Edebi ŞahsiyetlerFelsefe Yazıları

Abdülhak Adnan Adıvar Kimdir, Hayatı, Çalışmaları, Eserleri

Ruyalar/abdulhak-adnan-adivar” 183″ 221″

1883’de babasının kadı olarak görev yaptığı Gelibolu’da doğdu, 1 Temmuz 1955 İstanbul’da öldü. İlköğrenimini İstanbul’da Nümûne-i Terakki Mektebi ve Dersaadet İdadisi’nde (Vefa Lisesi) okuduktan sonra 1899’da Tıbbiye-i Mülkiye’de öğrenime başladı. Mekteb-i Tıbbiye-yi Mülkiye’nin (sivil tıp okulu) üçüncü sınıfına geçtiği yıl Berlin’e gitti; orada üç yıl kalarak tıp öğrenimini tamamladı, Zürich’te ihtisas yaptı. II. Meşrutiyet’in ilanıyla 1909’da İstanbul’a döndü. Tıp Fakültesi’nde asistan, ardından profesör oldu, 1917’de yazar Halide Edip ile evlenen Adnan Adıvar, 1920’de son Meclis-i Mebusan’a milletvekili olarak girdi. İstanbul’un işgali ve Meclis’in kapatılması üzerine eşiyle birlikte Anadolu’ya geçerek Kurtuluş Savaşı’na katıldı. İlk Büyük Millet Meclisi’ne İstanbul’dan milletvekili seçildi. İlk Cumhuriyet Hükümeti’nin sağlık bakanlığını, daha sonra da içişleri bakan vekilliğini yürüttü. 1924’te TBMM’de, Cumhuriyet Halk Partisi’ne (Cumhuriyet Halk Fırkası) muhalefet eden Dörtler Grubu’nda Rauf (Orbay), İsmail Canbulat Beyler ve Refet (Bele) ile birlikte yer aldı. Aynı yıl kurulan liberal eğilimli Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nda muhalefet çalışmalarını sürdürdü. 1926’da, eşinin tedavisi için İngiltere’de bulunduğu sırada İzmir Suikastiyle ilgili olarak gıyaben yargılandı; sonunda beraat etti, ama 1939’a kadar da Türkiye’ye dönmedi.

Aynı yıl Londra’daki Aristotelian Society’ye üye olan Adıvar, İngiltere’de iken Encyclopaedia Britannica için Türkiye ile ilgili maddeler yazdı. Bir süre Paris’teki Yaşayan Doğu Dilleri Okulu’nda Türkçe dersleri verdi.

Adıvar’ın Türk kültür hayatını yönlendiren ve çoğu zaman unutulan en önemli çalışmalarından birisi de, bir süre İslâm Ansiklopedisi’ni yayımlayan kurula başkanlık yapmasıdır. 1913-1938 yılları arasında Leiden ve Londra’da “Encyclopaedia of Islam: A Dictionary of the Geography, Ethnography and Biography of the Muhammadan Peoples” adıyla dört cilt ve bir ek halinde İngilizce olarak basılan ve İslâm medeniyetini tanıtan bu ansiklopedi, Türk bilginlerinin de dikkatini çekmiş ve 1939’da Ankara’da toplanan I. Türk Neşriyat Kongresi’nde, Türkçe’ye çevrilerek yayımlanması gündeme gelmiştir.

Alınan tavsiye kararı doğrultusunda yayını gerçekleştirmeyi üstlenen Milli Eğitim Bakanlığı, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Adnan Adıvar’ın başkanlığında bir kurul oluşturmuştur. Ancak kurul çeviriyle yetinmediği ve özellikle Türkler hakkında yeni maddeler eklenmesine ve bazı maddelerin de genişletilmesine karar verdiği için (ve diğer teknik nedenlerden ötürü), ansiklopedi, beşinci ve on ikinci ciltleri iki kısım olmak üzere toplam on üç cilde ulaşmış ve ancak 1988 yılında, yani ilk cildinin yayımından tam 48 sene sonra tamamlanabilmiştir.

İslâm Ansiklopedisi’ne Adnan Adıvar da bazı maddeler yazmıştır. Bunlar arasında en önemlileri, Ali Kuşçu, Ebu’l-Kâsım Zehrâvi, Fârâbi, Hârizmi, İbn Bâcce, İbn Haldûn ve Kınalızâde maddeleridir.

1946’da siyasi yaşama dönerek, 1950’ye değin İstanbul’dan bağımsız milletvekili olarak Meclis’e katıldı. Yazılarını Cumhuriyet Gazetesi ve Yeni Ufuklar Dergisinde yayımladı.

Adıvar’ın bilim alanındaki çalışmaları siyasal yaşamıyla paralel yürümüştür. Tıp çalışmalarında hekimliğinden daha çok yönetici özelliği öne çıkar. Tıp Fakültesindeki yöneticilik döneminde Hilaliahmer Cemiyeti’nin (Kızılay) yeniden örgütlenmesi, 1911’de Kızılay Müfettişi olarak Trablusgarp cephesinde Aziziye karargâhında çalışmıştır. Sonrasında aynı derneğin genel kâtipliğine getirilen Adıvar, diğer yandan İstanbul’daki Haydarpaşa Tıp Fakültesi Yaralı ve Kolera Hastanesi’ni de yönetiyordu. Türkiye’de bilim tarihi alanındaki çalışmaların öncü şahsiyetlerinden olan Adıvar, 1926’da yurt dışındaki bilim felsefesi ve bilim tarihi üzerinde çalışmaya başladı. Fransa’da bulunduğu dönemde yazdığı (La Science chez les Turcs Ottomans) bu çalışmalarının ürünüdür. Türkiye’ye dönünce İstanbul’daki kaynakları da inceleyerek eserini Türkçe’ye çevirdi. Adıvar bu incelemesinde, Osmanlılar dönemi Türkiyesi’nde “müspet ilimler”in 19. yy’a kadar Arap ve Fars dillerindeki “ilm” anlayışının yanlış ve eksik bir yorumu olarak süregeldiğini belirtir; bununla birlikte Batı’darı alınan düşünce ve yöntemlerle yeniliğe doğru yönelen ender dönemleri de vurgular. Bilim tarihi sahasındaki çalışmaların, insanlık tarihinin anlaşılması bakımından gerekli ve önemli olduğunu ileri süren Adıvar’ın söz konusu eseri, bu alanda Türkiye’deki ilk çalışmalardandır. Yurt dışında aldığı eğitimin de etkisiyle materyalist biyolojiye karşı çıkan Adıvar, felsefe olmaksızın tıbbın anlaşılamayacağını altını çizmiş, doğa ve insanın ancak bilim felsefesiyle birleştirildiğinde anlaşılabileceğini savunmuştur.

Deneme-İnceleme:
La Science chez les Turcs Ottomans, 1939; Osmanlı Türklerinde İlim 1943 Faust’a Dair Bir Tahlil Tecrübesi 1939, , Tarih Boyunca İlim ve Din (1944), Bilgi Cumhuriyeti Haberleri 1945, Farabi 1947, Dur Düşün 1950, Bizans’ta Yüksek Mektepler 1953, Hakikat Peşinde Emeklemeler 1954.

Çeviri: Felsefe Meseleleri 1944