Kimdir

A. Kadir kimdir? Hayatı ve eserleri

A. Kadir kimdir? Hayatı ve eserleri: İstanbul’da doğdu (1917). Ortaöğrenimini Kuleli Askeri Lisesi’nde ta­mamladı (1936). Kara Harp Okulu son sınıf öğrencisiyken, Nâzım Hikmet’le birlikte yargılanarak on aya hüküm giydiğinden okuldan çıkarıldı. Askerlik görevini bitirdikten sonra girdiği Hukuk Fakültesi’ndeki öğreni­mini Tebliğ adlı şiir kitabının toplatılması üzerine İstanbul dışına sürgün edilmesi nedeniyle tamamlayamadı (1943). Düzelticilik, çevirmenlik yapa­rak yaşamını sürdürdü. Yeni Ses, Yeni Edebiyat, Yürüyüş (1941-43), Pınar, Yığın (1945-46), Yeryüzü, Beraber, Yağmur ve Toprak, Yeditepe, Şairler Yaprağı (1951-60), Gelecek, Yeni Adımlar, Varlık (1970-85) dergilerinde yazdı. İstanbul’da öldü (1 Mart 1985).

A. Kadir’in ilk şiirlerine egemen olan temaların kışla ve cezaevi yılları­nın etkilerinden kaynaklandığını söyleyebiliriz. Bu evresinde Mektup, Zeh­ra, Buluşursak gibi yapılarına kavuşmamış şiirlerinde “buna da şükür”, “sade siz efkârlanmayın”, “fakat aldıran olmadı gene”, türünden düzyazı dilinde bile yadırganacak deyişlere raslanır. Düşünsel öğelerle şiirsel öğele­rin kaynaşma olanağı bulamadığı bir geçiş evresinden sonra yılların birik­tirdiği acılar özgün buluşlarla yansımaya başlar A. Kadir’in şiirlerine. İlk aşama budur. İkincisi Nâzım Hikmet’in sesinden kurtularak kendi sesini arama aşamasıdır. 1943-46 yıllarının ürünlerinden Bir İnsan, Yolda Esirler, Cibali, Bir Kayısı Ağacı gibi şiirler bu anlamda bir sıçrama sayılabilir. Cibali dendi mi Aklıma siz gelirsiniz kadınlar Kiminizin beş çocuğu Kiminizin nar gibi yanakları var Kiminiz kocasız kalmış Kiminiz ihtiyar Kiminiz daha körpe hünez Bana umulmadık Eskimiş türküler düşündürür Siyah başörtüsü altındaki yüzünüz.

(İlkin: Yığın dergisi, 1 Kasım 1946, Ali Karasu takma adıyla)

Bu dönem, kendi gerçeği ile toplumsal gerçeklerin birleştiği durum, şiirle­rinin yanı sıra başkalarının yaşam özelliklerinden kaynaklanan parçalarla zen­ginleşmiştir. Yoğun içeriğine karşın öyküsel anlatım tuzağına düşmediği için değişik yapısal öğelerin yardımıyla sorun ve olayın şiirselleştiği Bir Kayısı Ağa­cı (Yığın, Aralık 1946, Ali Karasu adıyla) da bu yılların ürünleri arasındadır.

1950’lerden sonra sözcüklere egemenliği arttıkça özlem, yoksun bırakılmışlık karşısında tepki ve acı biçiminde beliren duyarlıkların yansıdığı şiir­lerde (Çile, Çiçekleri Umudumuzun, Bu Su Çoğala Çoğala) düşünsel öğeler duygusal öğelerle uyum halindedir. Bu dönemin şiirlerinden Bir Ananın Tür­küsü (Hoş Geldin Halil İbrahim, 1959) şairin sözcüklerle hesaplaşması so­nucu elde ettiği başarıları kanıtlamaktadır. Yirmi yedi dizeden oluşan şiirde doğa, insan ve toplumsal gerçeği anıştıran öğeler yan yana, iç içedir. Bulut, bahçe, gül, ağaç, kayısı, kuş sözcükleri görsel bir dünyayı canlandırırken “taştan çıkar yuvamızın ekmeği”, “akşam olur işten döner yorgun argın”, “yüreğim umut dolu, umut dolu, umut” dizeleri toplumsal konumun belir­ginleşmesine yardımcı olur. “Yanık türkü, acı ölüm, bütün yalan” dizesinin yol açtığı burukluk, şiirin gizli lirizmini duyumsatır bize. Sait Faik, Semaver öyküsünde seccadesinin üstünde yüreği duran anasının ölümüyle boşlukta kalan emekçinin duygusal depremini anlatırken toplumsal konumunu veri­yordu. A. Kadir’in şiirinde ananın yarattığı imge toplumsalı oluşturur.

Başımın üstünde bir ak bulut Taşta çıkar yuvamızın ekmeği Yüreğim umut dolu, umut dolu, umut Yay kokunu buram buram kayısı gülüm Yanık türkü, acı ölüm, bütün yalan Kon omuzuma, kanat vur, sarı asmam Yanık türkü, acı ölüm, bütün yalan.

