Abdülmecid Firişteoğlu Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi
Abdülmecid Firişteoğlu (ö. 864/1459-60) Hurufîliğin Anadolu ve Rumeli’de yayılmasında büyük rolü olan müellif.
İzmir’in Tire kazasında doğdu. Hayat hakkındaki bilgiler oldukça çelişkilidir. Taşköprizâde, Aydınoğlu Mehmed Bey’in hocası İzzeddin Abdüllaüf b. Melek’i anlatırken âlim ve fâzıl olan bu zatın kardeşinin “sapık Hurûfî fırkasının reisi Fazlullah’ın ashabından” olduğunu söyler, ancak adını vermez. Bu iki kardeşin meşreplerinin çok farklı olmasına rağmen aralarının gayet iyi olduğunu belirten Mecdî de Hurûfî olan kardeşin adından bahsetmez.
Eserlerinde Abdüllatff b. Abdülazîz el-Ma’rûf bi’bni Melek, Abdüllatîf b. Ferişte, Firişte oğlu Abdüllatif gibi farklı isimler kullanan Abdüllatif in babasının adının Abdülaziz olduğu, “Melek” veya kelimenin Farsça’sı olan “Firişte” lakabıyla tanındığı anlaşılmaktadır. İbn Battûta’nın Anadolu’da karşılaştığını söylediği Kadı İzzeddin Firişte muhtemelen bu zattır.
Hurufiliğe dair telif ve tercüme eserleriyle tanınan diğer Firişteoğlu eserlerinde Abdülmecid b. Rrişte İzzeddin et-Tirevî künyesini kullanmıştır. Lugat-ı Kânûn-ı İlâhî adlı eserin bazı nüshalarında İse künyesi Abdülmecîd b. Abdüllatîf b. Rrişte şeklindedir. Firişteoğlu Abdülmecid’in Hurufîliğe nasıl intisap ettiğine dair eski kaynaklarda bilgi yoktur. XIX. yüzyıl müelliflerinden Hoca İshak Efendi Hurûffler ve Bektaşîler’e dair kaleme aldığı Kâşifü’l-esrar ve dâüu’l-esrâr adlı eserinde Firişteoğlu Abdülmecid’İn Bayezid adlı birine intisap ettiğini, bu zatın Fazlullah’ın halifelerinden Şemseddin’e mensup olduğunu ve Abdülmecid’in 864 (1459-60) yılında öldüğünü kaydeder (s. 157); ancak bu bilgiyi nereden aldığım belirtmez.
Son zamanlarda yapılan bir çalışmada, Lugat-ı Könûn-i İlâhî’nin bazı nüshalarında rastlanan Abdülmecîd b. Abdüllatîf b. Firişte şeklindeki İsim zincirinden hareketle eski kaynakların verdiği bilgilerin aksine Abdülmecid ile Abdüllatif”in kardeş olmadıkları, Abdülme-cid’in Abdüllatif’in oğlu olduğu ileri sü-rülmüşse de sözkonusu kayıt bu iddia için yeterli bir gerekçe teşkil etmez. Aynı araştırmada Abdüllatif’in 821’den (1418) sonra, Abdülmecid’in ise 864 (1459) veya 874’te (1469) vefat ettiği, iki kardeş arasında bu kadar yaş farkı bulunamayacağından hareketle, ileri sürülen iddianın ispat edilmeye çalışılması da isabetli değildir. Zira Abdüllatif’in ölümü için 794 (1392), 801 (1398), 820 (1417), 885 (1480) gibi farklı tarihler verilmekte olup bu durumda onun Abdülmecid’den sonra vefat etmiş olması dahi mümkündür.