Tarihi Şahsiyetler

Abdullah bin Muhammed bin Abdurrahman Kimdir, Hayatı, Dönemi, Hakkında Bilgi

ABDULLAH b. MUHAMMED b. ABDURRAHMAN

EbÛ Muhammed Abdullah b. Muhammed b. Abdirrahmân b. Hakem (ö. 300/912) Endülüs Emevî Devleti emîri (888-912).

229 (844) yılında doğdu. Gençlik yıl­larından itibaren, babası devrinde çıkan isyanların bastırılmasında görev aldı. Kardeşi Münzir’in, İbn Hafsûn’un Bü-beşter’i (Bobastro) muhasarası sırasın­da ölümü üzerine, 29 Haziran 888 tari­hinde tahta geçti. Bu sırada Ömer b. Hafsûn’un isyanı devam ediyordu. Yeni emîrin teklifi üzerine İbn Hafsün İsyan­dan vazgeçip ona biat etti, ancak bir yıl geçmeden tekrar isyan bayrağını açtı. Abdullah b. Muhammed, yıllardan beri devleti tehdit eden İbn Hafsûn mesele­sini kesin olarak halletmek istiyordu. Bu maksatla Mayıs 891’de âsinin bu­lunduğu Bulây (Polei) Kalesi üzerine yürüdü ve kaleyi kuşattı. Emîrin karşısında dayanamayacağını anlayan İbn Hafsûn kaçtı ve Bulây zaptedildi. Bunu, İbn Hafsûn’un elinde bulunan İstice’nin (Ecja) alınması ve Bübeşter’in kuşatıl­ması takip etti. Ancak son derece müstahkem olan Bübeşter’i ele geçir­mek mümkün olmadı. Birkaç yıllık bir sükûnetten sonra İbn Hafsûn’un İlbire’ye (Elvira) saldırması üzerine müca­dele yeniden başladı. Ahmed b. Ebû Abde’nin kumandasındaki Kurtuba or­dusu onu ağır bir yenilgiye uğrattı. İbn Hafsûn, kuzeydeki hıristiyan kralların­dan destek almak gayesiyle 899’da hı­ristiyan olduğunu ilân etti. Ancak bu hareketi sebebiyle Kuzey Afrika müslümanlarının desteğini kaybetti. Bu sefer İşbîliye’yi ele geçirmiş olan âsi İbrahim b. Haccâc İle anlaşıp ondan büyük öl­çüde yardım aldıysa da Ahmed b. Ebû Abde’nin karşısında yine mağlûp oldu. Emîr Abdullah ile İbn Hafsûn arasındaki mücadele emîrin Ölümüne kadar de­vam etti. Bu mücadelelerin hemen hep­sinde İbn Hafsûn’un mağlûp edilmesine rağmen Bübeşter zaptedilip İsyana son verilemedi.

Abdullah b. Muhammed zamanında Endülüs’ün her tarafında isyanlar birbi­rini takip etti. Bunlardan biri, İşbîliye’de önce Araplar ile müvelledûn (İspanyol asıllı müslümanlar) arasında mücadele şeklinde başlamış ve müvelledûn’un mağlûp edilmesinden sonra emîre karşı isyana dönüşmüştür. İşbîliye’de oturan Benî Abde, Benî Hamdûn ve Benî Hac­câc aileleri müvelledûna karşı birleşe­rek onları mağlûp ettiler. Fakat daha sonra birbirleriyle nüfuz mücadelesine giriştiler. Benî Haccâc’ın reisi İbrahim b. Haccâc rakiplerini bertaraf ederek İşbîliye’ye hâkim oldu. Bu arada âsi Ömer b. Hafsûn’a büyük ölçüde yardım etme­sine rağmen Emîr Abdullah’ın ona karşı harekete geçmemesi ve yanında rehin olarak bulunan oğlu Abdurrahman’ı serbest bırakması, İbrahim b. Haccâc’ı emîre itaat etmeye şevketti.

Bundan sonra İşbîliye İbrahim ve oğullarının idaresinde kaldı. Buna ben­zer bir hareket de yine aynı yıllarda İlbire’de meydana geldi. Müvelledûn ile Araplar arasındaki mücadele Araplar’ın galibiyeti ile sona erince Araplar’ın lide­ri Savvâr b. Hamdûn bu sefer de Emîr Abdullah’a karşı ayaklandı. Savvâr, emîrin kuvvetlerini mağlûp ettiyse de müvelledûn ile işbirliği yapan İbn Hafsün’un kuvvetleri tarafından esir alına­rak idam edildi. Onun yerine geçen şair Saîd b. Cûdî, İbn Hafsûn karşısında bir varlık gösteremedi ve böylece bir âsi diğer âsiyi bertaraf etmiş oldu. Emîr Abdullah zamanında bu derece tehlikeli olmasa bile ülkenin başka yerlerinde otuz civarında isyan çıkmış ve emîrin dirayeti ve mücadele azmi sayesinde Endülüs Emevî Devleti parçalanmaktan kurtulmuştur.

Abdullah b. Muhammed devrinde devletin asıl kuvvetleri isyanları bastır­makla meşgul olduğundan, komşu hı­ristiyan devletlere karşı büyük çapta askerî harekâta girişilememiş, sadece sınır bölgelerindeki vali ve kumandan­lar kendi güçleriyle bazı akınlar düzen­lemişlerdi. 904-911 yıllan arasında dü­zenlenen bu akınların en Önemlileri. Leb b. Muhammed ile Muhammed b. Abdülmelik et-Tavîl’in yaptığı akınlardır.

Abdullah b. Muhammed yirmi beş yıl devam eden emirliği süresince bütün gücünü ülkesinin parçalanmasını önlemek için harcamış, imar faaliyetlerine pek fırsat bulamamıştır. Ölümü üzerine yerine torunu Abdurrahman geçti. Kaynaklar Abdullah’ın edebiyat ve ilme değer ve­ren, İslâm tarihi ve Arap edebiyata ile meşgul olan şair bir kişi olduğunda bir­leşirler.

İlgili Makaleler