebîdî kısa bir süre sonra vefat edince (Nisan 1791), Murâdî Ceberti’ye mektup yazarak toplanan bilgileri göndermesini istemişti. Bunun üzerine hocasının derlediği notları bulan Cebertî kendi müsvedde notlarını da tamamlamaya çalışmış, fakat bu sırada Murâdi’nin de vefat haberini alınca [Ekim 1791] çalışmasını bir kenara bırakmıştı. Ceberti’nin bu çalışması, daha sonra kaleme almaya başladığı eserinde büyük bir yekûn tutan biyografik muhtevayı ve bu bilginin niçin Murâdi’nin eseri gibi XII. (XVIII.) yüzyıl üzerinde yoğunlaştığını açıklamaktadır. Ayrıca, Cebertrnin eserine verdiği adda önce “Terâcir’i, sonra “ahbâr’ı zikretmesi tesadüfi olmayıp eserde biyografik muhtevanın ağırlığına işaret etmektedir.