ABDÜR-REZZÂK BİN HEMMÂM KİMDİR? HAYATI VE ESERLERİ
Ebû Bekr, İbn-i Hemmâm İbn-i Nâfi’ es-San’ânî, meşhur bir âlimdir. Benî Himyer kabilesi âzâdlılarından idi. Bu cihetle kendisine, Ebû Bekr el-Himyerî de denir. (126) târihinde San’a’da doğmuş, (211) senesinde Yemen’de vefat etmiştir.
Mevki-i İlmîsi:
Abdü’-Rezzâk el-Himyerî, bir ilm ü irfan mahfazası sayılmaktadır. Müfessir, muhaddis bir zâttır. Abdu’llâh el-Ma’merî’den, İbn-i Cüreyc ile Evzâî, Sevrî, Mâlik gibi zevattan rivayet eder. Kendisinden de Buhârî, İmâm-ı Ahmed, İshâk, İbn-i Muin ve saire rivayette bulunurlar. Kendisini birçok muhaddisler tevsik, bâzıları da taz’îf ve tekzîb etmektedirler. On yedi bin hadîs-i şerif hafızasında var imiş. Rivayet ettiği hadislerin bir kısmı Kütüb-i Sıhâh’da münderic bulunmaktadır. Kendisine teşeyyu’ isnâd edilmiştir. Fakat bu hususta gulüv göstermezdi. Belki Hazret-i Alî’yi çok sever, anınla mukatelede bulunanlara buğs ederdi. Ehli Beyt’in fezâiîi, bâzı kimselerin de maâyibi hakkında bir hayli hadisler rivayet etmiştir.
Seleme b. Şeyb diyor ki : Ben Abdü’r-Rezzâk’ın şöyle dediğini işittim : “Vallahi sînem, Hazret-i Alî’yi Hazret-i Ebû Bekr ile Hazret-i Ömer üzerine tafdîl için asla münşerih olmamıştır.”
İmâm-ı Buhârî de Târîh-i Kebîr’inde diyor ki : “Abdü’r-Rezzâk’ın kendi kitabından rivayet ettiği şeyler’ yok mu, onlar daha şahindir.”
İmâm-ı Ahmed b. Hanbel de demiştir ki : “Ben Abdü’r-Rezzâk’dan daha güzel görmedim.”
Abdü’r-Rezzâk’ın Katâde’den tahrîcine nazaran :[120] âyet-i celîlesindeki Leyle-i Mübâreke’den murâd, Leyle-i Kadir’dir.
Abdü’r-Rezzâk, Sahîhü’l-Buhârî’de münderic olan şu hadîs-i şerifin râvîlerindendir :
Meâl-i şerifi : Sizden biri İslâmını güzel edince, yâni Hakk’a inkıyâd ederek ihlâsda, ibâdet ve tâatde bulununca, yapacağı her haseneden dolayı kendisi için ondan, yedi yüz misline kadar sevâb yazılır. Yapacağı her seyyieden dolayı da kendisine yalnız bir misli günah yazılır. Yâni hasene takdirinde fazl-ı İlâhî tecellî ederek ez’âf-ı muzâafını ihsan buyurur.
Müellefâtı: Hadîse dâirdir.
Me’hazlar: Dürrü’l-Mensûr, Umdetü’l-Kaarî, Tezkiretü’l-Haffâz, Keşîü’z-Zünûn, El-A’lâm, Kaamûsü’l-A’lâm.[121]
KAYNAK: Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi (Tabakatü’l-Müfessirin), Bilmen Yayınevi