Edebiyat

Abuşka Lügati Nedir, Özellikleri, Ne Zaman Yazıldı

Abuşka Lügati. XVI. yüzyıl ortalarında Çağatay Türkçesi’nden Osmanlı Türkçesi’ne Anadolu’da düzenlenen bir sözlük.

Çağatay Türkçesi ile yazılmış eserleri anlamak İçin Hindistan ve İran’da Çağa­tay Türkçesi’nden Farsça’ya, Anado­lu’da ise Çağatay Türkçesi’nden Os­manlı Türkçesi’ne bazı sözlükler kale­me alınmıştır. Bunlardan biri olan ve yaklaşık 2250 madde başı kelime içeren Abuşka Lügati’nın hangi tarihte ve kimin tarafından tertip edildiği ke­sin  olarak  bilinmemektedir.  Asıl  adı belli olmayan sözlük, “Kadının kocası, yaşlı erkek, koca” anlamına gelen abuşka kelimesiyle başladığından kısaca Abuşka adı ile tanınmıştır. Sözlük, yaz­malarda Abuşka adı yanında Lugat-ı Abuşka, Kitâbü Lügati Abuşka, Abuş­ka der Lugat-ı Çağatay, Lugat-ı Ne­vâî, Lugat-ı Mevlânâ Nevâî, Lugat-ı Mir Ali Şîr Nevâî, el-Lugat alâ Hsâni Nevâî, el-Lugatü’n-Nevâiyye ve’l-iştihâdâtü’l-Çağatâiyye, Kitâbü’l-Lugat fî Hsâni Çağatay, Kitâbü Lügati Ça­ğatay şekillerinde de adlandırılmıştır.

Ali Şîr Nevâi’nin eserlerinde geçen ke­limeleri açıklamak gayesiyle yazılmış ol­masına rağmen devrin diğer şairleri olan Lutfî, Haydar Tilbe, Ubeydullah Han, Sul­tan İskender Mirza, Sultan Hüseyin Mir­za Baykara. Bâbür Şah gibi ediplerin eserlerinden de örnekler alınmıştır. Söz­lükte geçen bütün kelimeler Arap alfa­be sistemine göre dizilerek harekelen­miş, her harfin üstünlü, esreli ve ötreli değerleri ayrı ayrı gösterilmiştir. Ünlüle­rin a-e-ı-i-o-ö-u-ü okunuşları belirtilmiş, ayrıca bazı ünsüzler “Kâf-i Arabî”, “Kâf-i Fârisî” şeklinde tavsif edilerek birbirin­den ayrılmıştır. Madde başı olan kelime­ler isimlerin yalın, fiillerin masdar şek­liyle tesbit edildiği gibi, bazan da taranan eserlerde geçen çekimli halleriyle sözlüğe alınmıştır.

Sözlüğün yazmaları manzum mukaddimeli ve mensur mukaddimeli olmak üzere iki grupta toplanmaktadır. Men­sur mukaddimeli olanlar muhtasar, manzum mukaddimeli olanlar mufas­saldır. Birinci gruptaki yazmalar yumay, ikinci gruptaki yazmalar ise yulduz keli­mesiyle sona ermektedir. Mensur mu­kaddimede Çağatay Türkçesi’nin (Do­ğu Türkçesi) özellikleri anlatılmaktadır.

Sözlüğün bazı maddelerinde de Doğu Türkçesi’nin gramer özelliklerinin açık­landığı görülür.

