Tarih

Abdülhamid ez-Zehravi Kimdir, Hayatı, Osmanlı Arap Ayrılıkçı

Abdülhamîd ez-Zehrâvî (1855-1916) Abdülhamîd b, Muhammed b. Şâkir b. İbrahim ez-Zehrâvî Suriyeli gazeteci ve siyaset adamı.

Humus’ta doğdu. Humus Rüşdiyesi’nden mezun oldu. Arap dili ve edebiyatı. hadis, tefsir, usul, kelâm ve aklî ilimleri tahsil etti. Daha sonra siyaset hayatına atıldı.

1898’de İstanbul’a geldi; Ma’lûmât gazetesinin idare ve yazı işlerinde ça­lıştı. Bu gazetede yayımladığı yazılar Şama sürülmesine sebep oldu. Şam’­dan, Mısır’da yayımlanmakta olan el-Mukattam gazetesine yazılar gönderdi. Gazetenin Osmanlı yönetimine karşı İngilizler’i tuttuğu bilindiği için, Şam Vali­si Nâzım Paşa Zehrâvi’yi tutuklatıp İs­tanbul’a gönderdi. Ancak, Arap âlemi İle ilgili konularda II. Abdülhamid’in müs­teşarlığını yapan Ebü’l-Hüdâ es-Sayyâdi’nin aracılığı ile Humus’a geri gönde­rildi. II. Meşrutiyet’in ilânından önce el-Münîr adlı bir gazete çıkardı. Humus’ta gizlice basılıp Suriye’de dağıtılan bu ga­zetedeki yazılarında. II. Abdülhamid’e karşı,  Osmanlı Devletinin yönetimin­de reformlar yapacağı ümidiyle İttihat ve Terakki Cemiyeti’ni tuttu. 1903’te Mısır’a gitti ve orada yayımlanan  el-Mü’eyyed ve el-Ceride gazetelerine yazılar yazdı. II. Meşrutiyetin İlânına ka­dar Mısır’da kaldı. Daha sonra Suriye’ye döndü ve Hama’dan milletvekili seçildi.

Meclis-i Meb’ûsan’da kısa zamanda, Arap vilâyetlerini (sancaklarını) temsil eden ve sayıları altmışla doksan arasın­da değişen mebuslar topluluğunun ön­deri durumuna geldi. Özellikle 1913’ten itibaren sayıları gittikçe artan Arap parlamenterlerin hemen hepsi Araplık davası güdüyor ve gizli açık kurulan Arap cemiyetlerinde çalışıyorlardı. Zehrâvî de 1909’da İstanbul’da kurulan el-Münteda’l-edebî adlı cemiyetin kurucu­ları arasında yer aldığı gibi gizli progra­mının hazırlanmasında da rol oynadı. Arap öğrencilere yardım maksadıyla kurulan bu cemiyetin asıl amacı, İstan­bul’da öğrenim gören Arap gençlerini bir araya toplamak, bunlara milliyetçilik ve bağımsızlık fikirlerini aşılamaktı. Hatta İstanbul’a gelen bütün öğrencile­rin bu cemiyete girmeleri ve Zehrâvi’nin çıkardığı el-Hadâre (1910) gazetesinin Arap gençleri tarafından okunması için bazı tedbirler bile alındı. Zehrâvî ayrıca, doğrudan doğruya Arap İstiklâli için çalışmak üzere 1909’da kurulan ilk gizli teşkilât olan Kahtâniyye Cemiyeti’nin kurucuları arasında da yer aldı. Arap bağımsızlığı amacına, halifeliğin Araplar’a geçmesi şartını da ekleyen bu giz­li teşkilât el-Fetât (1909), el-Ahd (1913) ve el-Lâ-merkeziyye (1912) gibi ihtilâl­ci cemiyetlerin kuruluşunda da öncü­lük etti.