A. Kadir; Mevlânâ, Homeros, Ömer Hayyam, Eluard gibi doğulu ve ba­tılı şairlerin yapıtlarını Türkçeleştirirken, kendi şiirlerinde de yoğunlaşma ge­reği duyduğunu belirtmiştir (Hikmet Altınkaynak, Edebiyatımızda 1940 Ku­şağı, sf. 177). Özellikle 1960’tan sonraki yaratılarında bu amacı gerçekleştir­diğini söyleyebiliriz. Onu toplumcu gerçekçi hareket içindeki düzeye getiren özelliklerinden biri de budur.

ŞİİR KİTAPLARI

Tebliğ (1943),

Hoş Geldin Halil İbrahim (1959, 1965),

Dört Pencere (1962),

Mutlu Olmak Varken (bütün şiirleri, 1968).

Kaynak: Çağdaş Türk Edebiyatı 3, Cumhuriyet Dönemi 1, Şükran YURDAKUL, 1994, Evrensel Basım Yayın.

A. Kadir kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi: (1917) Türk şair. Toplumsal gerçekçi şiirlerinin yanı sıra Ilyada ve Odysseia ‘nın Türkçe’ye kazandırılmasına katkıda bulunmuştur. Asıl adı ibrahim Abdülkadir Meriçboyu’dur. İstanbul’da, Eyüp’te doğdu. Küçük yaşta annesini, babasını kaybetti. 1933 yılında Kuleli Askeri Lisesi’ne girdi. 1936’da liseyi bitirdikten sonra Ankara Kara Harp Okulu’na geçti. 1938’de son sınıftayken Nâzım Hikmet’le birlikte tutuklandı ve on ay hapse mahkûm oldu. Hapisten çıktıktan sonra er olarak Çorum, Diyarbakır ve Sapanca’da askerlik yaptı. 1941’de İstanbul Hukuk Fakültesi’ne girdi. Bu arada Tan gazetesinde düzeltmenlik yapıyor, arkadaşlarıyla Y«’r«-yüş dergisini çıkarıyordu. 1943’te yayımlanan Tebliğ adlı şiir kitabı toplatıldı ve şair sıkıyönetimce sürgüne yollandı. Muğla, Balıkesir, Konya, Adana ve Kırşe­hir’de kaldı. 1947’de sürgünden dönüp önce bir bisküvi fabrikasında, sonra çeşitli gazete ve yayınevlerinde çalıştı. 1965’ten bu yana kendi kitaplarının yayımıyla uğraşmaktadır. Azra Erhat’la birlikte yap­tığı Ilyada çevirisi Habib Edip Törehan (1959) ve TDK Çeviri Ödülü’nü (1961) kazandı. 1980’de Hasan Ali Ediz Edebiyat Çeviri Ödülü’nü, 1983’te Yazko Çeviri Ödülü’nü aldı.

Şiire annesinin ölümü ve gençlik duygularından kaynaklanan şiirlerle başlayan A. Kadir, önceleri Faruk Nafiz ve Necip Fazıl etkisinde şiirler yazdı. Lise son sınıftayken eline geçen Nâzım Hikmet’in şiirleri onu derinden etkiledi, şiir ve dünya görüşünü değiştirdi. Ses ve Yeni Edebiyat dergilerinde yayımla­nan ilk şiirleri bu günlerinin ürünüdür. 1943’te yayımlanan Tebliğ’de savaşa karşı şiirlerle yoksul insanların duygularını işleyen gerçekçi şiirler yer alır. Sürgünde yazdığı şiirlerinin bazılarını işe dergilerde takma adlarla yayımladı. 1959’da basılan Hoş Geldin Halil ibrahim adlı kitabında sürgün günlerinin acı yaşantılarından kaynaklanan şiirlerinde insan gücüne güvenme, direnme, özgürlük gibi konuları işledi. Bireysel yaşantısından kaynaklanan durumları şiirleştirirken, bunları toplumsal kaygılarla ustaca birleştir­di. Son Pencere ile Mutlu Olmak Varken adlı kitaplarında yeni şiirlerinin yanı sıra, daha önce çeşitli nedenlerle yayımlanamamış eski şiirlerine de yer verdi.

Yapıtları 1940’larda ortaya çıkan şairler arasında seçkin bir yeri olan A. Kadir, Mevlânâ, Havyam ve Tevfik Fikret’in şiirlerini günümüz Türkçesi’ne aktar­mış ve Azra ErhatTa birlikte İlyada, Odysseia gibi dev yapıtları Türkçe’ye kazandırmıştır.

YAPITLAR (başlıca):

Şiir:

Şiir Çevirileri:

Anı, Gezi :

Kaynak: Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, 3. cilt, Anadolu yayıncılık, 1983

İlgili Makaleler