Tarihi Şahsiyetler

Abdurrahman bin Semüre Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi -Sahabi-

Ebû Saîd Abdurrahman b. Semüre b. Habîb el-Kureşî (ö. 50/670) Muâviye’nin Sîstan valisi, kumandan sahâbî.

Mekke’nin fethi sırasında Hz. Pey­gamber tarafından bağışlanan Kureyşliler’den biri olup İslâm’dan önceki adı “Abdü Külâl” (Abdü Kelûl ve­ya Abdü’l-Ka’be) idi. Müslüman olunca Hz. Peygamber ona Abdurrahman adını verdi. Daha sonra Mûte seferine ve Tebük Gazvesi’ne katıldı.

İlk kez akrabası Hz. Osman zama­nında idarî kademede görev aldı. Irak’ın fethine katılarak bilhassa Horasan cep­hesinde savaştı. Basra genel valisi Ab­dullah b. Âmir tarafından Rebf b. Ziyâd’ın yerine Sîstan valiliğine tayin edil­di (33/653-54). Bu sırada Zerenc halkı isyan ederek Rebf b. Ziyâd’ın naibini kovunca Abdurrahman 8000 kişilik bir ordu ile Zerenci kuşattı; iki milyon dir­hem para ve 2000 köle alarak kale kumandanı ile yeni bir anlaşma yaptı. Aynı orduyla Sîstan’a gelen bir grup din bil­gini de yerli halka İslâmî esasları öğret­meye başladı. Abdurrahman daha son­ra doğuya seferler düzenledi ve Hin­distan yakınlarında Zerenc ile Kiş ara­sındaki yerleri ve Ruhhac ile Zemindâver arasındaki bölgeyi ele geçirip bura­lardaki putları tahrip etti. Basra’ya dö­nünce Abdullah b. Âmir’in Halife Hz. Ali tarafından azledildiğini gördü; Cemel Vakasından sonra Muâviye’nin saflarına katıldı (36/657).

Hz. Hasan ile görüşmek üzere Muâvi-ye tarafından gönderilen heyette o da yer aldı (41/661) Muâviye halife olunca Abdullah b. Amir’i tekrar Basra valiliği­ne tayin etti. Abdurrahman da onun naibi sıfatıyla emrindeki büyük bir or­duyla Sîstan’a gitti (662). Abdullah b. Hâzim ile beraber Sîstan ve Horasan’da İslâm hâkimiyetini sağlamak için çalıştı. Zerenc’de Hasan-ı Basrfnin üç yıl ders verdiği yerde bir cuma camii yaptırdı ve Hz. Osman devrinde fethedilmiş, ancak daha sonra İslâm hâkimiyetinden çık­mış olan topraklan geri almak için te­şebbüse geçti. Bu gayretleri sonunda Zâbülistan, Ruhhaç ve Büst’ü tekrar zaptetti. Bir ay süren kuşatmadan son­ra Kabil’i de ele geçirdi. Bu başarılan üzerine Muâviye tarafından Sîstan vali­liğine tayin edildi. Muâviye 45 (665) yı­lında İbn Âmir’i, ondan bir ay sonra da kendisini görevden alınca Basra’ya dön­dü ve beş yıl sonra orada vefat etti. Cenaze namazını Ziyâd b. Ebîh kıldırdı.

Abdurrahman b. Semüre son dere­ce cesur ve mütevazi bir kumandandı. Doğrudan Hz. Peygamber’den ve Muâz b. Cebel’den hadis rivayet etmiştir. Bilhassa. İslâm ah­lâk ve hukukunun temel prensiplerin­den sayılan, “Sakın kimseden riyaset is­teme. Eğer isteğin üzerine sana riyaset verilirse, istediğin şey ile baş başa bıra­kılırsın; Allah’ın yardımına mazhar ola­mazsın. Eğer istemeden sana riyaset verilirse, o zaman Allah’tan yardım görürsün. Bir de. bir şeye yemin ettik­ten sonra başka bir davranışı daha ha­yırlı görecek olursan, yeminin için kefa­ret ödeyip hayırlı olanı işle!” mealindeki hadisin hem muhatabı hem de râvisi olarak şöhret bulmuştur. Riva­yet ettiği on dört hadisin üçü Buhâri ile Müslim’de, ikisi de sadece Müslim’de bulunmaktadır. Kendisinden de Abdullah b. Abbas, Saîd b. Müseyyeb, Muhammed b. Sîrtn, Abdurrahman b. Ebû Leylâ ve Hasan-ı Basrî gibi sahâbî ve ta­biîler hadis rivayet etmişlerdir.

Diyanet İslam Ansiklopedisi

İlgili Makaleler