Edebiyat

Abdülbaki Nasır Dede Kimdir, Hayatı, Eserleri

Abdülbâki Nasır Dede (1765-1821) Mevlevî şeyhi, musikişinas ve şair.

İstanbul’da Yenikapt semtinde doğdu. Babası. Yenikapı Mevlevîhanesi şeyhle­rinden Ebûbekir Dede. annesi Galata Mevlevîhanesi şeyhlerinden Kutbünnâyî Osman Dede’nin kızı Saîde Hanım’dır. Üç erkek kardeşin ortancası idi.

İlk öğrenimini babasından yaptı; onun 1775’te vefatından sonra Arapça, Farsça ve dinî ilimleri Milasmüfiüsüzâde Halil Efendiden tahsil etti. Bir yıl sonra dergâhta semâ meşkedip âyine girmeye başladı. Mûsiki bilgisini de dergâhtaki musikişinaslardan edinerek kendisini yetiştirdi. Ağabeyi Ali Nutkî Dede’nin şeyhliği sırasında mevlevîha-nenin neyzenbaşılığı görevinde bulun­du. Onun 1801’de ölümü üzerine Hacı Mehmed Çelebi tarafından şeyhlik destârı ile adı geçen mevlevîhaneye tayin edildi. Bu arada, 1814’te Kazasker Mekkîzâde Mustafa Âsim Efendi tara­fından dergâhın vakıf işlerine bakmak­la da görevlendirildi. Ölümüne kadar bu vazifelerini sürdürdü. 20 Cemâziyelevvel 1236 Cuma günü vefat etti. Yenikapı Mevlevîhanesi hazîresine defnedildi. Yerine oğlu Receb Hüseyin Hüsnü Dede şeyh olarak tayin edildi.

Abdülbâki Nasır Dede’nin Mevleviyye tarikatı şeyhleri arasında önemli bir ye­ri vardır. Bilhassa III. Selim ve II. Mahmud devirlerinde şöhret buldu ve her iki padişahtan da yakın ilgi gördü. Ye­tiştirdiği talebeler, telif ettiği ve beste­lediği eserler, onun tasavvuf, edebiyat ve mûsiki alanlarında büyük bir otori­te olduğunu göstermektedir. Hammâmîzâde İsmail Dede’nin ney hocalığını yapmış olması, onun bu alandaki bilgi­sini ortaya koymaktadır. Ayrıca, II. Mahmud zamanında padişahın huzurunda icra olunan küme fasıllarında bulundu. Acem-bûselik ve ısfahan makamlarında iki Mevlevî âyini bestelemiş, ancak bunlardan ikincisi zamanla unutulduğun­dan günümüze ulaşamamıştır. Mehmed Ziya ve Mehmed Tâhir, onun eserleri arasında bir de şevkutarab âyininden bahsediyorlarsa da notası zamanımıza ulaşan bu eserin Şeyh Ali Nutkî Dede tarafından bestelendiği artık bilinmek­tedir. Ayrıca bir nota sistemi ile dilâviz, dildar, gülruh, hisar kürdî ve rûhefzâ adlarında beş makam ve “Şîrîn” ismin­de yirmi iki vuruşlu bir usul icat etmiş­tir. Fatin, Tezaire’sinde eviç. hicaz. ısfa­han ve nihâvend makamlarının da onun tarafından icat edildiğini kaydediyorsa da bu bilgi yanlıştır.

Eserleri

1- Divan. Nasır mahlasını kullanarak yazdığı takriben 3000 beyitlik bu eserin müellif hattı ile olan tek nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’ndedir.

2- Terceme-i Menâkıbü’l-ârifîn (Terceme-i Eflâkî). Ahmed Eflâki’nin Menâkıbü’l-arifin adlı eserinin, amcasının oğlu Sahih Ah­med Dede’nin teşvikiyle ve bazı ilâveler­le 1793-1797 tarihleri arasında yaptığı tercümesinden ibarettir. Müellif nüsha­sı Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunan eser, III. Selim’e ithaf edilmiştir. Bir diğer nüsha­sı da Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’ndedir.

3- Şerh-i Ta’rîb-i Şâhidî. Tuhfe-i Şâ­hidî adlı manzum Farsça-Türkçe lüga­tin, Yenikapı Mevlevîhanesi şeyhlerinden Safiyyullah Mûsâ Dede tarafından Arapça’ya tercümesi olan Ta’rîb-i Şâhidiye 1799 tarihinde yazdığı şerhtir. Eserin bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’ndedir.

4- Defier-i Dervîşân, Şeyh Ali Nutkî De­de tarafından başlanan ve onun ölümü üzerine Abdütbâki Nasır Dede’nin yaz­maya devam ettiği eserin, müelliflerin hattı ile olan tek nüshası Süleymani­ye Kütüphanesi’ndedir.

5- Tedkîku Tahkik, 136 makam ve yirmi bir usulün kısaca açıklandığı mûsiki nazariyatına dair bir eserdir. Eserin müellif hattı ile olan bir nüshası Süleymaniye Kütü pha nesi’ndedir.

6- Tahrîhyye, Kendisi tarafından icat edilen nota sistemini açıklayan ve bu nota ile yazılmış dört besteyi ihtiva eden bir eserdir. Müel­lif hattı ile olan bir nüshası Süleyma­niye Kütüphanesi’ndedir.

İlgili Makaleler