Edebi Şahsiyetler

Abdurrahim Künhi Dede Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi

Abdurrahim Künhî Dede (1769-1831) Mevlevi şeyhi, bestekâr ve şair. İstanbul’da doğdu. Babası Yenikapı Mevlevîhanesi şeyhlerinden Kütahyalı Seyyid Ebûbekir Dede, annesi Galata Mevlevîhanesi şeyhlerinden Kutbünnâyî Osman Dedenin kızı Saîde Hanımdır. Sİcill-i Osmanî’öe babasının Ali Dede olarak gösterilmesi yanlıştır. Üç erkek kardeşin en küçüğü olan Abdürrahim, Yenikapı Mevlevîhanesi’nde bilhassa bü­yük ağabeyi Şeyh Ali Nutkî Dede’nin hi­mayesinde tasavvuf, edebiyat ve mûsiki bilgileri alarak yetişti. Bir müddet son­ra da bu mevlevîhanenin kudümzenbaşılığına getirildi.

Devrin hükümdarı III. Selim onu sara­ya almak istemiş, ancak ağabeyi Ali Nutkî Dede’nin bir “Nazar”ı ile cezbeye kapıldığından bu mümkün olmamış ve bu hali ağabeyinin ölümüne (18041 ka­dar devam etmiştir. Ali Nutkî Dede’nin vefatından sonra altı ay kadar şeyhlik yaptığı rivayet edilmektedir. Kudümzenbaşılık vazifesi devam ederken di­ğer ağabeyi Abdülbâki Nasır Dede’nin oğlu Şeyh Receb Hüsnü Dede’nin Ra­mazan 1245’te (1830) ölümü üzerine, Mehmed Saîd Hemdem Çelebi tarafın­dan Yenikapı Mevlevîhanesi’ne şeyh ta­yin edildi. Ölümüne kadar bu görevde kaldı. Vefatında aynı mevlevîhanenin hazîresine gömüldü.

Tabii bir ses güzelliğine sahip olan Abdurrahim Dede, bestelediği dinî ve din dışı eserler ve yetiştirdiği talebe­lerle zamanın musikişinasları arasın­da önemli bir yer almıştır. Eserleri için­de en önemlisi, daha yirmi bir yaşında iken, içerisinde başka makam geçkilerine yer vermeden bestelediği hicaz Mevlevî âyinidir. Nühüfi âyini ise unutul­muştur. Anberefşan adıyla yeni bir ma­kam icat etmiş ve bu makamda beste­lediği bir peşrev ile bir saz semaisi za­manımıza ulaşmıştır. Bu üç eseri dışın­da günümüze kadar gelebilen başka eseri yoktur. Yetiştirdiği talebeler ara­sında Galata Mevlevîhanesi kudümzenbaşışı Derviş Mehmed ve Musâhib Sey­yid Ahmed Ağa (Vardakosta) en meş­hurlarıdır. Aynı zamanda şair olan Ab­durrahim Dede, Künhî mahlasını kullan­dığı şiirlerinde daha çok tasavvufî ko­nulara yer vermiştir. Çeşitli mecmualar­da yer alan şiirleri bir divan halinde toplanmamıştır.

Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi