Edebi Şahsiyetler

Abdülbaki Nasır Dede Kimdir, Kısaca Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

ABDÜLBAKÎ NÂSIR DEDE (1765-1821)

Türk musiki bilgini, besteci. Özgün bir nota sistemi oluşturmuştur.

İstanbul’da doğdu. Yenikapı Mevlevihanesi Şeyni Ebubekir Dede ile, Nâyî Osman Dede’nin kızı Saide Hanım’ın oğludur. Musiki bilgisini tekke çevresinde kazandı. Arapça, Farsça öğrendi. Yetişmesinde babasının ve Milas müftüsünün oğlu Halil Efendi’nin önemli bir payı vardır. Yenikapı dergâhında uzun süre neyzenbaşılık yaptı. Ağabeysi besteci, hattat Ali Nutkî Dede’nin ölümü üzerine dergâhın şeyhi oldu (1804). 1830’da şeyh olarak aynı dergâhın başına geçen küçük kardeşi Künhî Abdürrahim Dede de (1769-1831)  Mevlevi musikisinin değerli bestecilerinden biridir.

Ünlü bir Mevlevi ailenin oğlu olan Abdülbakî Dede bilgin, besteci ve şairdir. Bir divanda topladığı şiirlerinde (Süleymaniye Kütüphanesi, Nafiz Paşa yazmaları, no. 941) “Nasır” mahlasını kullandı. Şair olarak dikkate değer bir özelliği yoktur. Eflakî’nin Menakıb-ul-Arifin’inıFarsça’dan çevirdi; Musa Sâfî Dede’nin Târîb-i Şahidi adlı eseri için de bir şerh yazdı. Asıl önemi musiki alanındadır. Bir nota yazısı düzenledi. Musikinin kuramsal konulan üzerinde çalıştı; çalışmalarında, o dönemin musikiye büyük önem veren padişahı III. Selim’den ilgi, destek gördü. İsmail Dede’nin neyi kendisinden öğrendiği söylenir.

Tahririye adlı eserinde, önerdiği nota yazısının bir açıklamasını yapar. 1794’te yazılıp III. Selim’e sunulan eser şu bölümlerden oluşmuştur: Notanın tanımı, kendi nota sistemine göre yazılmış dört eser, nota üstüne tamamlayıcı bilgiler, notanın gerekliliği, notada ustalığın üç aşaması. Önerdiği nota yazısı, Türk musikisinde geçmişte kullanılan bütün nota sistemleri arasında en gelişmiş olanıdır; bununla birlikte, bu sistem musiki çevrelerinde yaygınlaşama-mıştır. Bu nota yazısına göre, bir sekizli oktavda 17-18 ses vardır.

ikinci eseri, Tedkik-ü Tahkik adını taşır; bu eserini de III. Selim’e sunmuş, onun isteği üzerine sonradan bazı eklemelerle genişletmiştir. Musikinin kuramsal sorunlarıyla ilgili olan bu kitap, yazarın bu alandaki çalışmalarının bir dökümüdür. Eserde perdeler, makamlar, başka perdeler üzerinde kullanılan makamlar, perde adıyla anılan makamlar, az tanınmış ya da unutulmuş makamlar, makamların seyri, kararı, usuller, beste ile güftenin uyuşması, makamların insanda uyandırdığı duygular gibi konularda açıklamalar yapılmış, 136 makam ile 21 usul hakkında bilgi verilmiştir. Bu makamlar arasında başka hiçbir kaynakta sözü edilmeyen makamlar da vardır. Tedkik-ü Tahkik bugün için önemli bir eser olmamakla birlikte, o zaman için ciddi, yararlı bir çalışmadır. Başta Haşim Bey olmak üzere, pek çok yazarın başvurduğu başlıca kaynaklardan biridir. Abdülbakî Dede’nin bu iki eseri Süleymaniye Kütüphanesi’nde-dir (Nafiz Paşa Koleksiyonu, 1242).

Dilâviz, Ruhefzâ, Gülruh, Dildâr, Hisarkürdî adlarında beş bileşik makam ile Şirin adlı 22 vuruşlu bir usûl düzenlemiş, Tedkik-ü Tahkîk’te bunların tanımını yapmıştır. Düzenlediği makamlardan mutlaka eser bestelemiş olmalıdır; bestelediği parçaların notalarını da verdiği tahmin edilebilir, ancak bugüne kadar gözden geçirilen yazmalarda söz konusu makamlardan hiçbir eserine rastlanmamıştır.

Isfahan ile Acembuselik makamlarından iki Mevlevi ayini bestelemiştir; bunlardan ilki unutulmuştur.

•    YAPITLAR: Tahririye, 1794; Tedkik-ü Tahkik, 1797; Acembuselik Ayin; Isfahan Ayin.

•    KAYNAKLAR: S.N. Ergun, Tiirk Musikisi Antolojisi, 1943; S. Ezgi, Nazarî ve Amelî Türk Musikisi, I, VI, 1953; İ.M.K. inal, Hoş Sadâ, 1958; A.H. Tanpınar, Yaşadığım Gibi, 1970.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

İlgili Makaleler