Abdurrahman Şeref Güzelyazıcı Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi
Abdurrahman Şeref Güzelyazıcı (1904-1978) Son devir din âlimlerinden, vaiz ve müftü.
6 Mayıs 1904’te Selânik’in Petriç kasabasında doğdu. Babası Petriç müderrisi İbrahim Edhem Efendi, annesi müderris ve hattat Hacı Ali Siyâmi Efendinin kızı Latife Hanım’dır. Dört yaşında iken babasını, dokuz yaşında iken annesini kaybeden Abdurrahman Şeref, Balkan Savaşfndan dolayı ağabeyi Abdullah Hulusi ile birlikte Tekirdağ’ın Saray kasabasına göç etti (1912). İlk öğrenimini Petriç’te ve Saray’da yaptı. Daha sonra İstanbul’a giderek Dârü’l-hilâfeti’l-aliyye Medresesini (1924) ve Darülfünun İlahiyat Fakültesi’ni (1927) bitirdi. Bu arada Süleymaniye Kütüphanesi’nde açılan kütüphanecilik kursuna da katıldı.
Abdurrahman Şeref memuriyet hayatına Millet Kütüphanesinde başladı (1927), ayrıca Murad Molla ve Süleymaniye kütüphanelerinde de çalıştı. Ortaokul ve liselerde Türkçe, edebiyat ve din bilgisi öğretmenliği yaptı. 1948 yılında başlatılan İmam-Hatip mekteplerinin yeniden açılması çalışmalarına katkıda bulunduğu gibi İstanbul İmam-Hatip Okulu’nda tefsir, usûl-i fıkıh, hadis ve usûl-i hadîs dersleri verdi. 1950’de İstanbul İl Müftülüğü murakıplığına tayin edilen Güzelyazıcı Şehzade, Valide (Aksaray), Beyazıt ve Fatih camilerinde vaizlik, 1963-1968 yılları arasında Fatih Camii’nde fahrî hatiplik görevlerinde bulundu. 1972’de getirildiği İstanbul müftülüğü görevini ömrünün sonuna kadar sürdürdü. 15 Mayıs 1978’de İstanbul’da vefat etti ve Edirnekapı Şehitliği’nde mürşidi. Nakşibendî şeyhi Serezli Hacı Hasîb Efendi’nin yanına defnedildi. Güzelyazıcı’nın iki evliliğinden yedi çocuğu olmuştur.
Geniş bir kültür birikimine sahip iyi bir hatip ve başarılı bir şair olan Güzel-yazıcı’nın çok yönlü yetişmesinde, son devir Osmanlı âlim ve meşâyihini, edip ve şairlerini yakından tanımasının önemli rolü vardır. Medrese ve tekke kültürünü sanat ve edebiyatla birleştirip zenginleştirdiğinden vaazlarında doyurucu olmuştur. Özellikle pazar günleri ikindi namazından sonra Beyazıt Camii’nde verdiği vaazlarda kültür seviyesi yüksek bir cemaate hitap ederken esas amacı üniversite gençliğini aydınlatmaktı. Güzel-yazıcının, Nûr süresinin 39-40. âyetlerini esas alan ve yıllarca devam eden vaazları, küfrün psikolojisini veciz bir üslûpla sergilediği ve ateizmin çıkmazlarını ortaya koyduğu için yüksek tahsil gençliği üzerinde çok etkili olmuştur.