Kendisinden sonraki bütün Çağatay sözlüklerine kaynaklık etmiş olan Abuş­ka Lügatinin dünya ve Türkiye kütüp­hanelerinde birçok yazma nüshası var­dır. Çeşitli adlar altında kayıtlı olan bu nüshalar birbirinden oldukça farklı­dır. Eserin Avrupa kütüphanelerindeki en eski tarihli yazması. Paris’te Bibliotheque Nationale’dedir. Lugat-ı Abuşka adlı 172 yapraklık bu yazma 949 (1542) da istinsah edilmiştir. Lu­gat-ı Nevâî başlıklı 134 yapraklı diğer bir nüsha 954 (1547), Supplement 963′-te kayıtlı olan 210 yapraklı yazma 958 (1551), Supplement 964te kayıtlı 117 yapraklı yazma ise 972 (1564) tarihi­ni taşımaktadır. Abuşka Lugat-ı Ne­vâî başlıklı 112 yapraklı yazmanın XVII. yüzyılın sonlarında istinsah edildiği tah­min edilmektedir. Abuşka adlı altmış bir yapraklı bir diğer yazma ise 1267 (1850) tarihini taşımaktadır. Kitâbü’I-Lugat fî Nisâni Çağatay adıyla halen Viyana Millî Kütüphanesi’nde kayıtlı bu­lunan 213 yapraklı yazma 959 (1552), aynı kütüphanedeki 176 yapraklı diğer bir nüsha 1279 (1862), Münih’te bulu­nan bir başka eski yazma da 960 (1553) tarihlidir. Lelden’de Akademi Kütüphanesi’ndeki nüshalardan Lugat-ı Mevlâ­nâ Nevâî adlı olanı 1553 tarihli, Kitâb-ı Lugat-ı Abuşka adlı ikinci nüsha İse 1576 tarihlidir. Lelden’de Lugat-ı Mir Ali Şîr Nevâî adlı bir başka nüsha da­ha vardır. Leningrad Genel Kitaplığı’ndaki el-Lugatü’n-Nevâiyye ve’l-iştihâdâtü’l-Çağatâiyye adlı nüshanın 1560 tarihinden önce yazılmış olduğu tahmin edilmektedir. Bu nüsha. V. V. Vel’yaminov-Zernov tarafından otuz üç sayfalık Rusça, yirmi yedi sayfalık Fransızca ön­söz ile yayımlanmıştır. Leningrad Hariciye Kütüphane­si’nde el-Lugat alâ lisânı Nevâî adlı bir başka nüsha daha vardır. Adı geçen bu nüshalarda Nevârnin dokuz eseri ta­ranmıştır. Joszef Thury’de bulunan Lu­gat-ı Çağatay adlı daha hacimli yaz­mada ise Ali Şîr Nevâi’nin on dokuz ese­rinin tarandığı görülmektedir. Armin Vambery Macaristan’daki bir başka nüs­hayı, madde başı olan kelimelerin Latin harfli transkripsiyonunu da göstererek. Jozef Budemz’in önsözüyle neşretmiştir. Bu neşir kısaltılarak ya­pılan bir neşirdir. Sözlüğün Londra (British Museum), Berlin ve dünyanın başka şehirlerindeki kütüphanelerinde de birçok yazma nüshası bulunmaktadır.

Abuşka Lügatinin Türkiye kütüpha­nelerinde de birçok yazma nüshası var­dır. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde kayıtlı olan manzum mukaddimeli, 133 yapraklı nüsha, 941 (1534) tarihli olup bilinen yazmaların en eski tarihlisidir. Aynı kütüphanede 102 yapraklı manzum mukaddimeli, 115 yapraklı mensur mukad­dimeli, 147 yapraklı man­zum mukaddimeli nüsha­lar da bulunmaktadır. Süleymaniye Kütüphanesi’nde kayıtlı doksan bir yapraklı manzum mukaddimeli nüsha 951 (1544), yetmiş dokuz yapraklı nüsha 952 (1545). seksen dört yapraklı ve manzum mukaddimeli nüsha 956 (1549) ve 113 yapraklı manzum mukaddimeli nüsha 970 (1562) tarihlidir. 101 yapraklı manzum mukaddimeli nüsha ile 142 yapraklı yi­ne manzum mukaddimeli diğer bir nüsha ise tarihsizdir. Süleymaniye Kütüphanesi, Nuruosmaniye Kütüphanesi, Arkeoloji Müzesi Kütüphanesi, Topkapı Sarayı Müzesi Kü­tüphanesi ve Üs­küdar Hacı Selim Ağa Kütüphanesi’nde kayıtlı olan nüshalar da söz­lüğün bulunabilen diğer yazmalarıdır. Besim Atalay, Fâtih nüshasını esas alıp bunu Muallim Cevdet’teki iki nüsha ile, ayrıca Konya ve Petersburg nüshalarıyla karşılaştırarak bir edisyon kritik ha­zırlamış, ancak eser Atalay’ın ölümün­den sonra neşredilmiştir.

Diyanet İslam Ansiklopedisi