Tarihi Şahsiyetler

Abbas bin Abdülmuttalib Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi

Abbas bin Abdülmuttalib.

Ebü’l-Fazl el-Abbâs b. Abdilmuttalib b. Hâşim el-Kureşî el-Hâşimî (ö. 32/653) Hz. Peygamberin amcası.

Hz. Peygamberin doğumundan iki veya üç yıl önce dünyaya geldi. Mek­ke’de onunla birlikte büyüdü. İlk genç­lik yıllarından itibaren ticaretle meşgul oldu. Maddî durumunun iyi olması se­bebiyle, Câhiliye döneminde Kabe’yi zi­yarete gelen hacılara su dağıtma (sikâye) ve onlara ziyafet verme (rifâde) görevlerini kardeşi Ebû Tâlib’den dev­raldı. Ebû Tâlib’in geçim yükünü hafif­letmek için Abbas Ca’fer’i. Hz. Peygam­ber de Ali’yi himayelerine almışlardı.

Hz. Peygamber İslâmiyet’i yaymaya başladığı günlerde Abbas hemen müs­lüman oldu. Ancak geniş nüfuzunu kul­lanarak müslümanları himaye etmek düşüncesiyle, Müslümanlığı kabul etti­ğini açığa vurmadı. Hatta Mekkeli müş­riklerin müslümanlarla ilgili karar ve davranışlarını Hz. Peygamber’e ulaştır­mak maksadıyla kasten hicret etmedi. Daha çok benimsenen ikinci bir rivayete göre ise, Mekke fethine veya en azın­dan Bedir Savaşı’na kadar müslü­man olmadı. Bununla beraber daima yeğenine arka çıkarak onu müşriklere karşı himaye etti. İkinci Akabe Biatı’nda (622), Hz. Peygamber” yalnız bı­rakmayıp müzakerelere katildi; Medineli müslümanlardan onun hayatını tehlikeye atmayacaklarına dair teminat aldı. Mekke’de kaldığı süre içinde İslâm davetini açıktan desteklediği kesinlik kazanmasa bile, karısı Ümmü’l-Fazl Lübâbe ile oğlu Abdullah’ın müslüman olmalarına karşı çıkmayarak İslâmi­yet’in tebliğini müsamaha ile karşıladı­ğını göstermiş oldu.

Bedir Savaşı’nda müşriklerin safında yer almak zorunda kalan Abbas, bu sa­vaşta esir düştü. Kendisinin ve diğer akrabalarının fidyelerini ödeyerek Mek­ke’ye döndü. Oradaki fakir müslümanları himaye etmeye ve Kureyşlilerin İslâmiyet aleyhindeki çalışmaları hak­kında Hz. Peygambere bilgi ulaştırma­ya devam etti. Hayber’in fethini Resûlullah’ın ona müjdelemesi, ikisi ara­sında gizli bir haberleşmenin öteden beri devam edegeldiğini göstermekte­dir. Mekke’nin fethi için yapılan hazır­lıklar tamamlandıktan sonra müslüman olduğunu açığa vurması, onun gizli ve son derece önemli bir görevi üstlenmiş olduğunun bir başka delili sayılmalıdır. Huneyn Savaşı’nın ilk anlarında bozgu­na uğrayan müslümanlara, Akabe ve Rıdvan biatlarında Hz. Peygamber’e bağlılık sözü verdiklerini gür sesiyle ha­tırlattı, böylece İslâm ordusunun tekrar derlenip toparlanmasına ve düşmanı bozguna uğratmasına yardımcı oldu.

İlgili Makaleler