Zehrâvî ve cemiyet üyesi arkadaşları daha çok adem-i merkeziyetçi muhale­fet partilerine yakınlık gösterdiler. Bu yüzden Zehrâvî, 1911’de İttihat ve Terakki’ye karşı kurulan Hürriyet ve İti­lâf Fırkası’nın kurucu üyeleri arasında yer aldı ve partinin başkan vekilliğine getirildi. Gazetesinde başta İttihatçılar ve Ziya Gökalp olmak üzere, Türkçüler aleyhine yazılar yazdı. Zehrâvrnin, itti­hat ve Terakki’ye karşı muhalefetini gittikçe arttıran yayınlarının tesiri par­lamentoya da yansıdı. Arap mebuslar Türkler’den çok hıristiyan gruplara ya­kınlık göstererek Arap bağımsızlığı için kurulan dernekleri destekliyorlardı. Arap meselesi 1911’de açıkça tartışılır hale gelmişti. Arap milletvekilleri bölgeleri­nin ayrı ayrı ele alınması, Arap davası­nın bütün olarak tanınması lehinde ko­nuşmalar yapıyorlardı.

Zehrâvî, 1912’de Mısır’da kurulan el-Lâ-merkeziyye Cemiyeti başkanlığına getirildi. Hürriyet ve İtilâf Fırkası’yla bir­likte hareket eden bu cemiyetin gizli toplantılarını yönetti. el-Müntedâ Cemi­yeti başkanı Abdülkerîm el-Halîl’i Hürri­yet ve İtilâf Fırkası genel sekreterliğine ve Suriye genel müfettişliğine tayin et­tirdi. Diğer İtilâf Fırkası üyeleriyle bir­likte Suriye’yi dolaşarak konferanslar veren Abdülkerîm el-Halîl buralarda partinin şubelerini açtı. Daha sonra İti­lâf Fırkası kapatılınca bu şubeler el-Lâ-merkeziyye’nin şubeleri haline geldi. Zehrâvî. 1913’te Paris’te toplanan Arap Kongresİ’ne el-Lâ-merkeziyye’nin dele­gesi sıfatıyla katıldı ve kongreye baş­kanlık etti. Bu arada, İzzet el-İbâz’ın Arap istiklâl teşebbüsüne vakfettiği em­lâkin mütevelliliğini de aldı. Bu sırada Arap bölgelerinde bulunan Türk me­murlarının Arap memurlarla değiştiril­mesi fikri gazetelerde yazılmaya başla­mıştı. Hatta Abdülkerîm el-Halîl, el-Müntedâ Cemiyeti üyelerinden ve kendi adamlarından seçtiği kimselerin isimle­rinin yer aldığı listeyi Dahiliye ve Maarif nazırlarına verdi. Bu listede Zehrâvrnin nazırlığa ve ayan üyeliğine tayin edil­mesi de isteniyordu. et-Lâ-merkeziyye, hükümet içinde Arap davasını destekle­mesi için Zehrâvi’nin ayan üyeliğini oy birliği ile onayladı.

Zehrâvî gibi Arap milliyetçilerinin çe­şitli görevlere getirilmek suretiyle taltif edilmeleri, onları ayrılıkçı faaliyetlerden vazgeçirmedi. Osmanlı Devleti, Trablusgarp ve Balkan savaşlarından dolayı en buhranlı günlerini yaşadığı bir dönem­de onlar Batılı emperyalist devletlerin işine yarayacak davranışlara giriştiler. I. Dünya Savaşı’nın çıkışını sevinçle karşı­layan bazı Arap milliyetçileri, daha sa­vaştan önce Fransa ve İngiltere’den al­dıkları vaadlere kanarak Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklanmaya karar verdiler. Savaş başlayınca İstanbul’dan Kahire’ye giderek el-Lâ-merkeziyye Cemiyeti içinde çalışmalarına devam ettiler. Cemi­yet artık adem-i merkeziyetle yetinme­yip bağımsızlık için faaliyetlerine açık­ça devam etti. Sömürgeci Batı devlet­lerinin birtakım vaadleriyle aldatılarak çeşitli yerlerde isyanlar çıkardılar. Bu yüzden Suriye’de Âliye Dîvân-ı Harb-i Örfîsi kurularak bu ihanetleri yapanlar yargılandı. Abdülhamid ez-Zehrâvî de bu mahkeme tarafından idama mah­kûm edildi.

Zehrâvi’nin el-Fikh ve’t-taşavvuf (ta­savvuf ve fıkhın mahiyeti hakkında üç ri­sale, Mısır 1319/1901) ile Hadîce Ümmü’l-mü’minîn adında iki eseri yayımlanmıştır.

Diyanet İslam Ansiklopedisi

İlgili Makaleler